grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

Sevsinler sizin Doğa dostluğunuzu…

Kirin, pasın ve hastalıkların haftası. Çağdaş ülkelerle aynı antlaşmalar imza atmış, taraf olmuş bir ülke içinde; çıkar ve vurgun odaklı kirli bir yaşama eyvallah demişseniz!

Yaşam Yayın: 05 Haziran 2023 - Pazartesi - Güncelleme: 05.06.2023 14:19:00
Editör -
Okuma Süresi: 12 dk.
Google News

BU HAFTA ÇEVRE ETKİNLİKLERİ HAFTASI

Kirin, pasın ve hastalıkların haftası. Çağdaş ülkelerle aynı antlaşmalar imza atmış, taraf olmuş bir ülke içinde; çıkar ve vurgun odaklı kirli bir yaşama eyvallah demişseniz!

05 Haziran günü ile başlayan, dünyada etkinliklerle kutlandığı, daha temiz daha yaşanabilir dünya sloganlarıyla projelerin üretildiği, yaşamsal döngünün doğadaki tüm canlıların, bitki ve hayvan varlığının korunması anlamında bir haftadır… Beyler kürsüye çıkar ve konuşurlar. Konuşmalar sadece cart curttan öte değildir. Birde basın açıklaması. Sanırsınız bizler cennette yaşıyoruz!

Üzülüyorum yağmalanan doğasına. Üzülüyorum geleceği yağmalanan, bebekler için, çocuklar için, gençler için, gencecik babalar ve anneler için... Din ile başlayıp, Allah adıyla; Atatürk’ü, ışığı, sevgiyi aldılar sustunuz… Yetmedi!  Vicdanı aldılar… Duyarlılığı, estetiği, bilimi, sanatı, gülüşleri… En başta özgürlüğü aldılar. Millet bu erozyona geçit verdi. Dağları, denizleri, ormanları, madenleri… Kuzeyi, güneyi, doğuyu… Bizlerin, sizlerin sayesinde, onlar; bize ait her şeyi bir, bir aldılar…

Kırşehir’de çevre denilince aklınıza hemen Petlas’ın baca gazı. Kireç fabrikasının dinamitleri, çevre ve hava kirliliği. Meytaş’ın Ana yol kıyısına döktüğü cüruf. Kılıçözü deresine bırakılan evsel, kimyasal ve inşaat atıkları. Ya da evsel atıklarla birbirine karıştırılmış tıbbı atıklar. Ya da Şeker fabrikasının koskoca tepe yatığı kimyasal atık çamuru. Ya da her tarafımızı çepe çevre kuşatmış mandıralar, endüstriyel hayvancılık gelmesin. Hayvansal atık asla olmaz. Bu denetimsiz, vurdumduymaz kirlilikler için icat edilmiştir 5 Haziran Çevre günü ve Çevre haftası.

Sakın ha! Aklınıza; hiçbir arıtmaya gerek duyulmadan Kızılırmak’a deşarj edilen hastalıklı kimyasallar, nehir dibine kadar yağmalanmış kumul alanlar. Kum çıkartarak nehir yatağının değişmesi, dip faunasının ölümü… Taşkınları koruma sahtekârlığı ile bir müteahhide pazarlanmış Kızılırmak nehrinin kıyı bandı boyunca kanal yapılması anlayışı da gelmesin.

Etrafa atılan pestisitler. Şeker fabrikasının kimyasal atık yığını ve akarı yerüstü ve altı sularla Kızılırmak nehri suyu ile buluşması. Kıyılarında olta, içinde ağlarla balık tutan balıkçılar. Tarım alanlarını kirli nehir suyu ile sulayan çiftçiler. Kulağının üzerine yatmış İl tarım ve Orman Müdürlüğü, DSİ Şube Müdürlüğü, Orman İşletme şefliği veya Çevre Şehircilik İklimlendirme Müdürlüğünün sağır sultanları aratmayacak kadar siyaset ehli olmuş tavırları. Dünya yansa umurlarında olmayan sadece bunlarda olan ahlakları var ya! Aslında buda değil.

Biz doğa dostuyuz… Diyorlar! Sevsinler sizin Doğa dostluğunuzu…

Küresel ısınma, hatalı su yönetimi sonucu Kızılırmak’ta sular çekildi. Bölge çiftçisi kuraklığı fırsata çevirdi, sazlık alanların tamamını yaktı. Yetmedi hazine arazilerine dadandı. Yetmedi meralara dadandı. Nasıl bir doyumsuzluktur ki, binlerce canlının yaşadığı sazlık alanları hiç acımadan yakıp, sürüp para hırsıyla yok ettiler. Nasıl bir insafsızlıktır onlarca endemik türleri yok ettiler.  Binlerce hektar sazlık alan yakılıp yok edildi. Binlerce canlı bölgeyi terk etti. Terk edemeyenler bağıra, bağıra yandılar.

Anadolu bozkırının hayat suyudur Kızılırmak Nehri. Cana can katar; çiçeğe, böceğe, Anadolu insanına, toprağına... Yakılmadan. İstila edilmeden. Çökülmeden o sazlık alanlarda göç dönemi yakılan, ekilen, pestisitlerle zehirlenen bu sazlık alanlarda tam tamına 235 tür kanatlı yaşıyordu. Dünya’da nesli tükenmekte olan ‘Kır Kurt’u’ ve ‘Tatlı Su Samuru’ şimdi yok.

Dünya Çevre günü… Para her şeydir diyen adam! İyi biliniz ki Para için her şeyi yapar!

Çoğun göl yatağı yanına yapılmış mandıralar. Mutlak tarım alanlarının imhası. Topraksız tarım. Yapay balık üretme çiftlikleri… Yok, edilen kimyasallarla desteklenen, ürün çeşitliliğini yok sayan patates tarlaları. Endüstriyel tarımın insan sağlığı, daha önemlisi toprak sağlığı üzerindeki etkileri. Sadece bu mu? Kervansaray dağlarının kuzey doğusunun altın arayıcılarla talan edilmesi. Ha bugün,

 Ha yarın ‘Arsenik’ akarlarının, yeraltı sularına, ekili alanlara, meyve bahçelerine nasıl ulaştırılacağını merakla bekliyoruz. Kuruyan göl yatakları. Yok, olan biyolojik çeşitlilik. Yol yapmak için kesilen 5 bin üzerinde orman ağaçları.

Sulak alanların ana unsuru sazlık alanların 100 dönümünü sadece 4 bin TL karşılığı, açgözlü köylüye kiralayan, köylü tarafından yakılarak ekolojinin altüst edilmesi. Bunların Doğa ve çevre anlayışı bu. Sazlıkların oluşturduğu turbalıklar sürüldü. Turbalıklarda hapsolmuş Karbondioksit doğrudan atmosfere verildi. Hava kirliliğinin 33 bin dönümlük filtrelerini açtılar. Aslında bu çevre katliamı ile insanlık suçu işlendi bu şehrin Kızılırmak havzasında.  Oysa insan sağlığı için en önemli yapı taşıydı Turbalıklar. Şimdilik bol, bol pestisitler, kimyasallar diğer yapay zehirler bir yerimizden girip diğer yerimizden çıkacak…

Talan ve Vurgun üzerine… Yaban hayatı yok edilerek, bu alanların pestisit ve kimyasallarla altüst edenler. Kuşların yuvalarını nasıl yakıp yıktınız ve dağıttıysanız, umarım sizin de canınız böyle bir göçük altında kalır. Artık hukukun üstünlüğü yerine, ilahi adaletten bekliyoruz tedbir ve korumaları. Eskiden devlet korurdu yağmanın önüne geçerdi. İşler sarpa sardı. Şimdi devlet milletin malını soydurmak için teşvik ediyor. Çevrecilerin kolunu bacağını kırıyor.

Yağış düzensizliği, iklimlerin kayması. Havalarda ani meteorolojik değişimler. Obruk dağı yerle bir oldu. Rüzgâr yön değiştiremiyor. Özbağ Keçi kalesinin altını taşocakları oydu. Oymaya devam ediyor. Buzluk (Baran) dağlarını İtalyan şirketi granit için paramparça etti. Bu ülke çevresiyle doğasıyla tahrip ve talanın içinde. Kervansaray dağı eteklerine kondurulan taş ocaklarının patlayıcılarla yerle bir ettiği dağ ve atmosfere verilen zararlar.

Aslında ölümü insan kendine nasıl davet edip bütün suçu Tanrıya yıkıyoruz ya. Hani hayatında hiç sigara içmemiş! İçkiye ağız bulaştırmamış. Hep organik beslenmiş ama nasıl oluyor da bu titizlikle, nasıl oluyor da insanlar  ‘Kanser’ oluyor? Cevabı ortada. Bu da farklı bir ahmaklık olsa gerek. Anlamak için insan olmak gerekir. Eşek Kızılırmak suyunu içmezken, insanoğlu buradan avlanan balıkları yiyor.

Doğanın içine edilerek. Yaban hayatı umursanmadan, yabanın tam ortasına, kalbinin üzerine,  içine tarım yapılmasına göz yummak. Veya satmak. Kiralamak ayrı bir namussuzluk ama. Bugünü namussuzluğun günü olarak algılamayın. Bugün bu topraklar her gün farklı bir alanda, farklı namussuzlukları kılıfına uydurup, adamına göre şekillendirip kullanma günüdür.

Bugün için Kent içi kirliliğine artık alışılmış bir yaşam biçimi diye düşünmeyin. Bir şehri bir belediyenin nasıl bir köy haline dönüştürdüğü gün değil. Onlar gördüğünü bildiğini yapıyor. Sizler sadece seyrettiğiniz gün bugündür.

Mesela kedi köpeği sevmek hayvan sevgisi. Ama yabanda katledilen, yok edilen hiçbir canlı bu sevgiyi hak etmediği gündür desem. Mesela şehrin her tarafında başıboş kedi ve köpeklerin fink attığı, belediyenin yasa gereği bulundurduğu sokak hayvanları rehabilitasyon merkezlerinin sadece yandaşlara kapı aralama, veya Bıldırcın üretip satıldığı alan olarak görebilirsiniz. Bu tam onlara göre çevre haftasıdır. Mesela sıvı atık arıtma tesisi vardır. Ama ne hikmetse Kılıçözü deresinden, Kızılırmak’a bok akar… Kızılırmak bölgesi (Taka) denilen alanda ‘Tatlı Su samuru’ yaşardı. Şimdi Ruhuna Fatiha okuyorsunuz. Milli park projesinin ilk ayağı olan Kocabey Kavaklığı yağmalanıyor. Muhtar bölgeyi şahsi malı ilan ediyor. Aksaray, Ortaköy ve Civar köylere odun satıyor. İşte bu çevre günü,  bugün arsız ve hırsız hatta arsızlığa ve hırsızlığa göz yuman hukuksuzluğun günüdür.

Özbağ belediyesini evsel atıkları Kırşehir şebeke suyunu sağlayan kuyu ve taşıma boruları üzerine döktüğü biliyor musunuz? Belediyelerin cehalet sürüsüne nasıl teslim edilip memleketin içine edildiği gündür 5 Haziran Dünya Çevre Günü…

Kirli yaşayan bir şehirde, kültür varlıklarının çevresini büfelerle tahta, tarabalarla doldurulmuş belediyece peynir ekmek gibi dağıtılan büfelerin varlığı. Pislik içindeki çöp konteynırları. Bilim adamlarının buraya çadır kurmak bile çok tehlikeli dediği, 30 metrede sert zemine ulaşamayan jeoloji mühendisleri yalan söylüyor. Cehaletin yazı ile iptal ettiği, 1nci derecede deprem alanına 11 kat binalar dikiliyor. İnsanlar milyon liralar yatırarak kendilerine havalı tabutlar alıyorlar.  Dünya Çevre Gününde bunu da aklınızda tutunuz.

Çarpık kentleşme ve de çevresel etki düzeyinde hiçbir şey üretmeyen, topraksız tarım için projeler üreten Ahi Evran Üniversitede aklınıza gelmesin.

Dedikodusu arşa çıkmış yolsuzluk iddialarıyla da alakası olmayan bir şehir diye düşünerek bakın etrafınıza neyiniz temiz? Cadde ve sokaklar pislik içinde. Başıboş kedi köpekler, etrafa sıçmaktalar. Birde kedi köpek besleyenlerin her kapı aralığına dökerek beslediği köpeklerin bokuna, basa, basa eve bok taşıyan çocuklar. Belediyenin apartmanların önünde var olan yeşil alanları yıkarak kilit taş döşeme birilerini zengin diğerlerini çevreden yoksun edecek kaldırım projesine de kafanızı takmayın. Hatta kesilen ağaçlar için gıkınız çıkmıyorsa. Birileri yapıyorsa seyredin. Nasılsa bu şehirde akıllıların on misli enayiler var.

Sizlerin isyanı yoksa o zaman erdem sahibi de değilsiniz.

Bu çağdışı var oluşa Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ağır cezalar kesmiyorsa. Rezil rüsva hali Çevre Şehircilik İklimlendirme Müdürlüğü ile DSİ Şube Müdürü ortalıkta varım anlamında dolaşıyorsa kesilen cezaların cezanın hiçbir anlamı yok. Açıkça ihlal var. Hem de devletin unsurları himayesinde... Kırşehir’de Sokak çeşmeleri rezaleti. Kuyu savurganlığı. Kırsalda devamlı boşa akan çeşmeler. Şehir merkezinde oto yıkama yerleri açanların çevre kirliliğine, akarsulara karışan atık yağ ve kurşun dioksitler. Ve israfa olan katkısı. Belediyenin kirliliğe ve savurganlığa hatta rezalete verdiği iş yeri açma ’Ruhsatı’ Hayır, adına yaptırılan cennet çeşmeleri. Ve bunlara oy kaygısıyla izin veren encümen ve başkanları...

Kent sağlığı bozuluyor derken; sadece yaşayan bizlerin sağlığı değil, geleceğe de yaşanmaz bir dünya bırakmanın ötesinde doğmadan sağlıkları bozulacak. İyi bilmelisiniz... Bu acımasızlığı; Türkiye geneline bir kıyas yaparak değerlendirin lütfen. Bir şehri yok edebilirsiniz. Aç ve yoksul insanların feryatlarını duymayabilirsiniz… Ama tüm bunlara rağmen duymazdan geldiğiniz geleceğin nasıl karartıldığını, size torunlarınız sorduğunda verecek bir cevabınız, kuracak tek bir cümleniz olamaz.

Bu şehirde birileri yaktı ve yıktı… Ve siz duymadınız. Şube müdürleri seyretti. Kamu malının yağmalanması yasalarca suç. Bu suça ne kadar ortak olduklarının ispata yer yok hepsi ortada. Bu talan göz önünde, evire, çevire yapılıyor. Suçlu aramayın. Suçlu ben devletim diyen sizlersiniz!

Bu hafta Çevre Haftası. Fotoğraflara iyi bakın. lütfen!

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.