grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

BÜROKRATLAR, DİĞER İNSANLAR VE SEYFE GÖLÜ SULAK ALANI…

İkiyüzlülük sanatı. Halk dalkavukluğu orta oyun soytarıları kurdukları çadır tiyatrosunda kendi yazdıkları senaryoda 20-22 Haziran 2023 günü rol kesip oynadılar.

Gündem Yayın: 25 Haziran 2023 - Pazar - Güncelleme: 25.06.2023 21:37:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

BÜROKRATLAR, DİĞER İNSANLAR VE SEYFE GÖLÜ SULAK ALANI…

İkiyüzlülük sanatı. Halk dalkavukluğu orta oyun soytarıları kurdukları çadır tiyatrosunda kendi yazdıkları senaryoda 20-22 Haziran 2023 günü rol kesip oynadılar.

Önce kuruttular. Sonra nasıl kurtarırız derdine düştüler. ÇATAK başlığı altında oluşturulan proje ile kuru tarım yapılsın dediler. Baktılar ki, bölge köylüsü hem akıllı. Hem uyanık. Hem teşvik alıyor hem bildiğini okuyor. Keson kuyular kişisel hak ve kullanma özgürlüğü içinde olduğu için dokunamayız dediler. Köylü ikna olsun dediler. Köylü Nuh dedi. Peygamber demedi. Pompalı Derin Kuyular kapatılsın olmaz! Neden? Kişilerin yasal hakkı. Peki, birinci derecede sit alanı ilan edilen bölgenin haklarını kim koruyacak? Önce insan! İyi güzelde Seyfe Gölü Sulak Alanını bu hale getiren insanın ta kendisi değil mi? Hem de Devletin destek ve gücüyle!

Baktılar ki olmuyor. Bir tarafta ‘Ramsar’… Diğer tarafta bölge insanları. Bir başka yerden STK’lar. Hepsi ayrı telden çalıyor. Devlet hem yıpranıyor, hem de suçlanıyor! Hemen devleti alileri kolları sıvadı ‘Seyfe Gölü Yönetim Planı hazırladı’… Artık zurnanın zırt dediği yere gelinmişti. Gölü ya kurtaracaklar! Ya da kurtaracaklardı.

Plan Terme Kür Merkezinde 3 gün sürdü. Nefes alınmadan çalışıldı. Hazırlanan bu planla uygulama denetim gibi yorucu, angarya görevlere ne ilgili müdürlükler, ne üniversite ilgi göstermedi. Sonra; ilgili bakanlık, herhalde bir şeyler eksik yapıldı dedi; İlk revize planını yaptı. Devlet ihaleye çıktı. Özel şirket marifetiyle yeniden Çalıştaylar düzenlendi… Yenildi, içildi, uzaktan gelenler Kırşehir’in en lüks otelinde ihale payından ağırlandılar. Termal havuzlarında yorgunluklarını atarak dinlendiler. Yazdılar çizdiler. Korumak isteyenlerden, korumayanlardan. Bu göl illetinden kurtulmak isteyenler. Parçalayanlardan oluşmuş heyetten, fikir alıp verdiler. Baktılar ki katılımcılar cekcaktan öteye geçemiyor, ‘bu karar iyi karar gidelim bakanlığa kadar’ dediler. Kurtarma için ilk adımlar atılmıştı. Revizeler ardı ardına geldi! 1nci de olmadı. 2nci olsun. Buda olmadı! Derken… Bu son derken üçüncüsü geliverdi.

Seyfe Gölünü kurutan DSİ rolünden hiç vazgeçmedi… Halen kurtarıcı rolünde. Tıpkı hükümet gibi! İyi biliniz ki; hiçbir şey birden bire olmadı. Hepsi hazırdı. Bir bahane vardı. ‘Sıtma’… Sağlık bakanlığı kayıtlarında bölgede ne hikmetse Sıtmadan ölen bir kişi dahi yok…

Seyfe Gölü Sulak Alanının çevresi kuşatan kanalları kim açtı? Gölü çevreleyen, Nevşehir İl sınırları içinde kalan Kozaklı bölgesi dâhil kuyuları kim açtı? Bitti mi? Bitmedi. Bu kaçak kuyulara ruhsatları kim verdi? Elektrikleri kim verdi? Kuyu bağlantılı sulama aparatlarını kim verdi? Seyfe kaynağı üzerine yapılan bentte toplanan suyun üzerinde hangi bakan, hangi DSİ müdürü ve hangi ülkenin valisi sandal sefası sürdü?

Kaynakların üzerine kapalı devre sulama istasyonları kurup göle su gitmesini kim önledi? Hemen yanı başında kullanılabilir su havzası (Acıöz olmasına rağmen) havzasından değil de, Seyfe kaynağından Mucur ilçesine su veren kim?

Kararkaç köyü çevresinde 25 metre derinliklerde kanallar açıp, açılan kanal toprağını ana kaynak üzerine yığarak yassı höyük oluşturan kim? Devletin farklı yöntemlerle koruması gereken bu sulak alan için ARGE kurması gerekirken; bölgede ‘oy’ devşirmek ve anlayış çerçevesinde yandaş müteahhitleri kollamak için milyarlarla lirasını harcama yapması hangi akıl ve mantığın ürünü? Kulp hazır. ‘Sıtma Savaş’… Yurttaşı salgın hastalıktan koruma! Bu beyler; her türlü talana, vurguna yağmaya bu ülkede üzerine çekilen mutlaka bir kılıf buluyorlar. Çünkü bu konuda çok mahirler…

Yıllarca yeraltı rezerv ve haritası çıkartılmadı. Şimdide böyle bir belge yok. Varsa da, yoksa da Küresel ısınma, yağış rejimindeki düzensizlik! Kanalları, kuyuları kim açtı? Kim kuruttu Seyfe Gölü Sulak Alanını. Kim kapattı geçici bataklık alanları? Sıfır noktaya kadar tarla açıp kim ekip biçiyor?  

Horla, Seyfe Kaynağı üzerine toplamda 11adet kuyu açan, kapalı devre sulama sistemlerini kuran kim? Malya çiftliğindeki kuyulara kullanma kotası koyan. Bu kotayı dahi kullanamadı, var olan suyu dibine kadar kullanma hakkı var diye sevinen kim? İki yıl bu bölgeye 500 dönüm yonca ekimi yapıp iki kuyuyu aktif hale getiren kim? Bir tarafta köylüye kuru tarım yap diyen devlet, diğer tarafta sulu tarıma evvel Allah diyen kim?

Şimdi devlet. Yani Millet bu zevatlar için yapacakları görevleri (idame, iyileştirme ve koruma) karşılığı maaş ödüyor. Biz STK’lar cebimizden para harcayarak koruma derdine düşüyoruz.

Ulan sizler ikiyüzlü suratlarınızla aldığınız maaşı çoluk çocuğunuza nasıl yediriyor, başınızı o yastığa nasıl koyuyorsunuz? Diye sorsam hangisinin suratı kızarır?

Seyfe Gölü Sulak Alanını nasıl kuruttuk? Demiyorlar!  Gerçekçi, yapıcı, kalıcı projeler yerine absürt düşüncelerini öne sürüp, günü ve Seyfe Gölü Sulak Alanını kurtarıyorlar! Oysa Seyfe Gölü Sulak Alanı çoktan öldürüldü… Bütün sıkıntı paylaşımda! Nasıl olmalı? Nasıl bir kılıf içinde yok edilmeli. Bu suça ortak olanlar ve ortak edilmek istenilenler revize planına çağrılıyor…  Ulan gölü kurutan, kurumasını seyredenler sanki kendileri değilmişler gibi, kendileri çözüm üretiyor!

Daire başkanı, DSİ 12nci Bölge temsilcisi maşallah sazı hiç bırakmıyorlar. En iyi makam bizim elimizdeki enstrümandan çıkar. Biz çalıp, biz söyleriz diyorlar. Ve de öyle yapıyorlar.

Yazık oldu Seyfe Gölü Sulak Alanına! Zaten laftan başka bir şey üretmiyor, kalıcı bir proje yapmıyor tüm bu gerçekler içinde dokunmuyorsunuz da! Hiç değilse rahat bırakın. Kendini yenilemesine fırsat verin… Oluşturduğunuz saçmalıklar periyodu içinde oluşturamadığınız boş laflardan, kısaca elinizi ayağınızı çekin.

Çevre Kanunu Madde 9- Çevrenin Korunması amacıyla;

a) Doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ile bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esastır… Biyolojik çeşitliliği koruma ve kullanım esasları, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, ‘sivil toplum kuruluşlarının’ ve ilgili diğer kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir.

c) Ulusal mevzuat ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınarak koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan hassas alanların her tür ölçekteki plânlarda gösterilmesi zorunludur. Koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan alanlar, plân kararı dışında kullanılamaz’. STK’yı dinleyen, kürsü veya söz hakkı veren yok. Hatta kendinden başkasını ciddiye alanda yok… Derken; kimse kimseyi ciddiye almadığı aşikar bir hâl alıyor. Biyoloji Bölümü olmayan Ahi Evran Üniversitesine ‘Biyolojik çeşitliliğin ve sulak alanların toplumsal değerlerinin öne çıkartılması’ ve ‘Bölgesel Ekosistemin korunması’… Bu başlıklar altında araştırma görevi üniversiteye veriliyor. Tam bir tiyatro… Bir çarpık durum ise; bu görev Ahi Evran Üniversitesine mi? Yoksa üniversitede görevli; her durumdan kendine vazife çıkartan, çevresel etki kapsamında bir tane veri üretememiş ziraat mühendisi olan bir hocaya mı? Oysa Ziraat fakültesinde ‘Su Biyoloğu’ var. Hayır! Bu işler illaki Ziraatçı olana verilmeli! Bu ziraatçı hocaya veya bağlı olduğu fakültesine ver! Hayır. Olmaz. Neden? Bu işlere gönül vermiş… Tam bir maskaralık. Bu maskaralık salonda hız kesmiyor. Boztepe, Mucur Kaymakamlarından bir cümle laf çıkmıyor ağızlarından. Bu anlayış sadece bir akıl tutulması. Fotoğraf Sergisi yapıyorlar, sergiye 3 yıl önce vefat etmiş Ömer Çetiner’in yaklaşık 17-18 yıl önce çektiği fotoğraflar çıkartılıyor. Seyfe Gölü Sulak Alanının bu fotoğraflarla yakından uzaktan alakası yok. Gerçekleri değil, yıllar önce çekilmiş fotoğraflar, sanki bugünü yansıtıyor gibi öne çıkartılıyor!  Kısaca laf olsun, torba dolsun kelamıyla salonda, açık alanda sağırlar birbirlerini ağırladı. Hepsi bu…

İnsanlardan utanmıyorsunuz, bari yaban hayatından, yaban hayvanlarından utanın…

Bölge Tarım İl tarım Müdürlüğü tarafından denetlenecek, takip edilecek, Jandarma tarafından korunup kollanacak. Bu kurumlardan birisi Kızılırmak havzasını komple kiraladı. Sazlık alanların yakılmasını Jandarma seyretti. Köylü toprağı sürdü. İlaçlama ve Su kirliliği DSİ izledi. Maliye talanın izlenmesi yanı sıra yağma işine girişenlerden kira parası topladı. Bu kurumlar Seyfe Gölü Sulak Alanını koruyup kollayacaklar ya! Ziraat Mühendisi Biyo çeşitliliği tespit edip planlama yapacak! Öylemi? Hadi be…

#
Yorumlar (1)
Ahmet Serdar
26.06.2023 12:05
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.