grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

YERYÜZÜNDE İSLAM ÜLKELERİNDE SULTANİZMİN DIŞINDA YÖNETİM BİÇİMİ YOKTUR…

Devlet; gücünü kendi halkı üzerinde sınanmaz. Devlet yoksulun, çaresizin sırtından beslenmez. Halk; ‘Hak, Hukuk, Adalet’ diye inliyor... İç İşleri Bakanı ‘Artık Devlet nerede diye bağıran Yok’. Diyor…

Gündem Yayın: 11 Mayıs 2023 - Perşembe - Güncelleme: 11.05.2023 23:14:00
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Google News

DİN SOSLU SİYASET!

YERYÜZÜNDE İSLAM ÜLKELERİNDE SULTANİZMİN DIŞINDA YÖNETİM BİÇİMİ YOKTUR…

Devlet; gücünü kendi halkı üzerinde sınanmaz. Devlet yoksulun, çaresizin sırtından beslenmez. Halk; ‘Hak, Hukuk, Adalet’ diye inliyor... İç İşleri Bakanı ‘Artık Devlet nerede diye bağıran Yok’. Diyor…

128 milyar nerede diyorsunuz! Onlar, diyor ki; ‘Ezan susmaz, Bayrak inmez’… Diyorlar… Bu ülkede 100 yıldır bu topraklarda özgürce dalgalandı ezan hiç susmadı… Onlar, diyor ki; ‘Din elden gidiyor’. Diyorlar… Bu ülke Osmanlı dâhil Müslümandı. Halen Müslüman... Onlar, diyor ki;  ‘En büyük vatansever benim. Beni kutsayın’. Diyorlar… Bu ülkenin en küçüğünden en yaşlısına vatan sevgisini sorgulayamazsınız. Bu vatan için canını verende, kanını dökende bu milletin evlatları… Onlar, diyor ki; ‘Susun. Oturun. Vatana göz diktiler’. Demekteler… Bu ülke nice savaşlardan çıkmış. 7 düvele meydan okumuş. Alnının akıyla çıkmış. Ekmeğini düşmanıyla paylaşmış. Ancak bir karış toprağını para karşılığı satmamış. Ülkesini, Ortadoğu çöplüğüne çevirip 10 milyonun üzerinde mülteciyi bu topraklara yığmamıştır.

“İşin en kötü yanı, yüce Allah, Hazreti Peygamber ve Kuran-ı Kerim adına konuşan mürteci sürüsünün devlet düzeninde iktidarı ele geçirdikten sonra azmasıdır… Siyasal cehalet ise gericiliğe davettir. Siyasetin cehaleti, cehaletin ise din sömürüsü üzerinden toplumsallaştırması ile sermayenin güdümünde hortlamış olması bir tesadüf değildir...  İlhan Selçuk.

Cemaatle yapılan koalisyon, ikiyüzlü bu oyunun içinden sıyrılma kurnazlığı… ‘Allah’ın Lütfu’!

‘Bir tarafta halk için bedel ödeyenler’… Diğer yanda kendi saltanatlarını korumak için ‘415 adet cezaevi yaptık’ diyenler! Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, 28 Şubat, Montrö’... Gibi kumpaslarla bedel ödeyen yurt sever, Kemalist ve idealist Askerler. Gazeteciler, Akademisyenler, Sanatçılar, Entelektüeller, Şairler, Ozanlar, Üniversite Öğrencileri…

Onlar; Mustafa Kemal Atatürk’ü heykel,  fotoğraf ve resimlerden ibaret olduğunu zannediyorlar. Bugünün Türkiye’sinde siyaset yapan ne iktidar, nede muhalefet, Nede din soytarıları Atatürk ve Türkiye’sini tenkit edecek düzeyde değildir... Atatürk isim değildir. O’nun ismi Mustafa Kemal’dir. Atatürk ilimdir. Atatürk bilimdir.  Atatürk akıldır. Atatürk İnovasyondur. Atatürk gelecektir. Atatürk barıştır. Atatürk gençliktir. Atatürk Özgürlüktür. Atatürk Bağımsızlıktır. Yüzyıllar sonrası ön görebilmektir. Sürdürülebilir kalkınmanın temel taşıdır. Cumhuriyettir. Atatürk Türkiye’dir. İşte bu nedenle de 20nci yüzyıldan 21nci yüzyıla fikirleriyle ve eserleriyle değeri giderek artan çağdaş kurucu önderine yapılan her türlü saygısızlığa tarih isyan eder. Akıl isyan eder. Vicdan isyan eder. Milletin vicdanlı her ferdi isyan eder. Etmelidirler de. Cumhuriyetin savcıları dâhil.  Zira adında cumhuriyet olan tek meslek onlarındır...

AKP, yalanlarını din atmosferinde yeniden şekillendiriyor. Bunca adaletsizlik, hukuksuzluk talan, vurgun, rüşvet konuşulsun istemiyor. Bu gerçekleri bilen ve kendilerine sırtlarını dönmüş olan küskün, umutsuz, sandığa gitmeyecek seçmen tabanında suni fay hattı yaratıp din sosuyla uyuşturma peşindeler.

Muhalefete; ‘Herkesi tehdit eden ‘Dikta’ heveslisi’… Dedi!

‘Bunlar Londra tefecilerinden 300 milyar dolar alacağını söylüyor. Bunlar tefeci. Bunlar esrar, eroin kaçakçısı. Bunlardan sizlere yar olmaz… Bununla benim halkımı kandırmaya çalışıyorlar. Öğretmeninden polisine, sanatçısından gazetecisine önüne gelen herkesi tehdit eden dikta heveslisi bir zihniyet’… Recep Tayyib Erdoğan. Aydın mitingi. Bu yalanların parçası olmak için karşınıza gelecek olan AKP Milletvekili adaylarına ne kadar inanacaksınız. Siz kendinize milletvekili değil. Erdoğan’ın yalanlarına Noter seçersiniz…  

İngiliz hayranı ve işbirlikçiliği tescilli, İstanbul’un tapusunu İngilizlere teslim eden ve İngiliz himayesine sığınan Vahdettin tartışması ile ‘Osmanlıcılık’ yapanlar, teslim olmuş imparatorluktan bağımsız bir devlet yaratan Mustafa Kemal Atatürk’ü reddeden, bugünkü iktidar ve bunların etrafında dinsel düşünce çemberinde olanlar, kurucu değerlere ‘iki Ayyaş’ diyenlerde bunlar… Atatürk’ü değersizleştirmek, Milli Mücadele’yi Vahdettin’e vidalamak, montajlamak ahlaksızlığı gibi akıldışı, ahlakdışı, tarih bilimine ve gerçeğe ihanet eden bir operasyon yapmak için projeler hazırladılar. Bu düşünceyi ve arsızlığı 21 yıl sırtında taşıyan bir ülkede varlık gösterememek ne kadar acı… Bugün İngiliz tefecileri ve Londra mahkemelerini hakem olarak isteyenler kendilerini ülke patronu ilan etmekten çekinmiyorlar. Tüm bunların içinde zatıâlileri dâhil, damat ve oğullar, saray şürekâsı diyanet başkanlarında ki; İngiltere aşkı. Londra sevdaları ile pekişen sevicilik ve hayranlık mülk edinmeye kadar uzamış.

Bir ülkede saraylar yapılıyorsa, Cumhuriyet yıkılıyor demektir.  

Bir ülkede Demokrasi yoksa! İnanç; çıkar uğruna siyasete girer… Devlet dinli, Laiklik dinsizlik olur. Bilinçlenmemiş ve kendisini sorgulamaktan bile korkan daha doğrusu korkar hale getirilmiş bir toplumun özgürlüğü ortadan kalkar…  Ondan sonrakiler onu izler.

Onlar; diyor ki: ‘Din elden gidiyor’. Onlar diyor ki;  ‘En büyük vatansever benim. Beni kutsayın’. Onlar diyor ki; ‘Susun. Oturun. Vatana göz diktiler’. Demekteler… Tüm bunlar doğrumu? ‘Şeref’ kelimesi artık sonuna ‘siz’ eklenerek alenen atanmışlar tarafından seçilmişlere bir hitap şekli oldu. Kabul edenler ve etmeyenler.

PKK ile kol kola girenler, toplantılar yapanlar, çadır mahkemeleri kurup teröristleri beraat ettirenler. Dinci terör örgütü lideri olan Fetullah Gülenle 13 yıl koalisyon ortaklığı yaptığını unutanlar ve unutmayanlar var mı? Var tabi. Bu ilişkileri halen normal gören, üzerlerindeki çamur ve pisliği iftira yoluyla kendisi gibi düşünmeyenlere yaygınlaştıran kimler? Aynı kişiler değiller mi?

Kendisini gücün zirvesine taşıyan, saraylarda yaşatıp besleyen halka; ‘Sürtük, Çürük, Cibilliyetsiz, Şerefsiz, Eşkıya, Haysiyet fukarası, Kan emici, Geri Zekâlı Onursuz, Vatan Haini Adi, Çapulcu, Terörist, Zillet’… Deme özgürlüğüne sahip olacak! Bu adam acaba kimi tarif ediyor diye sormayacağız!  Bu bir moda değil. Bu bir akım değil. Bu bir algı, zorlayıcı yaşam biçimi. Mahalle baskısı. İllegal dinsel yapının güçlendirilmesi…

Bunun içindir ki; ‘Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu’. Nazım Hikmet Ran

‘Sarık geldi. Sakal geldi. Şalvar geldi. Çarşaf geldi. Sıkma baş, tesettür geldi. Çocuklara tecavüz, kadına şiddet geldi. Din elden uçup gitti. Dinsel politikalar, din baronları geldi. Rusya’dan, Azerbaycan’dan Oligartlar, Uyuşturucu baronları geldi. Araplardan Swap para, geldi. Her 50 metreye bir camii geldi. Safsata geldi. Yalan geldi. Hırsızlık yasallaştı. Çalma çırpma, çökme, yağma ahlakı geldi. Ahlak gitti. Terbiye ortadan kalktı. Utanma duvar oldu…

Her sokakta kuran kursu, sübyan okulları açıldı. Ana sınıflarına Arapça ve kuran dersleri zorunlu oldu. Görgüsüzlük geldi. Tefeciler, tebliğciler ortaya çıktı. Devrim yasalarına göre yasak olan tarikatlarda patlamalar… STK’ların güçlenmesi için ayrılan AB fonları, legal STK’lar yerine, STK statüsüne alınan tarikat ve Cemaatlere aktarıldı… Sadece bu mu? Bu karmaşada Afganlı geldi. Suriyeli, geldi. Pakistanlı, Bengaldeşli, Senegalli geldi. Yetmedi. Üç paraya Türk vatandaşlığı pazara çıkartıldı. Satıldı. Kanla İrfanla kurulmuş ‘Vatan Toprakları’ sessiz istila, ‘Kara Para’ cenneti olma hali ile ünlendi…

 ‘Hür doğdum, hür yaşarım. Sana ne! Sana Ne! Köle miyim sana ben. Sana ben’!

‘Din ile başlayıp, Allah adıyla; Atatürk’ü, ışığı, sevgiyi aldılar. Vicdanı aldılar… Duyarlılığı, estetiği, bilimi, sanatı, gülüşleri… En başta özgürlüğü aldılar… Yetmedi… Dağları, denizleri, ormanları, madenleri… Kuzeyi, güneyi, doğuyu… Her şeyi aldılar… Doymadılar’…  İlhan İrem.

‘İnanmak varsa. Cesaretin varsa cumhuriyet vardır. Bilgin, azmin hedefin varsa cumhuriyet vardır. Cumhuriyet varsa özgürce kadınım diyorsan cumhuriyet vardır. Ele ele âşıklar varsa cumhuriyet vardır. Tek bayrak altında vatanın her köşesinde birbirine sımsıkı tutunabiliyorsan cumhuriyet vardır. Sen ben yoksa ayrıcalık yoksa ayrımcılık yoksa cumhuriyet vardır eğer bugün cumhuriyet varsa o cumhuriyetin bir başkahramanı vardır. Eğer cumhuriyetin varsa o başkomutanın, o büyük devlet adamının o büyük liderinin sayesinde vardır haykıralım haykırabildiğin kadar. Duysun sesini tüm dünya. Onu adı Mustafa.   Onun adı Kemal. Onun adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’… Vahap Akay Çerkezköy belediye başkanı.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.