grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

BUGÜN 23 NİSAN… ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI.

103 yıl önce… 103 yıl sonra geldiğimiz final…

Gündem Yayın: 22 Nisan 2023 - Cumartesi - Güncelleme: 22.04.2023 22:53:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

BUGÜN 23 NİSAN… ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI.

103 yıl önce… 103 yıl sonra geldiğimiz final…

Yıllarca kutladığımız. Özgürlüğün, barışın, çağdaş olmanın tarihiydi. Tek adam rejiminden, çoğulcu demokratik sisteme geçtiğimiz günün tarihiydi 23 Nisan... Geleceğe taşımaları için çocuklara armağan edilmiş bir emanetti 23 Nisan 1920...

Bugün 'Türkiye Büyük Millet Meclisinin' açıldığı gün. Bu toprakların ‘Misaki Milli’ Sınırlarının çizildiği. İsminin ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ olduğu gün. Bugün Yönetimin, saray şürekâsının elinden alınıp milletin hür ve özgür iradesine teslim edildiği gün. Çocuklarla büyümüş 103 yaşında koca bir çınar. Bugün; “Egemenliğin bir kişiden, bir aileden, halifeden, tek bir adamdan alınıp kayıtsız şartsız tüm millete verilmesinin” bayramıdır. Saltanatın sonudur 23 Nisan... Özgürlük için. Çağdaşlık için bu milletin şiarıydı 23 Nisan... Bugün 103 yaşında… Ama!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer  “Saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar” sözleri, siyasal İslamcı, partili Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Size binlerce yıllık tarihinizi unutturmaya, size kendi ecdadına sövdürmeye çalışan köksüzlere lütfen kulak asmayın”… Diyerek değerlendirdi.

Bugünden 727 yıl önce. Bu millet; başında olan beyleri, Kıl çadırdan, Çul giysilerden çıkarıp mermer saraylara, altın tahtlara, samur ve mücevherlerin en değerlilerine kavuşturup ‘Padişah Efendilerimiz Hazretleri’ yaptı.   Yetmedi. Savaşlar sonrası kendisine kutsal ‘Halifelik’ verdiler. Görkemli saltanatın, bir aşiret yaşamından, bir imparatorluk egemenliğine, bu egemenlik içinde,  Osmanoğulları’nı yaratanlar üzerinde zulmün bekçileri haline geldiler.

Osmanlı bizim geçmişimiz. Osmanlı bir hanedanlık.  İmparatorluk. Tüm bular doğru. Ancak; bu millete Osmanlı torunlarıyız hikâyesiyle ayar vermek isteyenler, iyi bilsinler ki, bu millet Osmanlının vergi topladığı, saray bahçelerinde köle yaptığı, savaş meydanlarına sürdüğü yoksul Anadolu köylüsünün torunları olup, saray soyundan, hanedan beslemeliğinden gelmemektedir. Örnek mi? Ben varım.

Dünya üzerinde kişi isminden türetilmiş bir devlet yoktur. Irksal özellikli devlet yapısı vardır. Bunun içindir ki; benim ırksal kimliğimin işaret ve emaresi olmayan ve taşımayan bir sistem benim geçmişim olamaz.

Türk’e, Türk kimliğini kendi yurdunda Mustafa Kemal Atatürk 623 yıl sonra kazandırmıştır. Ne acıdır ki; Mustafa Kemal Atatürk Sayesinde bu kimliğine kavuşanlarda Mustafa Kemal’e sövüp saymakta geri kalmamaktadır. Dinsel baskılar. Ümmetçilik ve güdülme içgüdüsünü hâlâ üzerinden atamamış, sürüleştirilmiş, genleri bozulmuş kendi kimliğini tanımayanlar ve çıkarları uğruna bunu yapmaktadır.

AKP'nin sadece Mustafa Kemal ile değil, Türk dili ve Türk kültürü ile Türk tarihi ile problemi var… Atatürk, ‘Ümmeti millet, kulu birey yapan değerlerin savunucusu ve hatırlatıcısıydı’. Bu yüzdendir ki milleti önce bölüp sonra da ‘ümmet’' yapmak için önce Atatürk'ün değerlerinin silinmesi gerektiğini anlamak için çok da zeki olmaya gerek yoktur. Bu sebeple AKP'de bunu anlamaya yetecek zekâsı ve dünya görüşü ile Atatürk'ü silme çalışmalarına yanında sözde milliyetçi bir payandayla bugünlere geldi. Açıkça belli ki; bütün hedefleri Türklüğü silmek, asimilasyon… Yeni Anayasa ısrarı ve mülteci dediklerine vatandaşlık verme hilesinin altındaki sinsi plan bu olabilir mi? Siz hangi gerekçeyle Arap artıklarına vatandaşlık veriyorsunuz?

Ve… Bilinen, ancak unutulan gerçekler…

AKP, AYM'den ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı’ olarak sabıkalı… Erdoğan 1993'te ‘hem laik hem Müslüman olunmaz’… Diyordu. ‘Elhamdülillah şeriatçıyım, Ben İstanbul imamıyım’… Sözlerini laf olsun diye söylemiyordu herhalde! Bugün; bu zihniyetin beslediği yobaz kafalar mikrop gibi ürerken, ne AKP'den, ne de Saray'dan bir tepki gelmiyor, aksine mükâfatlandırılıyorlar. Milli Eğitim Bakanlığın ‘Danışma Kurulları’ gibiler. Tüm bakanlıklarda kadrolaşmış ekiplere sahipler. Siyasi ikballeri uğruna girmedikleri kalıp kalmadı. Hâl böyle olunca, ‘AKP'ye oy vermeyen kâfirdir’… Diyen meczuplar çıktı…

‘Atatürk döneminde çocuklara bira ve uyuşturucu içirildi’… Diyen deliler bile türedi… 10 Kasım'da gazetelere ‘sen olmasan da olurduk’… İlanı veren, Onun bunun çocuğu zavallıları gördük… Gazi ve İnönü'ye; utanmadan ‘İki ayyaş’… Dediler. Bu millet bunları sarayları taşımayı ihmal etmedi. Mustafa Kemal Atatürk’ü; ‘İçki sofrasından kalkmayan, din düşmanı’ ilan ettiler… ‘Harf inkılâbı ile bir gecede geçmişimizi sildi’ balonu uçuran kültürsüzler üredi…  Osmanlıcılık oynuyor, Arapçaya övgü düzüyorlar, İmam Hatip Liselerinde Türkçe konuşmayı yasaklıyorlardı…

AKP zihniyetinin Türk düşmanlığının yansıması, Devlet Nişanı, Cumhuriyet Nişanı ve Liyakat Nişanı'ndan T.C. ibaresi ve Atatürk silueti kaldırılarak gösterdi. Atatürk dönemindeki uygulamaların zalimce olduğunu söyleyen, çok eşliliği savuna, cariye olmayı kabullenen yandaş hatunları da gördük. ‘Atatürk'ün ruhunda diktatörlük yoktu’ diye yazılar yazanlara ‘biz güleriz ama ağzımızla değil’… Diyecek kadar alçaklaşan, 10 Kasım’da Genelevler açık mı, yoksa kapalı mı? Diye yazı yazan, şerefsiz Ardıç kuşları, ‘Atatürk'ün Diktatör Olduğu Saklanıyor’ başlığı atan FETÖ uşağı sicilli komünist Altanlar türedi.

AKP'nin dinci dalkavuğu paçavra gazete Ak-it Mustafa Kemal’in katıksız düşmanı… AKP yalakası ve badem bıyıklı sarı sendika dergilerinde din düşmanı ilan edilen Atatürk… Bir rekât namaz kılmadığı, bir kez bile kelime-i şahadet getirmediği, oruç tutmadığı ve zekât vermediği, İslamiyet'in helal haram ölçülerini dikkate almadığını yazdı.  Şimdi fellik, fellik ‘paralel’ arayan AKP, cemaat adına Atatürksüz 1 liralık madeni para basıp tedavüle sürdü! Utanmayanlar kıçları sıkışınca Mozolede soluk alan şerefsizler.

Bursa'da AKP İl Gençlik Kolları'nın düzenlediği toplantıda duvarda can düşmanı Atatürk'ün resmini görünce çılgına dönen Albayrak, ‘Bu adamın resmi duvardan inecek, yoksa konuşmam’ dedi, salona resti çekti.

Lice'de PKK'lı katil Mahsum'un heykelinin yıkılmasının ardından ‘Hızınızı alamayıp bütün Atatürk heykellerini yıksanız ne hoş olur’… Mesajı atan dangalaklar da tanıdık. Kılıçdaroğlu'nu bahane edip ‘93 yıllık garabetin çocuğu. Atan ne ki, sen ne olacaksın’ sözleri edebilen AKP Gençlik Kolları başkanı var. Geldikleri günden beri Atatürk adını taşıyan ne varsa yıktılar. Stadyumlar dâhil… Bursa'da ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk Caddesi’nin adını değiştirmeye kalkan müdürler, Kırşehir Kaman ilçesinde söküp atan belediye başkanı ve Kaymakamı gördük. Çankaya Köşkünü kasvetli bulup onun çiftliğine saray kondurdular… Ankara Büyükşehir Belediyesi, resmi yazışmada ‘Atatürk Orman Çiftliği’ yerine ‘Yenimahalle Orman Çiftliği’ni kullanacak kadar işi azıttı.

50 liralık banknotlarımıza Atatürk düşmanı, kızı Katolik rahibe olmuş bir kadının resmini "romancı" diye koymaktan çekinmediler. Rize'de Atatürk anıtını kaldırıp çay bardağı koyacak kadar ar damarları çatlamıştı. Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nü kaldırdılar. AKP'li TBMM Başkanı "Laiklik anayasada yer almamalı" bile dedi. ‘Hazmettire, hazmettire okullarımızı imam-hatiplere çevirdiler’. AKP Çerkezköy İlçe Sekreteri, Facebook'tan ‘Ödüllü soru: Attan düşüp gazi olan kimdir’? Şeklinde paylaşımda bulundu. Bu paylaşımına, AKP Çerkezköy İlçe Eski Başkanı, ‘Mustafa Kemal Atatürk’ diye cevapladı.

Hürriyet'te yayınlanan bir röportajda, İstanbul'da yaşayan bir Suriyelinin ‘Çanakkale'de 70 bin Suriyeli şehit olmuş. Onu bil, sonra bize 'defol' de’… Sözlerinin yalanına inanan kitleler türedi. AKP'nin sadece Mustafa Kemal ile değil, Türk dili ve Türk kültürü ile Türk tarihi ile problemi var…

Atatürk, ‘ümmeti millet yapan değerlerin savunucusu ve hatırlatıcısı’. Bu yüzdendir ki milleti önce bölüp sonra da 'ümmet’ yapmak için önce Atatürk'ün değerlerinin silinmesi gerektiğini anlamak için çok da zeki olmaya gerek yoktur. Bu sebeple AKP'de bunu anlamaya yetecek zekâsı ve dünya görüşü ile Atatürk'ü silme çalışmalarına hızla devam etmektedir.

Bütün hedefleri Türklüğü silmek, asimilasyon… Bu işin içinde hızla değişen demografik yapı. 10 milyonu geçmiş mülteci ve sığınmacı. Yeni Anayasa ısrarı ve mülteci dediklerine vatandaşlık verme hilesinin altındaki sinsi plan da bu zaten…

Tarih hep göstermiştir ki, onlar anayasadan ‘Türk milleti’ ibaresini çıkaramadan ‘geldikleri gibi’ gidecekler! Demek istiyorum. Acı olan tüm bunlar bir milliyetçi parti ortaklığı çerçevesinde yapılır olması.

Bir milletin millet olma şuurunun tescil ve temsil edildiği. Bağımsızlığın sembolü olan 'Türkiye Büyük Millet Meclisi'…  Memleketin Partili Cumhurbaşkanı diyor ki: “...Türkiye’de bir dönem fiilen bitmiştir… (…) Parlamenter sistem 10 Ağustos itibariyle bir daha geri dönüşü olmamak üzere bekleme odasına alınmıştır… ” Bunu içine sindiren, sessiz kalıp kapatılmayı bekleyen Meclis’in açıldığı günü kutlaması olmazdı tabii…

14 Mayıs’ta halen bu partiye oy verme düşüncesinde olanlar sonlarının nasıl olacağını düşünüyorlar mı? Sizce!

Bu vesile, okuyucularımın Ramazan ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını en içten duygularımla kutlarım…

#
Yorumlar (1)
Ahmet Serdar
23.04.2023 13:28
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.