grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

ONLAR DAHA İYİ BİLİR DİYEN AKILLAR! YÖNETİYOR BU ÜLKEYİ…

Paranın her şeyi ve herkesi satın aldığı bir ülkede, ‘para her şeyi yapar’ diyenlerin, para için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Bu ülkede son 5 yılda 113 bin aile ultra zengin olmuş. Millet soyulduğunun ne kadar farkında?

Gündem Yayın: 17 Aralık 2023 - Pazar - Güncelleme: 17.12.2023 20:20:00
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

ONLAR DAHA İYİ BİLİR DİYEN AKILLAR! YÖNETİYOR BU ÜLKEYİ…

Paranın her şeyi ve herkesi satın aldığı bir ülkede, ‘para her şeyi yapar’ diyenlerin, para için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Bu ülkede son 5 yılda 113 bin aile ultra zengin olmuş. Millet soyulduğunun ne kadar farkında?

Bu ülkede hırsızları, rejim düşmanlarını yazmak marifet değil ki. Marifet bu talan düzenin içinde piyonlarında gerçeği görmesidir. Bunun içindir ki; ülkede ekonomi, siyasi, edebi, kültür, sanat sorunundan daha çok, bu ülkede ahlak sorunu var. Eğer bu ülkede tepedekiler ahlaksızsa! Aşağıdakiler onlardan beter olur. Bankacılar, Futbolcular, Fenomenler, Sokak kabadayıları, Uyuşturucu baronları, Magandalar. Ve daha neler, neler! Bu ülke insanının Somali piçi kadar değeri yoksa.  Ki! Yok! Zira Somali’nin en büyük hava alan ve limanlarını, halkın yarattığı Siyasal İslam’ın din baronları yönetiyor da ondan.  Ve Bu millet değer verdiklerince nasıl değersizleştirildiğini halen çözemiyorsa zavallıdır.

Yolsuzluk ve siyaset: Bir siyasal kültür sorunu. Siyasal hayatımızda yaşanan onca yolsuzluklar seçimleri etkilemiyor. ‘Çalıyorsa Çalışıyor’. Oluşmuş bu ahlak sorun olmaktan çok, erdemsizliğin göstergesi olmuş.

Halk böyle istedi. Böyle isteyen halkın ‘yarını yoktur’. Geçmişte de Müslüman olan halk. Aniden İslam’ı yeniden keşfetmiş gibi çocuklarına Ayetlerden isimler koymaya başladı. ‘Huzur İslam’da’ düşüncesi ile birlikte, sistem kendi aktörlerini yarattı. Sonuç ‘para İslam’da’ oluverdi…  

Benim ‘eski Türkiye’mde’ insanlar daha sakindi. İnsanlarda nezaket ve zarafet hâkimdi. Yokluk, yoksulluk vardı. Ama açlık yoktu. Cehalet bu denli örgütlü ve özgüven sahibi olmamıştı. Vasatlık, bayağılık topluma böylesine sirayet etmemişti. Bunların tarif ettiği, halkın onayladığı ‘Yeni Türkiye’de’ görgüsüz ve cahil azınlığın, omuzlarda taşındığı, azınlığın galip geldiği bir yerde yoktu.  Hukuku yok etti. Böyle bir sistemde ülke çıkarları yoktur… Din soslu kişisel çıkarlar öne çıkar. Bugün bu ülkede bu yaşanıyorsa, şeytanın avukatlığını yapmadan önce, insanlık kendini sorgulamalıdır.

‘Sevgi neredeyse Tanrı Oradadır’ Lev N. Tolstoy

Bu bilgi ne işe yarıyor? Tüm bunları yaşamsal döngü içinde kaleme almış olmak çok şey ifade etmiyor. Bunca çürümüşlüğün içinde bizlerde debeleniyoruz. Bu kadar çıkarcı, karaktersiz fikirlerin para için ruhunu satanlar. Bu kadar sahtekârını, bu kadar ikiyüzlü insanı yaratan bir sistemin içinde bizlerde akıl almaz çaresizlikler içinde debeleniyoruz. Bu ülkede Adalet kaç paraya mal olur? ‘Adalet herkese karşı eşittir’. Diyorlar. Gerçekte herkes; adalet karşısında eşit midir? Bu sorunun cevabını vermiyorlar. Çünkü kurulan düzen eşitliği kabul etmiyor…

Her ülkenin kahramanları olduğu kadar, hainleri de vardır.

Yalanlara kurban edilen. Hayal satılan bir ülkede dış politikayı iç politikada mahirce kullanan bir adam ve bu yalanlara biat eden bir garip kalabalık.

Sistem aktörleri olan, hırsızı, vurguncusu, kara paracılar, kaçakçısı, uyuşturucu baronları, fırsatçısı, talancısı… Durumdan vazife çıkartan hukuksuzluk. Ekonomik dağınıklık, siyasal İslam soytarıları. Bu ülkede talan sisteminin temelleri yıllar önce atıldı. Tüm rezillikleri ile ortaya dökülen aktörler aslında sistemin yarattığı küçük hırsızlar. Diğer yanda futbol dünyasında palazlanmış, 1 koyup beş alma sahtekârlığının aktörleri var. Ve bozulmuş ahlakın sosyal medyada ortaya çıkan soytarıları ve bu soytarıları besleyen cehalet. Oluşturulmuş sistemin bir parçası olarak, kendilerine rol kapanlar. Ve kendinden bir haber lafazan cehalet kendi yarattığı yer tanrılarını her seçimde kutsuyor.  Sistemin yarattığı, hiçbir demokratik hukuk devletinde olmayacak rezili rüsvalık-lar… Açık ara bu ülkede yaşanıyor!

Adamdan sayılmak için! Çalacaksın. Soyacaksın. Arsız ve hırsız olacaksın… Eğer bir hak başkalarına helal, size haram ise; iyi bilin ki, o din; Allah’ın değil, sömürgecilerin dinidir. Malcolm…

Alt alta koy ve topla.

Çalınmış bir Dünya. Sahte gülüşler. Sahte koklaşmalar. Yalan sevgiler. Çevrenizde korku hâkim. Sadece bir konuya odaklanmışız. Aç bedenimizi doyurmak. Hızla tüketip, içine ettiğimiz bu Dünya’da birilerince yaşamanın içine düşmanca ettiklerini söylemeye korkuyoruz. Oysa insan bir kez ölür. İkinci defa dünyaya gelme şansı yok. Yıllarca kardeşkanı dökülmesinden şikâyetçi olduk. Yıllar sonra bir imamın soytarılarına hedef tahtası yapıldık. Ordumuzun ne hale geldiğini, getirildiğini eleştirmekten korktuk. Düşmanı kendi içimizde göremedik. Besledik. Siyasal İslam’ın proje olduğunu bile, bile sessiz işgale değil, işgalin yaratığı; talanı, vurgunu, yokluğu, yoksulluğu konuşamadık.

Siyaset tarafsa Adalet yoktur. Adaletin olmadığı yerde iyi biliniz ki; herkes suçludur.

Bir adımda siliverdiler cumhuriyet kavramlarını. Had ta bir adım öteye taşıdılar. Yıllarca milli olamayanlar, her şeyi milli demeyi öğrettiler. Aslında ne milli olduk nede milliyetçi. Akıl alır gibi değil. Bu ülkede çocuğuna kantin için para veremeyen adam, çocuğuna gemi alan adamı alkışlıyorsa yoksulluk kader değil tercihtir. ‘Onlar daha iyi bilir’ diyen, cehalete sürgün verdiği akılların, akıl almaz çürümüşlüğüdür.

‘Pırlantadan alınmayan vergi, kitaptan alınıyordu. Çünkü pırlanta alandan değil, kitap okuyandan korkuyorlardı’ Emıle Zola…

Pırlanta yoksullar için gereksiz. Pırlanta alanlar yoksulluğu yönetenler. Onların yoksulun cebinde pırlanta alacak para bırakmadılar. Yönetenler korkmasınlar! Artık bu milletin kitap okuma gibi bir dürtüsü de yok. Okumuyorsunuz. Kuran’ı Kerim okumuş olsanız, sizleri din soytarıları kandıramaz. Soyamaz. Okumuyorsunuz. Okumuş olsaydınız; 1400 yıl önce gelmiş bir dinin içinde orucun neyin bozduğunu öğrenmiş olurdunuz. Din soytarılarına kendinizi soydurmaz, cahil imamların muskasına muhtaç, kadınları onların koynuna gönderecek kadar ut ve hayâdan yoksun olmazdınız.

Okumuyorsunuz. Okumadığınız için düşünemiyorsunuz. Düşünemediğiniz için yarattığınız yer tanrılarının arkasından ayrılamıyorsunuz. Eline gazete almayan. Hatta hiç bir şey okumayan, bin lira verip falcıya gidiyor. İnşallah’la, maşallahla dindar olduğunu iddia eden cehalet sarmalında yuvarlanan bir toplum gelecek nesli de bozar.

Otobüs tabelasından başka bir şey okumayan sizlersiniz!

Kitap okuma oranı %5’i geçmez. Toplumda düşünme ve sorgulama yoktur. Bilim ve sanata ilgili haber yoktur. Dini ve milli duygular suiistimal edilir. Okullarda verilen eğitimler semboliktir. Dünya ülkeleri sıralamasında okuduğunu anlamayan kategorisinde sondan ikinci sıradayız. Mutlu musunuz? Bu toplumu kandırmak bu kadar kolaydır.

TC Anayasası hükümlerine göre seçilmiş, Laik Cumhuriyete, Hukuk Devletine,  Mustafa Kemal Atatürk ve devrimlerine düşman bir adamı Cumhurbaşkanı yapan millet en büyük düşmanlığı kendisine yapmıştır. Bunun lamı cimi yoktur.

Etienne de La Boetie ‘Gönüllü Kulluk’ kitabında derki; ‘eğer iki kuşak köleleştirilirse, bundan sonra gelen kuşak özgürlüğü hiç tanımadığı, görüp bilmediği için pişmanlık duymadan sisteme hizmet eder. Ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını, bunlar seve seve yerine getirir. Aradan 21 yıl geçti. O gün 10 yaşında olanlar, bugün 33 yaşında çoluk çocuk sahibiler.

‘Farkında mısınız? Adamlar bizim ödediğimiz vergileri, alın terimizi gözümüzün içine bakarak çatır, çatır yiyip hem mültecilere yani işgalcilere dağıtıyorlar, hem Ortadoğu ülkelerine gönderiyor, hem de ABD de mal mülk satın alıyorlar… Bizde sadece izliyoruz hamdolsun… Bu kadar salak bir millet nasıl olduk’? Haluk Bilginer.

Anlayana… Birkaç söz!

Yalanla yoğrulmuş, yalanla eğitilmiş beyinler söz ve yetki sahibi olduğu bir ülkede, cehaletin yönetilmesi hiçte zor değildir’...

Ne kadar acı. Cumhuriyet sayesinde mevki makam ve söz sahibi olanlar, kıçları yer tuttuktan sonra halkı cumhuriyete düşman olsun diye kışkırtabiliyorlar. Bunun adına demokrasi, bunun adına düşünce özgürlüğü, bunun adına sosyal yaşam diyerek kandırılmış sürü yarattılar.

Yalnızca köleler efendisinin sarayı ve serveti ile gurur duyar. Beynini kullanmaktan aciz her insan zincirsiz köledir… Çünkü onlar düşünmeye alıştırılmamışlardır.

‘Modern Türkiye yolun sonuna gelmiş durumda. Ya gericiliğe bütünüyle teslim olacak. Ya da tarihsel kanalına geri dönecektir.’… Merdan Yanardağ.

Televizyon ekranlarına para karşılığı çıkan bir çok hatun kişiler hiç utanmadan ‘beni turbanla okutmadılar’ diye ağlıyorlar. Ardından;  kendisine okuma, seçme ve seçilme özgürlüğü veren Mustafa Kemal Atatürk’e koro halinde, hakaret edip sövüyor… Ardından  hak ediş paralarını alıyorlar. Temaruz etmemiş aklıyla Osmanlı hayalleri kuruyor! Bilmediği, hatta okumadığı tarihe övgüler dizip güzellemeler yapıyor.

Oturumu yöneten akıl; ‘kızım Osmanlıda kızlar okumazdı. Seçme seçilme hakkını bırak, 13 -14 yaşında zorla kocaya giderdi. Üzerine 3 kuma alınırdı, sesini çıkaramazdı. Boş ol diyerek eline birkaç aylık bakım parası verilip çok kolayca sokağa salınır, baba evine alınmazdı. Sonuçta muhabbet tellallarının elinde cariye pazarlarında satılığa çıkartılırdı. Babasın mirasından pay alırken yarım hisse alırdı. Şahitliği geçersizdi. Kocasının 2 metre gerisinde yürürdü. Mercedes’le gezemez, Cipe binemezdi. Villalarda viski yudumlayıp yorgan altı fanteziler yaşayamazdı. Bu özgürlükleri geri istiyorsan, Afganistan, Arabistan, İran, Yemen ve diğer İslam ülkeleri seni bekliyor siktirolup git’. Demiyor. Neden? Spikerde gerçekleri söyleyecek kapasite yok. O’na ne derlerse, o şekilde oturum yönetiyor. Bu rezillik için para alıyorlar. Bu ülkede dalkavuk olmak para demektir. Bu ülkede hokkabazlık prim demektir. Bu ülkede soytarılık baş üstüdür. Bu ülkede şerefsizlik döviz demektir. Bunun içindir ki; bu ülkede Şerefsizlik bile ayaklar altında, fahişelik bile ödüllendirilir bir hâl almış.

Bu milletin alın teriyle kazandığı vergilerle Karun gibi yaşayıp evliya gibi fetva verecek, benim ülkemde benim sırtımdan 13 milyon mülteci besleyecek Londra’da Amerika’da saltanat sarayları kuracaklar Sonra bu millete ayar verecekler!  Aptallık burada işte!

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.