|
||
Yüzsüzlük; bazen, insanı arsızlaştırırmış. | ||
Bu adamı, bu koltuğa kim atadı. Referansı kim? Ben bilmem. Bu adam çizmeyi aştı. Terbiyenin de bir sınırı var. Ben senin gibi doktorculuk oynamıyorum. Adam gibi kamu görevi yapıyorum. Bu iş şirazeden çıktı. Gömleğin baştan ters düğmelenmiş tek düğmesi sensin. | ||
GÜNDEM Haberi | ||
![]() |
||
|
||
Yüzsüzlük; bazen, insanı arsızlaştırırmış. Bu adamı, bu koltuğa kim atadı. Referansı kim? Ben bilmem. Bu adam çizmeyi aştı. Terbiyenin de bir sınırı var. Ben senin gibi doktorculuk oynamıyorum. Adam gibi kamu görevi yapıyorum. Bu iş şirazeden çıktı. Gömleğin baştan ters düğmelenmiş tek düğmesi sensin. Dünde yazdım. Liyakat itaate dönüşmüş ise, yönetilen ister bir ülke, ister bir şehir ister bir Hastane olsun. Önce adama bakacaksın. Seni bu yazdıklarım mı kızdırdı. Aksinin ispatı senin görevin. Bu hastanede bire bir riskle çalışan onca personel. Eşinizde bu personele dâhil. Eşiniz pandemi öncesi doğum iznine ayrıldı mı? Ayrıldı. Akabinde bu izin 14 ay değişik branşlardan istirahatlarla sürdü mü? Sürdü… Hiç hastaneye uğramadığı iddia edilen doktor hanım. Bu istirahat sürecinde Pandemi farkı dâhil, döner sermayeden pay aldı mı, almadı mı? Bizdeki bilgilere göre aldığı. İl Sağlık Müdürlüğü kayıtlarına göre geldiği ve imzasının varlığından söz ediliyor. Ancak bu imzanın doktor hanıma ait olmadığı iddiası da var. Pandemi ödenekleri dâhil, diğer sağlık personeline yapılan döner sermaye ayarlamasında senin yetkin nereye kadar ki; hemşireler başta olmak üzere diğer sağlık personelinin mağdur edildiklerini söylüyorlar. Bir sendika temsilcisi de (Özlük Haklar) konusunda verdiği mücadelede sık, sık sizden neden bahsediyor olabilir? Hastanede şirket elamanı olan bir personeli yanına ayırıp, o kişiye personel hakkında çetele tutturduğun iddiası. Bu çetele tutan, kişiye suflörlüğün karşılığı olarak makam verdiğin ve personelden aldığın bilgiler doğrultusunda personelin çalışma huzurunun bozulduğu iddiası ne doğrultuda gerçek! Sözüm ona; espri. Sözüm ona; tatlı sert davranış… Hadi be! Personelin moral ve motivasyonunu artırmak. Göreve özendirmek böylemi oluyor? Başka birilerine göre; ‘personeli tehdit ve taciz’. Amaçlı. Bende böyle değerlendiriyorum. “Isırırım” kelimesi ile ilgili moral ve motivasyon içerikli cümleler içinde kullanmaya çalıştım. Anlam kayması fikir sapması oluyor birader. Bu kelimeyi sen hangi amaçla kullandın? Örneğin ‘masayı silmezsen ısırırım’. Böyle bir emir verdiniz. Silmedi diyelim. Diğer sağlık personeline, ‘şikâyet istemem. Şikâyet gelirse seni ısırırım’ dediniz. Şikâyet geldi. Diyelim. Kaç kişiyi nerede ve ne şekilde ısırdınız? Merakımdan soruyorum ısırma işi, cinsiyete göre değişiklik gösteriyor mu? Bana göre hizmetle, ast üst ilişkisiyle örtüşmeyen bu gayri ahlaki davranış la ilgili, hakkınız da şikâyet dilekçesi verildi mi, verilmedi mi? Bunların derdi neydi? Makam iyi. Maaş iyi. Neden çekip gittiler? İki baştabip yardımcıları. Üstelik çalışma arkadaşlarım diye çağırıp görevlendirdiğin. Bu çalışma arkadaşların seni neden terk etti? Bu çok bilinmeyenli bir denklem değil ki! Günü geldiğinde onları da yazacağım. Sana tavsiyem bu yazılar çoğalmadan o yardımcıların gibi çek git o kurumun başından. Hastane kadrosuna koku alma duyusu yüksek bir tazı alın. Denetim işini o yapsın! Hangi devirde, hangi çağdayız? Allah aşkına sizler hangi devrin yaşayanlarısınız? Personelin sigara içip içmediği kontrolü yapıyorsunuz. Burası hastane mi, kışlamı? Önce buna bir karar verin ki! Personeliniz kendisine çeki düzen versin. Bu kontrol hangi ahlakla bağdaşır ki, özellikle kadınlar seçilip üzerleri koklanıyor. Sana ne sigara içiyorsa. Açık havada içip içeri geliyordur. Bu insanların özgür iradesi değil mi? Diğer yanda akşama kadar cep telefonlarıyla lak, lak çekenleri zaptırap altına al ki; hastayla ilgilensinler. Sağlık personeline hatalı ürün! Dışarıdaki yurttaş ne yapsın? Mutlak elzem ki onlarca ihale yapılıyor. Yapılan ihalede (Doğrudan Temin) bir maskeden söz ediliyor. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının “Güvensiz Ürünler” bildiriminde N95 maskesi geçiyor. Bu ürün hangi şartlarda, doğrudan temin yoluyla tedarik edilmiş; menşei neresi? Kullanım alanı Araştırma hastanesi olabilir mi? Bakanlığın “Güvensiz Ürünler” bildirisinden haberiniz yok mu? Bu ürünleri dağıttığınız ve kullanan sağlık personelinin sağlıkları bozulduğu test sonuçlarının pozitif çıktığı doğrumu? Parayı alan Üsküdar’ı geçti mi. Hastane muhasebesi zarar etti mi? Nasılsa bu para senin cebinden çıkmadı. Bu işe devlet sırrı diyecek halinde yok. Bu iddia doğruysa ve de öyleyse. Pılını pırtını topla ve git. Buranın Kralı benim! “Çıplak Kral” Üyelerinin yanında bir sendika şube başkanını hangi cesaretle kovabildin. Bunu aklım almadı. Adamcağız kibarlığından sessizce oradan ayrılmış. Ayrılmadan sana bir soru sormuş, “Benim üyelerimle ne konuşacaksınız. Bende duymak istiyorum”. Sözüne karşı cevabın; “Bunları pikniğe götüreceğim, sana ne, çık dışarı”… Böyle bir lakırdı bana yapılmış olsaydı, ben bu lakırdıya şapka çıkartırdım. Bu şapkanın içinden tavşan mı çıkardı. Yoksa sen mi? Burası meçhul. Müsait olur aracınızda yer olursa şu planlanmış pikniğe bende geleyim. Piknik yiyecekleri ihaleyi kazanan yemek şirketimi hazırlıyor? Nede olsa hep bu şirket hastanenin yemek ihalesini alıyormuş. Durum böyle olunca şirket 30 kişilik bir “bonus”; sana, personele birde bana verirsin! Kalbini kırdığın o sendika temsilcisini de yanına al, pikniği birlikte yapalım. Adam hepinize mavi boncuk gibi plaket dağıttı. O gün çok kibardı da, kovulduğu gün mü cozuttu? Şimdi senin ağzından çıkan lakırdılar. Bu lakırdıları tanıklarıyla birlikte istersen mahkeme koridorlarına taşıyalım ha! Ne dersin? ‘Ben Karadenizliyim. Bir telefonumla binleri buraya yığarım. Sokağa çıkamazsınız. Benimle uğraşmayın. Yaşatmam’. Sen örgüt mü kurdun? Bu binler silahlı mı? Yoksa piyade mi? Otobüsle mi, zırhlı araçlarla mı? Gelecekler… Burası muallâk. Bu sorunun cevabı sende. Ağzından dökülen, diğer ‘singaflar’ı yazayım mı? Yoksa telefon sesini açıp seninle birlikte teyit edelim mi? Tehdit ediyorsun. Ama kiminle dans ettiğinin hiç farkında değilsin. Belli ki; annen ağzına hiç acı biber sürmemiş. Bir tıp adamına yakışıyor mu bu sözler. Umarım vekil senin ağzına acı biberi sürer. Bu millet senin sayende milletvekilinin ağzına da acı biber sürecek haberin olsun. İnanmazsan yorumlara bir göz at. Birde sana minicik bir nasihat edeyim. Hani ben Karadenizliyim diyorsun ya! İnsanlara coğrafya ahlak ve kültür verir. Belli ki arada sırada senin gibileri atlamış olmalı! Unutma! Senin hata yapma şansın yok. Hele ki alttan kalkıp üstekini puşt etmek gibi numaralara yatmana da hiç gerek yok. Hastanenin içini de, dışını da rezalet götürüyor. Ama! Temizlik işçisine makam verip Baştabiplikte çetele tutturuyorsun. Temizlik ve hijyenden bir haber kurumda sağlık dağıtıyorsun... Sen adam gibi işini yapsan. İhale kovalamasan nasıl olur? En azından hakkında onlarca iddia ve yorumlar ortaya dökülmez. Değil mi! Okuyucularım aşağıda cümleleri çok beğenmişler. Dün yazmıştım… Bugünde yazıyorum. Liyakat böyle bir şey olduysa! O; birinden veya birilerinden güç alıyorsa korkaktır. Birileri O’nun için velinimetse o kişi şamar oğlanıdır. O; birileri tarafından kollanıp korunduğunu zannediyorsa aptaldır. Çünkü onlar çıkarları için adam kullanılırlar. Günü geldiğinde tasmalarını bırakırlar. Bak ben ağzımı bozmadım. Efendi ol. Telefon tuşlarına basmadan bir değil, birkaç kez düşün. Adam gibi konuş. Racon kesmek sana yakışmadı be, Koçum! |
||
|
||
Etiketler: Yüzsüzlük;, bazen,, insanı, arsızlaştırırmış., |