grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

GÜNAH KEÇİSİ BULUNDU. AĞZI OLAN KONUŞUYOR!

Eleştirenler. Hiç utanmıyorlar. Hiçbiri kendisini değil. Toplumsal çürümüşlüğü değil. Genel başkanını eleştiriyor. Hiç biri ayranım ekşi, cacığım kıllı diyemiyor....

Gündem Yayın: 01 Haziran 2023 - Perşembe - Güncelleme: 01.06.2023 23:00:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

GÜNAH KEÇİSİ BULUNDU. AĞZI OLAN KONUŞUYOR!

Eleştirenler. Hiç utanmıyorlar. Hiçbiri kendisini değil. Toplumsal çürümüşlüğü değil. Genel başkanını eleştiriyor. Hiç biri ayranım ekşi, cacığım kıllı diyemiyor…

Bu ülkede eleştirme kültürü yok. Ya yıkıcı, ya içine edici. Mütemadiyen kavga halinde bir toplum var. Seçimler bitti, CHP’de kavga bitmedi. ‘Neden’ sorusu sormak yerine, tüm oklar Kemal Kılıçdaroğlu’na çevrildi. Ülkedeki gerçek gündem; Ekonomik çöküş, Göçmen sıkıntısı. Enflasyon dâhil. Yaşanan onlarca diğer kaos ve Devletin tüm kanallarıyla seçimin içinde olup ana aktör rolü üstlenmiş olması. Halkın 100 yıllık Demokrasiyi halen özümseyemediği, saray erkinin yaşatılmasından yana bir tavır içinde olmasını yanında halkın toplumsal olma düşüncesinin bireyselleşmesi çıkar odaklı kullanılan 200 liralık oy. Arap

Seçimin kaybındaki en büyük rol Kemal Kılıçdaroğlu değil. Hırsızlığın, Talanın ve baskının toplum algısı üzerinde hâkim kılınmış olması. Hatta o kadar ilginç ki; Erdoğan’ın kazandığı gün sokaklara sırtlarında AKP bayrağı sarılı onlarca Belediye çalışanları vardı. Ne kadar haberdarsınız? Cart, curtla siyaset ancak bu kadar olur. Sizlere o koltuğu sunan Genel Başkanınıza ancak eleştiri okları ve suçlamalarla suçlayabilirsiniz. Sizler necisiniz? 75 yaşında ahlaklı dürüst bir adam ülkem diye yırtındı. Sizler arsızca utanmadan bu yüreği güzel adamı seyredip, telaşını dahi görmediniz.

Sizler, sizlere koltuk veren genel başkanınızı yarı yolda bıraktınız. Aleyhine çalıştınız. Veya uzaktan seyrettiniz. Nasıl ki sizler bir şekilde zevahiri kurtarmıştınız. Önemli olan sizlerdeki egoist bencillik!

Nasıl ki; diktatörlüğün adı “millet iradesi” oldu… Anlatamadın… Nasıl ki; Ergenekon, Balyoz gibi rezaletlere “Sivilleşme” dediler… Söyleyebildin mi? Nasıl ki; PKK ile anlaşmak “Analar ağlamasındı”… Bu anlayış bir suç içinde yoğrularak, CHP üzerine nasıl sıva yapıldı? Nasıl ki; anaların ağlaması “Vatan uğruna” döndü… Nasıl ki; yağmanın adı “Kentsel dönüşüm”dür… Anlatabildin mi: Deprem bölgesinde ardı ardına açılan rantı. Çıkarı anlatabildin mi?

Nasıl ki; ilkokulda türbanın adına “inanç özgürlüğü” diyorlar… Sen Tarikatların kucağına oturtulmuş sistemi, devletin tarikatlarca nasıl pay, pay edildiğini açıkça ortaya koyamadın. Kadın Düşmanlığını ana temelinde yatan gerçeklerin bir cehaletin kadın formunu nasıl kullandığını nasıl pas geçersin! 

Nasıl ki; kaçak sarayda sultanlık “demokrasi” oldu… Şatafatın, savurganlığın birileri için hak olduğu anlayışını kapı, kapı dolaşarak işleyebildin mi? Laikliği de evrensel anlamından alıp, kendilerine benzettiler. Hukukun üstünlüğü üstünlerin hukuku için var diye hangi kapıları aşındırdınız? Bakmayın siz “Araplara da laikliği önerdim” diyerek ortaya çıkanlara! Kanla irfanla kazanılmış bu toprakların Araplara nasıl parsellendiğini nasıl bir yağmanın eşiğinde soyulduğunu anlatamadınız kardeşim. Projeler yerine, sürdürülebilirlik yerine kahve siyasetinin aktörlerinden çokta farklı değildiniz. Sandık görevlilerin eline sıkıştırdığınız üç parayla hâkim kılınacağını, sandık başında birilerinin o kişilerin eline sıkıştırdığı daha çoğuna evet dediğini göremediniz.

Bir Kırşehir klasiği. Türkiye örneği. Siz baştan kaybettiniz.

Kırşehir henüz milliyetçilik kavramından çıkamamış, hatta bu düşüncelerinin makro milliyetçilik anlayışının bir parçası olduğunu bilmiyor gibisiniz. Her şey açıkça ortada. Ümmetçi düşüncenin ağırlığını ortaya koyan bir sistemi kırmak yerine kimin veya kimlerin öngörüsü hâkim kılındı bilmiyorum. Öncelikle Milletvekili seçimlerinde iki adayın aşiretten olması yanlıştı. İl başkanının ben demesi; Kırşehir’den ben seçileceğim demesi en büyük çelişkiydi. Oysa Kırşehir’in en büyük ilçesi Kaman’ı ve Mucur’u görmezden gelmesi hatanın en büyüğüdür.

Kırşehir sadece adaylarıyla değil… Halkın iktidarın genel politikalarından bıkarak tepki olarak seçtiği Belediye Başkanınıza bir bakın. Liyakat diyerek her yerde konuştuğunuz, Kırşehir’de daha akılcı olmak yerine daha radikal, proje sahibi ve konusuna hâkim bir tane aday bulamamanın ve Kırşehir merkezinin 4 yıl içinde ulaştığı rezaleti her fırsatta yazdım. Ne değişti. Her şeyi bildiğini iddia edenin, hiçbir şey bilmediği açıktır, yerel eleştirilere kulakları tıkalı kimliklerin üretmesi mümkün değildir. Bunun için bile Metin İlhan’ın kazanması sadece bir tesadüftür.

Bu şehirde konuyu bilen; konuya hâkim hiç mi namuslu insan kalmadı?

Afganlılar bu ülkede, yurdumun insanlarını katlediyorlar. Duymuyor musunuz? Suriyeliler bu ülkenin kadınlarına, kızlarına tecavüz ediyorlar işitmiyor musunuz? Sizin siyasetiniz batsın... Bu ülkenin esnafı vergi ödeyecek. Afganlı, Suriyeli istisnaiyi vatandaş olacak öylemi. Bu şehrin esnafı vergi verecek. Kırşehir Belediyesi bu ahlaksız namussuz tüccarlara ‘İş Yeri Açma Ruhsatı’ verecek. Bu şehri iyice boka çevirdiniz... Parklar, çöp konteynırları rezil rüsva. Bolu Belediye Başkanı sizinle aynı; partizansınız. Ondan hiç mi etkilenmiyor, örnek almıyorsunuz? Her tarafta araç yıkama istasyonları. İşgal edilen yollar. Pazar yerine döndürülmüş cadde ve sokaklar. Ben bu kadar basireti bağlı bir belediyenin varlığına asla tanıklık etmedim.

Seneye Belediye seçimlerinde CHP’nin önüne öyle rezaletler konacak ki; sizlerin kulaklarınız üzerinize nasıl yattığınızın resmi olacağı gibi faturada size çıkacak...  Şehrin içine ettiler. Şehri köy panayırlarına, kırsal başıboşluğa terk ettiler. Bu şehir bugüne kadar bu kadar pespaye görüntüye hâkim kılınmadı. Cumhurbaşkanı Seçimlerine iki gün kala ana yol kavşakları onarım adıyla kapatıldı. Su arızaları nedeniyle sular kesildi. Cadde ve sokaklar pislik içinde bırakıldı. Cadde ve sokaklar Pazar alanlarına dönüştü. Yollardan araçla geçmeyi bir kenara itin, yaya yürümek müşkül oldu. Bu tuzakların nasıl kurulduğunu siz görmüyorsunuz ama bu halk görüyor… Bu tuzaklara sessiz kalanlar sizlersiniz…

Kendi kadrosuna hâkim olmayan, bir başıbozukluk o kadar açık ki! Sanki bu halk bu pasaklı kirli, kendinden bir haber halkı koyun zanneden dört kişinin eliyle, diliyle kuşatılmış olması sizlere ne anlatıyor? Ben birçok olayı Milletvekili Metin İlhan’ı telefonla arayarak iletiyorum. ‘Nasıl bir sonuç alıyorsun, Mustafa’? Derseniz. ‘Cek, cak’… Veya ‘zart, zurt’…

Günlük okunma tirajı 60 bin olan bir gazeteci olarak yazacağım, beyler eleştirilere ‘Muhalefet’ ediyor gözüyle bakarak sırtını dönecek. Halkta sizlere günü geldiğinde böyle sırtını dönecektir. Kemal Kılıçdaroğlu bu şehirde nasıl oldu da %12 oy kaybetti? Çünkü toplumsal algının şakşakçılardan ibaret olduğunu zanneden bizlere zekâ engelliler gözüyle bakan gerçek engelin kendileri olduklarını bilmediklerinden kaynaklı.

Ben; Kırşehir’i, Türkiye’de on bir, Yurt dışında üç üniversitede anlattım. Yetmedi. Türkiye 2nci Sulak Alanlar kongresini Kırşehir’e aldırıp 300 bilim adamını STK temsilcisini Kırşehir’e taşıdım. AB Projeleri ile Avrupa ve Asya ülkelerinde anlattım. Kırşehir’i ‘Tarihi Kentler Birliğine’ dâhil edilen projenin sahibiyim. 3 binin üzerinde Avrupa ve Asya kökenli gençleri bu şehre taşıdım. Bu şehirden 4 yüzün üzerinde genci farklı projeler kapsamında yurt dışına gönderdim. Kırşehir’de ‘Kültür Elçileri’ projesini, Türkiye genelinde 12 ilde uyguladım. Sizler ne yaptınız?

Güvenilmek, sevilmekten daha büyük iltifattır… George Mac Donald.

Bu şehrin yetiştirdiği Görsel sanatlara gönül vermiş ‘Sanatçılarına’ yer vermeyen. Hatta randevu bile vermeyen. Belediye başkanı ve akıl fukarası avenesi. Belediye bir keyfiyet merkezi haline gelmiş. Dışarıdan sanatçı getiren, ağırlayan, peyleyen anlayış. Bunlar sözde Atatürkçüler. Bu şehirde bir kadın fotoğraf sanatçısı, Atatürk fotoğrafları sergisi açmak için yaptığı müracaata cevap vermeyen. Randevu talebine cevap vermeyen. Sergi için yer vermeyen, bugün git yarın gel diyerek oyalayan fikirsizler… Tüm bunlara rağmen sizler bu halktan beslenen kimlikler değil misiniz? Canınız cehenneme. Ben bu kepaze anlayışı, Telefonla Metin İlhan ve danışmanına ilettim. Görsel sanat sahibi sanatçılarla görüştüler. Sonuç! ‘Lanet olsun’, lafı bile çok hafif kalıyor bazen!

Kendilerini bir halt zanneden, kendilerinden başkasını hor gören bu saygısızlar beni ve benim gibi düşünenleri eleştirecek düzeyde değiller. Kırşehirli sanatçılara ait fotoğraf ve resimler Ulusal TV KRT ve BBC/İCE belgesel kanalında yayınlanıyor. Haberiniz var mı? Bunların getirdiği hangi sanatçının eserleri ulusal veya uluslararası boyutta.  Bu şehrin sanatçıları sizlerden destek almadan özveri ile bu şehri yurt genelinde, yurt dışında tanıtıyor ve anlatıyor. Siz bu şehri kirliliğe boğup, sonra yönettiğinizi zannediyorsunuz. Neyin farkındasınız? Sizi bu millet zamanı gelince sırtından atacak. Gördüğünüz, göreceğiniz son rahmet bu! Bu böyle biline…

CHP’li belediye bu şehri kirlilik içinde nasıl bıraktı? Belediyedeki rüşvet iddiaları. Tacizler odağı nasıl oldu… Tekrar kaleme alacağım ve yazmaya devam edeceğim. Ben CHP’ye muhalefet değilim. Benim siyasetim Kemalizm’dir. Çalışan ve üreten başımın tacıdır. Çalışmayan, çalan, hırsız düzenin piyonlarını yazmam benim asli anlayışımdır. CHP kaybetsin diye eleştirmiyorum. Halk kazansın vergisini topladığınız bu millet sizden gerekli hizmeti bekliyor... Bunu anlamak için öncelikli olarak sanırım, akıl ve zekâ sahibi olmak gerekir.

#
Yorumlar (1)
Bozkırın tezenesi
02.06.2023 07:40
Bu yazılanlar ancak alkışlanır, helal olsun sn, yazar, çok doğru konulara temas etmisiniz,
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.