grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

ARADAN 100 YIL GEÇTİ...

Kurtuluş Savaşı Şehitlerinden; Gördesli yiğit Makbule; Cumhuriyetin 100ncü yılında yiğit Emine öğretmen görüntüsünde ete kemiğe bürünüp ayağa kalktı… Seslendi! ‘Ya Bandırma Posta Vapuruna bineceksiniz. Ya da, İngiliz HMS Malaya Savaş gemisine’…

Gündem Yayın: 01 Kasım 2023 - Çarşamba - Güncelleme: 01.11.2023 23:27:00
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Google News

ARADAN 100 YIL GEÇTİ...

Kurtuluş Savaşı Şehitlerinden; Gördesli yiğit Makbule; Cumhuriyetin 100ncü yılında yiğit Emine öğretmen görüntüsünde ete kemiğe bürünüp ayağa kalktı… Seslendi! ‘Ya Bandırma Posta Vapuruna bineceksiniz. Ya da, İngiliz HMS Malaya Savaş gemisine’…

Cumhuriyet’le taçlandırılan İstiklâl Savaşı bir devrimdir. Ezilen dünya halklarına örnek olmuş bir devrimdir. Sömürgeci dönemin sonunu getirmiş bir devrimdir.

Mustafa Kemal Atatürk, Boğazda demirlemiş İngiliz savaş gemilerine bakarak, ‘Geldikleri gibi giderler’; demişti… Onlar geldikleri gibi gittiler. Kendilerini İstanbul’a davet eden, İstanbul’un anahtarını İngiliz generale teslim eden Vatan haini Vahdettin’de yanlarına alarak, gittiler…

Cumhuriyetin 100ncü yılında yine AKP siyaseti sergilendi. Sadece Türk Donanması 100’ncü yıl kutlaması kutlamaların ötesine taşındı. Teamüllere göre Dolmabahçe’de ayakta yapılan seremoni, ‘Vahdettin Köşkü’ verandasından oturarak yapıldı. Neden Vahdettin? İnsanın içini karartan düşünmek dahi istenmeyen bir düşünce. Verilmek istenen mesajlar kime?

Bir yanda Halk için bedel ödeyenler… Diğer yanda kendi saltanatları için 415 adet cezaevi yaptık diyenler! Cezaevlerini yapanlar, Emine öğretmeni gözaltına alıp sorguladılar. Adli kontrol şartıyla serbest bıraktılar.

Gerekçe; Konuşma yapan şahsın bir öğretmen olduğu, konuşma içeriğinde ‘Türkiye Yüzyılını’ hedef aldığı, bir eğitim kurumunda siyaset yapıldığı ve birlik ve beraberliği zedeleyerek, ayrıştırıcı tutumun sergilendiği vb; şekilde yer alan görüşler üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı talimatına istinaden’…

İktidarda olan, kendini devlet yerine koyan, Siyasi bir Partinin sloganını eleştirmek ‘halkın birlik beraberliğini bozduğu’ düşüncenin ileri sürülen sava bir bakar mısınız?

AKP politikalarını eleştirmek! Bu ülkede bir siyasi parti kendini devlet yerine koymuş ve kendilerini ulaşılmaz hissediyorlarsa, eleştirileriniz suç olacaktır. Durum böyle olunca, eleştirilerden; ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu’ gibi durumdan vazife çıkartan savcılar, emniyet görevlileri çıkacaktır.

Emine öğretmene Türk Ceza Kanunu’nun ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu’ konulu 216. maddesini ihlal suçundan soruşturma başlatıldı. Bu suçu yalnızca Emine öğretmen işlemedi ki! Okul bahçesinde kendisini dinleyen ve alkışlayan Antalyalılarda bu suça ortak. Türkiye’de Emime Öğretmen gibi düşünen milyonlarca insanda bu suça ortak. Aydınlanmanın, gerçekleri karartmanın önüne geçmek, Anayasal hak olan düşünce özgürlüğünün kaldırılması, insanların susması için bu iktidar övünebileceği kadar daha çok cezaevi yapmak mecburiyetinde kalacak!

Gördesli Makbule Antalya TED Koleji’nde Cumhuriyetin 100. yılı kutlamalarında Emine Karataş siluetinde göründü. Ayağa kalktı ve 100ncü yıl ile ilgili konuşma yaptı! Söyleyecek daha çok söz vardı. Sustu. Toplumu dinledi… Bu ülkede milyonlarca Emine öğretmen, milyonlarca Gördesli Makbule var.

Türkiye Yüzyılı masalı…

Cumhuriyetin bütün nimetlerinden faydalanıp onu yok etmeye çalışıyorlar. Bir yanda 100 yıl önce Anayasa'ya Cumhuriyet yazdırmak içim ömrünü feda edenler; bir yanda bugün onu yok etmeye çalışan, Türkiye Yüzyılı masalına herkesi inandırmaya çalışanlar... Peki tüm bunlar olurken sen neredesin?

Bildin mi 100 yıl önce kurulmuş Cumhuriyetinin değerini? Özgürlük kelimesinin değerini kavradın mı? Gerçekten? Kula kulluk etmediğin her gün şükrettin mi yaratana?

Koskoca ülken Araplar için darphane, Bulgarlar için AVM, Suriyeliler için doğumhane, bizim için tımarhaneye dönüştürülmeye çalışılırken sen neredesin?

Tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti ibaresi sökülürken, milli marşını kağıda bakmadan okuyamayan ya da milli marşı okunurken ayağa kalkmaya tenezzül etmeyen bir güruh, gencecik kadın sporcuları yaftalayıp millilikten söz ederken sen neredesin?

Cumhuriyetin gözbebeği fabrikalar bir, bir yabancılara satılırken. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çerez gibi parası olan herkese dağıtılırken. Yabancılar ülkende imtiyazlarla sefa sürerken. Parası olan her şeye hüküm verirken; memurun, doktorun, işçinin, öğretmenin kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görürken ve en önemlisi, ‘geleceğim’ dediğin gençler umutsuzca ülkeden gitmenin yollarını ararken, sen neredesin’? Atatürk’ün öğretmeni; Emine Karataş

Mustafa Kemal Atatürk bu ülkedeki siyasetçilerin tümü için;  ‘ne dekor, ne söylev, nede payandadır’…

Bugün, hiçbir şey dünden daha güzel değil... Kanla, irfanla kurulmuş, kurtarılmış bir ülkeyi batırdılar. Osmanlı Hanedanlığını bu ulusa millet diye yutturmaya kalktılar. Bu akılla bu millete yeniden tarih yazmaya kalkıştılar. Tarih kitaplarından Atatürk ismini sildiniz. Nutuk için soruşturma açtınız. Atatürk poster ve imzalı araçlara ceza yazdınız. Üniversite linklerinden fotoğrafını kaldırıp, kurduğu “Türkiye Cumhuriyeti” sembolü olan ‘TC’ harflerini sildiniz. Bir milletin varoluşunun simgeleri olan milli bayramları yasakladınız. Anıtkabir’i ilaçlama bahanesiyle ziyaretlere kapattınız. Bir siyasi partinin slogan atma alanına çevirdiniz. Lozan’a hezimet dediniz. Türkiye Cumhuriyeti Devletini, ‘Devlet’ olma onurunu dibine kadar kullanmaktan imtina etmediniz.

Cumhuriyetin 100ncü yılında, Cumhuriyete inat, Türk Deniz Kuvvetlerinin Atatürk Bahriyelilerinin yüzünü Vahdettin’e çevirtip, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm döşeğinden ayağa kalkıp ayakta izlediği askerlere sırtını döndürüp sizler oturarak izlediniz…

Diğer yanda yaşayanlar, birde yaşayanları seyredenler. Yaşananlara isyan edenler… Var!

Türkiye’de tarikatlar ve cemaatler birer çıkar örgütüdür. Tarikatlar ve cemaatler Türkiye’nin gerçeğidir” iddiası gerçekdışıdır. Tarikat ve cemaatler; Türkiye’nin NATO’ya girişiyle başlayan, 12 Eylül’le dayatılan ve AKP ile iktidara gelen neoliberal ‘batı projesinin’ aparatlarıdır. Bugün çok sayıda çocuğumuz bu çağdışı yapıların elinde olmadığını, Cumhuriyet kurumları tarikat ve cemaatlerin işgali altında olmadığını söyleyebilir misiniz? 

Andımızı yasakladınız Andımız, milli birliğin, milli benliğin tanımıdır. Milletler bağımsızlıklarını, milli benliklerine sahip olmakla sağlarlar. Alman, ‘Almanım', Fransız ‘Fransızım', İngiliz ‘İngilizim' der. Bu söyleyişin içinde kan tahlili yoktur. Bizim, andımızda da kan tahlili, şovenist arzular, başka görüşler yoktur. Kendi kültürünün içerisinde varlığını saygın Devletlerarasında kabul ettirme inancı vardır. Bizim andımızın bir önemli yönü de bağımsız ve uygar ülkelere ‘Ben de sizler gibi çağdaş bir Devlet olmanın kararlılığı içerisindeyim' ifadesi vardır.

Devlet malı yiyerek ve milletin malını çalarak, komisyonlarla ülkeyi soyarak şımarmış yeni zengin zümreler yaratarak Türkiye'yi kirletenlerin üzerine savcılar neden gitmiyor? Hukuku gücü gazetecilere ve sesini yükseltenlere çıkıyor.

Merkez Bankası'nın 128 milyar dolar rezerv erimesi (halkın kara gün parası) sonrasında Cumhurbaşkanı, halka çağırı yapıp, ‘yastık altındaki altınlar ile dolarları’ bankacılık sistemine aktarmalarını istedi. Halk kulağına pamuk tıkadı, yastık altı çözülmedi. 128 milyar döviz rezervinin erimesi sırasında; bankacılık sistemi içinde kimler, ne zaman 50 bin doların üzerinde alım yaptı ve kimler borsada olağan olmayan satışlar (portföy boşaltma) yaptı, açıklanmadı.

Dahası var mı? Hem de nasıl!  Sizlerde çok iyi biliyorsunuz…

Bu ülkenin milyarlık hazine bütçesini çaresizlik içinde kıvranan memura, emekliye, işçiye, dula, yetime değil; oluk, oluk rant kanalına aktaran devlet. Bu rant kanalının ana aktörleri ve bu aktörlerin siyasilere ve üst düzey bürokratlara balya, balya dağıttığı komisyonları alanlar şimdi anayasa yapacak!

Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? ‘Şaşkın’ ‘Ahmak’? Yeterli değil! ‘Beyinsiz’? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!

Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen toplumlardır. Kendi tepesinde ayrıcalıklı bir sınıf yaratarak yüksek maaşlarla dokunulmazlık zırhı içinde koruyan, 2 yılda emekli olup yılda 3 ay tatil yapan başka bir millet yoktur.

Erdoğan Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 parça gemiden oluşan Türk donanmasını zaman zaman yapılan şekilde Dolmabahçe Sarayından değil, Vahdettin Köşkünden selamlamaya karar vermiş, Cumhuriyetin Yüzüncü yılında Türk Donanması da Vahdettin Köşkündeki Cumhurbaşkanının selamlayacaktı 99 gemi geçmiş. Geçite katılmayan o tek gemi Vahdettin’i temsil ettiği için olabilir mi?

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.