grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

Hırsızlar o kadar utanmazlar ki; çaldıklarıyla orta yerdeler…

İDDİA DEDİK; GEÇTİK. YALAN DEDİK; SUSTUK. İFTİRA DEDİK; ALDIRIŞ ETMEDİK… HAPSETTİLER; SIRTIMIZI DÖNDÜK… DEVAM MI? TAMAM MI? YA HARAMİ DÜZENİNE ONAY, YA DA HUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE…

Gündem Yayın: 08 Mayıs 2023 - Pazartesi - Güncelleme: 08.05.2023 23:27:00
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

İDDİA DEDİK; GEÇTİK. YALAN DEDİK; SUSTUK. İFTİRA DEDİK; ALDIRIŞ ETMEDİK… HAPSETTİLER; SIRTIMIZI DÖNDÜK… DEVAM MI? TAMAM MI? YA HARAMİ DÜZENİNE ONAY, YA DA HUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE…

Özgürlük vaadiyle geldiler, 20 yılda hak ihlallerinin aktörleri haline dönüştüler… Namussuzların köşe taşı olduğu bu ülkede namuslu olmak o kadar zor ki! Bunun içindir ki; bu seçim hırsızla dürüstün. Çıkar odaklı siyasetle, ahlakın seçimi olmalı. Siz hangisine yakınsanız siz ‘O’sunuz!

Âdette, edepte gücü ele geçirinceye kadar. Ya sonra! Ahlaktan uzak olanlar için yasa çıkartsalar ne yazar? Çıkarttıkları yasalarda tıpkı kendileri gibi, olacaktır.

Laik ve bilimsel bir eğitimden uzaklaşırsanız, yargıyı siyasallaştırırsanız, önce birey, sonra toplum olarak çürürsünüz.

Sosyal Medyada öyle iddialar var ki yenilir yutulur değil. 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluklarından, hırsızlıklarından, talandan, vurgundan, yağmadan söz ediliyor.  Yargıdan bırakın adım atmayı, nefes alıp veren yok. Oysa Türk Ceza Kanunun 160’ncı maddesi Cumhuriyet savcılarına doğrudan görev veriyor... 

Partili Cumhurbaşkanının bir zamanlar cezaevinde korumalığını yapmış kendisine abi diye hitap eden Hasan Yeşildağ’ın kardeşi Ali Yeşildağ… ‘Tayyip abinin en büyük özelliği şudur; “Sizin Paranızı çalar, tamam mı, size kendisini alkışlatır. Bravo”…

Ülkenin bir manzume içinde nitelikli bir programla soyulduğundan bahsediyor. İddiaların sahibi kişi, bu yolsuzluğun içindekileri isim, isim veriyor. Bu iddialar sadece Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili değil. Eski tarım bakanı Mehdi Eker, Özel kalem Müdürü, Genel müdürleri ve bu ihaleleri alan onlarca müteahhitler. Ülkeyi bir ekmek arası dönere, milletin cebinden alınıp eline tutuşturulan 200 lira karşılığı oy verenlerin marifetidir. İddiaya dâhil edilen kişi Erdoğan bu ülkede sıradan bir kişi değil ki; AKP’lilerin oylarıyla seçilmiş ‘Partili Cumhurbaşkanı’…

Benzer iddialar sadece bu kişi veya kişiler üzerinde yoğunlaşmıyor. Sedat Peker’in, İş adamı Muhammed Yakut’un bu talan ve vurgun iddialarının uzantıları içinde olan ailelerinden. İktidarın bakanlarından… Eşlerinden. Çocuklarından… Yurtdışı kaynaklı kişilerden, bağlantı kurdukları, Rus, Azeri Oligartlar’dan, Uyuşturucu Baronlarından, ahlaksız ilişkilerden, tecavüz ettikleri kadınlardan, öldürdükleri çocuklardan isim, isim bahsediyorlar. Yat içinde yapılan uyuşturucu, seks partilerinden bahsediyorlar. Yat içinde Boy, boy kuzu çevirme görüntüleri sosyal medyada geziyor. Tüm rezillikleri din örtüsüyle nasıl örttüklerini anlatıyorlar…

Hırsızlar o kadar utanmazlar ki; çaldıklarıyla orta yerdeler…

Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz. Biz ise, ortadan kaldırılmış yoksulluk… Kimin parasıyla zengin, kimin parasıyla bu milleti borçlandırdınız? Utanmıyorlar o kadar arsızlar ki; devleti kendi dükkânları, ülkeyi çiftlik zannediyorlar. Yatlarda mafya artıklarıyla, milletin malına çöken sırtından milyar dolarlar çalanlarla yatlar içinde kuzu çeviriyorlar milletin gözüne dayıyorlar. Bu görüntülere ahlak diyenlerle, ahlaksızlar diyecek cesareti olanların seçimi olacak.

Yargının çivisi söküldü… Türk ordusunu, parti ordusu haline dönüştürdüler. Yargıyı anayasal koruyucu unsur haline dönüştürdüler.  Milletin Ordusunu kendilerini koruma gücü haline getirdiler. Siyaset kuşatması altında yalanların tavan yaptığı bu ülkede, Hukuk siyasallaştı. Yargı parti kurumu haline geldi. Devlet bağımsızlığını yitirdi. Parti devleti haline dönüştü.

Cehalet tavan yapmış. Sünepelik sokaklara yayılmış. Ülke Ortadoğu çöplüğüne dönmüş. Sosyal medya hırsızlıklarla, yolsuzluklarla, çalıp çırpmayla fırtınalar koparırken bu ülke 20 yıldır kimin koynunda? Halen uyanamadı… Memleketin içini dışına çevirmiş, talan ve vurgunun adresi olmuş bu çıkar odaklı siyasi aktörlere sahip çıkan bu ülke insanı. 14 Mayıs’ta kendisine kimi layık görecek göreceğiz. Düşünmüyorsan. Düşünmeden laf olsun ya da ceza korkusu ile o sandığa gidiyorsan gitme.

Bu ülkede ortaçağ anlayışı hâkim kılındı. Bu ülkede 1,5 milyon çocuk tarikat kamplarında Cumhuriyet düşmanlığı için esir edildi. Bu ülkede köylerde, okullar kapatıldı. Kapatılan okulların kapıları, pencereleri kiremitleri sökülüp satıldı. Dokunulmayan diğer okullar muhtarların kahvehanesi, deposu, samanlığı, ahırı oldu. Ya da köy imamına lojman yapıldı.

Sivil darbe… Karşı devrimler… Allah’ın Lütfu! Almanya bizi kıskanıyor, Alman halkı sürünüyor dediler. Bu sözlere en çok bizdeki sürünenler sevindi! İyi ki Somali gibi değiliz diyerek şükrettiler! Adama Pontus dediler. Adam Kemalist çıktı. Milliyetçiyim teraneleriyle yatıp kalkanlarda boyunlarında haç, alt kimliklerinde Pontus ve Gürcü çıktılar. Aldatmak ve kirli siyaset budur.

Her şey çok güzel olacak diyorlar. Umarım olur. Onlar ki; ‘Kurtarılan Bir Ülkenin Nasıl batırıldığını Seyrettiler.

Deniz Baykal kişisel çıkarlarını önceleyerek uğruna ülkeyi sattı. Adına ‘Demokrasi’ dedi… İlker Başbuğ önce silah arkadaşlarını sattı. Bir gazetecinin ‘Seni Kasım paşalı görevden alacak. Sen devlet adamı değil, devlet memurusun’… Dediği adam. Görevden alınmakla kalmadı, Silivri’ye tıkıldı. O ise; bu işin adına ‘Hukuk’ dedi. Antalya’da ‘Yarım ada sahibi’ olan, siyasetçi öldü, üniformalı meşhur oldu… Şimdi Atatürk kitapları yazıyor. Paralar kazanıyor. Her fırsatta ağababalarına siper olan, boşalan koltukları dolduran siyasetçilerin kankası, üniformalı baronlarını koltuk korkusu sardı. Çünkü Sosyal medyada açıkça görülüyor ki; birbirlerini satan, satana. Diğer tarafta alan, alana!

Toplumu gerçeklerden soyutlayıp kandıranlar, korkmuyorlar. Toplum kendisi korkuyor… İşte budur din ile uyuşturmak, siyasallaşmış yargıyla korkutmak.

Dünya’nın herhangi bir ülkesinde acısını bir kenara itip, saltanat derdine düşmüş siyasiler en hafif şekliyle protesto edilir, yer yerinden oynardı! Bu ülke; bunların yıllardır süregelen çıkar odaklı politikalarından neden bıkmadı? Yıllardır bu millet bu siyasi suratlara mecbur mu? Neden bu ülke yeni yüzler, yeni politikalar ve değerlere yönelmez de, fosillere, dinozorlara, bir harami düzenine kendini mecbur hisseder! Neden? Anlaşılır gibi değil! 

Büyük şehirlerde; Kışlaları yerinden oynattılar… Şehir dışına çıkartıldılar. Boşa çıkan arsalar üç paraya satıldı. Kupon arsalara sahiplenip çöktüler. Kimler mi? Neler mi kazandı? Korkunç paralar. Korkunç komisyonlar hesaplara yattı. Bu Siyasilerin çıkar odaklı siyasetleri batsın… Bu talan düzenini ülkenin paşaları; paşa, paşa seyrettiler. Muhalefet ağzını açamıyor. Paşalar siyasetçiyi alkışlamanın da ötesine geçirdiler. Milletin parasıyla alınan, sırtlarındaki üniformalardan utanmadan,  TSK’lerin Uçağı, Tankı, Topu, Çakma Uçak Gemisi Siyasi malzeme oldu. Paşalar elleri önlerinde siyasilere reklam aracı oldular ve poz verdiler.

AKP Karaman Gençlik Kolları Başkanı Polis Şefini tokatlıyor. Emniyet Müdür yalanlıyor. Polis şefi darp raporu alıyor. Sopa yiyen Polis şefi o dayağı milletin ona verdiği makam masasında yiyor. Utanmaz adam! O masada oturuyorsan kalk git. Belinde silah taşıyıp millete efelenmek, sokakta artistlik yapmak Polis olmak değil. Eğer ki; devletin polisi değil, siyasetçinin bekçisi isen, üniformanı da,  rozetini de, silahını da masanın üzerine koy ve çek git. Desem!

İç İşleri Bakanı YSK’na alternatif paralel ‘Seçim Ofisi’ kuruyor. Suç işliyor diyorlar. ‘Seçim takip modülü’ oluşturmuşlar. Bu konu Valiliklere, kaymakamlıklara devredilmiş aslında bu işle il valileri, kaymakamları görevlendirilmişler.   Hukuk dışı, bu kanunsuzluğa uyanlar varmış. Tüm bunlar hukuk ülkesinde olmaz. Bunun koyulmamış adı ‘Diktatörlüktür’… Diyorlar. Yargıdan ses yok.

‘Dünya’nın farklı coğrafyalarında ihtiyacı olan ülkelere 8,5 milyar dolar yardım yaptık’… AKP milletvekili Nurettin Canikli… ‘Suriyeli Mülteciler 56 Milyar Dolar harcadık’… Recep Tayyip Erdoğan… ‘Dünyanın birçok ülkesine ve Rusya’ya altın varaklı cami yaptık. 11 Milyar Dolar harcadık’. Londra’da malikâne sahibi Ali Erbaş… Ne kadarı doğru ne kadarı yalan. Denetleyen. Raporlayan kim? 128 Milyar Dolar buharlaştı. Kayıp altınlar. İtalya Roma Havaalanında yakalanan uçak dolusu Amerikan Dolarları. Ali Yeşildağ’ın ileri sürdüğü Antalya havaalanı inşasında 1 milyar doları nasıl götürdükleri iddialar. Verilen 3 milyar Dolar komisyon ve Erdoğan ile nasıl paylaştığını biliyor musunuz? Belediye memuruyken siyasete giren Binali’nin İspanya’daki 19 milyar dolarlık yatırımı. Damadın Londra aşkı ve Londra’da alınan sokaklar. Diyanet başkanının Londra’da satın aldığı Malikâne.  Bu millete layık olan sistem bu sistemse. Atın tepenizden…

‘Sizler Erdoğan’ı patates soğana teslim etmezsiniz evvel Allah’… Recep Tayyip Erdoğan…

Sultanizim’le küçülen hayatlar… Yolsuzluk ve siyaset: Bu ülkede gerçek. Bu gerçek bir siyasal kültür sorunu… Halk sorunu… Eğitsel değil, şaklaban gelişmişliğin sonucudur. Türkiye; Siyasal hayatında oluşan yolsuzluklar ve kötü yönetim seçimleri, seçmenleri neden etkilemiyor? Hala sandıktan aynı isimler nasıl çıkıyor? Sorun nerede?

‘Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu’. Nazım Hikmet Ran

Haftaya göreceğiz. Kim neymiş. Kim ne değilmiş! Kabul edenler. Reddedenler…

Biri kendisini gücün zirvesine taşıyan, saraylarda yaşatıp besleyen halka ‘Sürtük, Çürük, Cibilliyetsiz, Şerefsiz, Eşkıya, Haysiyet fukarası, Kan emici, Geri Zekâlı Onursuz, Vatan Haini Adi, Çapulcu, Deme özgürlüğüne sahip ve yeniden aday. Kadını koruyan yasaları kaldırıp, kadını değersizleştirirken, şiddeti artırmakla kalmadı. Çok eşliliğin kapıları aralanacak. Cariye devri başlayacak desem!

Her iktidar içine minti, minti yanaşan, ülke için hayata geçmiş bir tek projesi olmayan ortalığı karıştırmanın ötesine geçemeyen. Küfrü, kafiyeli laf dizinlerini marifet sanan küçük ortak; kendisinin ne olduğunu unutup muhalefete ‘Zillet’ derse...  Sıra Kimde?

Çocuğuna ayakkabı alamayanların, çocuklarına hangi arabaya bineceğini, hangi araziye çökeceğini, nasıl bir mülk sahibi olacağını düşünen hırsızları alkışlayan kimliklerden millet olmaz… Çünkü onlar uşaklık için yaratılmışlardır. Uşak olarak ta ölürler…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.