|
||
MÜREKKEP | ||
Yerelden, Ulusala. Yok aslında birbirinden farkı. Gazete veya gazetecilik. Ben Mustafa Bağ… Ömrü boyunca nedenlerle mücadele etmiş kimlik. Beni tanıyanlar tanıyor zaten. Okuma alışkanlığının giderek yok olduğu bir toplumda, okuyan, yazan birey olma rolünü üstlenmek, durumdan vazife çıkartmak yerine durumu anlamak ve görmek. Yazınıza başlarken yalnızsınız... | ||
GÜNDEM Haberi | ||
![]() |
||
|
||
Yerelden, Ulusala. Yok aslında birbirinden farkı. Gazete veya gazetecilik. Ben Mustafa Bağ… Ömrü boyunca nedenlerle mücadele etmiş kimlik. Beni tanıyanlar tanıyor zaten. Okuma alışkanlığının giderek yok olduğu bir toplumda, okuyan, yazan birey olma rolünü üstlenmek, durumdan vazife çıkartmak yerine durumu anlamak ve görmek. Yazınıza başlarken yalnızsınız... Bitirdiğinizde daha da yalnız. Yazıya böyle başlamak yazının her cümlesini kurarken sonuna bakmak. Birileri uyuturken, diğer yanda uyandırmak isteyenler. Devletin malını deniz görüp, domuz olmamak için soyanlar toplum mühendisliğine soyunmuşsa!.. Özgürlükler ülkesinde! Düşünce hapishane hücrelerindeyse, küfrün, hakaretin, iftiranın düşünce özgürlüğü, gerçeğin suç olduğunu bir ülkede entellektüel olamazssınız. Öyleyse; ya bu deveyi güdecek, ya gideceksiniz. Susmak korkakların işidir. Yalamak! Ya da doğruyu paylaşmak. Sonuna kadar direnenler, ya da susanlar. Gazeteciliğin cılkını çıkartanlar. Üç kağıt açanlar münevver kimliklerse, ben yokum. Çoğulculuk dedikleri; çıkar üstüne dikilmiş kumdan kalelere bekçilik yapmak bana göre değil. Koca, koca gazetelere yazarlık değil, ‘büyüksün abi’ sıfatına dayanmış besleme anlayışa yelken basanlara miçoluk etmek. Bana göre değil. Gazeteciliği mafya edasıyla kullananlar. Kafa koparanlar, tehdit edenler. Kendilerine tetikçi kiralayıp köşe tutanlar. Pusuda yatanlar. Üç paraya kalemşör olanlar. Sapına kadar gazeteci olabilmek. Düşünce dilini yazıya dökmek cesaret istiyorsa. Eyvallah. Yok; , bu ülkede yalakalık adamlık oluyor, değmeyen yılan bin yaşıyor, diğer yanda düşüncenin suç olmadığını savunanlarla gazetecilik yapmaksa yokum.. "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil... Çektiğim alamı (acıları) bir ben, bir de Allah bilir"… Fuzuli. Bunun için olsa gerek ki; kendimi herhangi bir yere ait hmiyorum. Birilerine göre sıra dışılık? Birilerine göre protest kimlik. Doğrucu davut olmak değil amacım. Toplumsal aydınlanma görevini layıkı ile yerine getirmektir benim amacım. İsyanı olmayanın erdemi olmaz. Erdem hastalık mıdır ki, erdemli insanlara geri adım attırmak icat olmuştur. 1960 yıllarda bir paşa diyorki; ‘Ulan, kıçınızdaki donu Amerika veriyor’… 1970’li yıllarda yine bir paşa diyor ki; ‘Adalet yüksek kaldırımda 23 numarada, arayan oraya gitsin’… 1980’li yıllarda bir paşa diyor ki; ‘Asmayalım da besleyelimmi’? 1990’lı yıllarda yine bir paşa diyor ki; ‘Tak diye söylüyor, Şak diye yapıyoruz’!!! 2000’li yıllarda yine bir paşa, Türk askerinin kafasına çuval geçirenler için diyor ki; ‘Amerika için bunlar rutin işler’… 2010’lu yıllarda yine bir paşa, Türk askerlerinin başına çuval geçiren Amerikalı generalin elinden madalya alıyor. 1960’li yıllarda bir siyasetçi; ‘Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz’… 1970’li yıllarda bir siyasetçi; ‘Ne planı. Bu millete pilav lazım.’ 1980’li yıllarda bir siyasetçi; ‘Benim memurum işini bilir. Anayasa bir kere çiğnenmekten bir şey olmaz’ 1920’li yıllar Cumhuriyetin mimarı gerçek bir lider. ‘Beyler; millete efendilik yoktur. O’na hizmet eden onun efendisi olur’. O; Mustafa Kemal Atatürk. Bugün; bu ülke din baronlarına teslim edilmiş ise, din bezirganlarından dertliysen, kabahatin çoğu senin be kardeşim. Renkli sayfalara malzeme olan onca yalanı içine sığdıran pehlivan tefrikalarına dönmüş büyüklüğünü sadece güneşe dayamış kaldırım işgal eden gazete standına süs olmanın ötesinde fındık fıstık paketi, yada bir sabah kahvaltısı için sehba üzerinde örtüyse eğer. Gazete; gazete olmayan karalanmış kağıttır benim için. Elinden tutmak bir çocuğun. Elinden tutup yükseltmek ya da piç muamelesi içinde tekme tokat susturmak. Bastırmak. Geleneksel toplum. Dünyaya gelmişlerin pek çoğu susmayı yeğler. Susmak korkunun kaynağını besler. Korkunun tanımı olan "Demokles'in Kılıcı" Tepenize ne zaman kim veya kimler tarafından inecek kuşkusu... Çocuklara kuzu gibi ol diyerek öğütleyenler, çocuklara büyüdüklerinde iyi bir koyun olma tavsiyesi olabilir mi! Birilerinin diğerlerini aptal yerine koyup işini yürütmesine ne denir? Ya da ağzınızın tam orta yerine oturanlar. Ya da eli kanlı celebin bıçağını yalayanlar. Milletin orasına koyup, milleti kaz gibi yolanların orasına birkez olsun siz değil, onlar mütemadiyen sizlere koyacaklardır. Bunun içindir ki; bu ülkede düzenler değişirken, düzülenler hiç değişmezler. Paşa ne demiş. ‘Kıçınızdaki don’… Şeytanın dürtmesiyle başlıyorum. Sinema salonlarına biletsiz kaçak giren çocuk gibiyim. Benden öyle saklı hikâyeler okuyacaksınız ki; üstü aralanmış küfürler. Noktasına virgülüne kadar. Bayramlık ağızları. Salyalar dolusu kusmak gelecek birilerinin suratlarına. Bir şehrin taşra kasabası gibi yönetilmesini, yönetilen bir ülkede mi, idare olunan adına vatan dediğimiz bir toprak parçası üzerinde mi yaşıyoruz. Soyulan bir ülkede bizler don gömlek kalmış isek. Kabahatin çoğunun da bizde olduğunu bilmek gerekmez mi? Dışarıdan içe bükerek gelirseniz kirliliği örtmüş olursunuz. Sizlerle güncel kalacağım. Güncelden kaçanları, kalabalıklardan korku duyanlara. Şamar oğlanlarının artığa rıza göstermelerini. Ortaya dökülmüş din bezirganlarını. Din adamlığı ile memurluğu karıştıranları. Çok seslilikten irkilenleri. Koltuk gücünün, Devlet gücü algısıyla külhan olanlar. Sırtlarını soyduğunuzda bir boka yaramadıklarını görür olacaksınız. Sizler vicdanı ve masumiyeti sanırım yeniden tanımlama ihtiyacı duyacaksınız. Usul, usul. Susmaya can veren harflerin yerine çığlıkların yazıya nasıl döküldüğünü göreceksiniz. Fısıltıları, itirafları, itirazları. Hatta iftiraları. Genel politikalar ve yerel. Uyu diyenlere inat. Satanlara ve satın alanlara inat. Akıllı ol diyenlerin tepesine inmek. Suratlarının orta yerine tükürmek için. Tehdit için değil. Hakettikleri kelamı onlara yaftalamak için. Vira bismillah. |
||
|
||
Etiketler: MÜREKKEP, |
|