grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

1993 Yılında Uyardı Ama Bilim İnsanını Dinleyen Olmadı

1993 yılında Seyfe Gölü'nün konu alan doktora tezinde; gölün kurumasına neden olacak etkenleri tek tek sıralayan Prof. Dr. Hakan Yiğitbaşoğlu'nun tüm öngörüleri gerçekleşti.

Gündem Yayın: 05 Ekim 2023 - Perşembe - Güncelleme: 05.10.2023 00:59:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

Yiğitbaşoğlu, 1993 yılında tamamladığı “ Seyfe Gölü Ekosistemi” başlıklı doktora tezinin sonunda gölü bekleyen sorunlara şöyle değiniyordu: “ Seyfe Gölü ekosisteminde kendine yeterli ve iyi işleyen bir besin zinciri gelişmiştir. Bu zincir, dünyanın çoğu yerinde olduğu gibi, Seyfe Gölü çevresinde de tehdit altındadır. İnsan tarafından yapılan işlemler ise en büyük tehdit unsurunu oluşturmaktadır.” 

Yiğitbaşoğlu, tezinde gölün üzerindeki en önemli risklerden birisinin DSİ tarafından Seyfe ile ilgili geliştirilen kanal projesi olduğunun altını çiziyordu. Seyfe Gölü’nün, Orman Genel Müdürlüğü, Milli Parklar Dairesi tarafından 1990 yılında “Tabiatı Koruma Alanı” ilan edildiğine dikkat çeken Yiğitbaşoğlu devamında şöyle diyordu: “Bugün ise bir başka devlet kuruluşu olan DSİ’nin projesi nedeniyle yok olma tehlikesi altındadır. DSİ’nin hazırlamış olduğu Mucur Seyfe projesine göre, gölün güneyinde, sular altındaki bölüm drenaj kanalları açılarak drene edilecek ve bu sular bir ana kanal aracılığıyla Kalaycık Deresi’ne boşaltılacaktır. Böylece kurutulacak alandaki toprak ıslah edilerek tarım yapılabilecektir. Bu proje için 49.6 kilometrelik bir kanal açılması planlanmıştır. Çalışmalara başlanmıştır ve halen devam etmektedir. Seyfe projesi tamamlandığında ortaya çıkacak en büyük potansiyel tehlike göl seviyesinin kaç metrede tutulacağıdır.”

 

TEKRAR ESKİ HALE GELMESİ ZOR

Benzer bir proje sonrası Kayseri Sultan Sazlığı’nın kuruduğuna dikkat çeken Yiğitbaşoğlu yapılacak bir hatanın Seyfe Gölü’nü de tamamen kurutabileceği uyarısında bulunuyordu: “Seyfe Gölü’ndeki ekosistemin durumu bir masaya dikine konulmuş bir kurşun kaleme benzetilebilir, yapılacak en küçük bir müdahale kalemin devrilmesine yani ekosistemin dengesinin bozulmasına yol açabilir. Seyfe Gölü ve çevresindeki doğal ortam koşulları dengesi bozulan ekosistemi kısa zamanda tekrar eski haline getirmeye uygun değildir.”

 

‘KÖYLÜLER BUĞDAY TARLALARINA KAYIKLA ULAŞIYORDU’

Seyfe Gölü Ankara-Kayseri yolu üzerindeki Kırşehir’in Mucur ilçesine yakın olmasına rağmen Mucurluların bile çoğunun bilmediği bir göl olduğunu dile getiren Yiğitbaşoğlu, '' Mucurlu olan fakülteden arkadaşım Salim Fıkırkoca gölden çok söz etmişti ve onunla da 1983 yılında gölü ziyaret etmiştik. Kendine özgü coğrafi özellikleri nedeniyle ben de doktora tez alanı olarak Seyfe Gölü ve yakın çevresini konu olarak seçtim. 1987 ile 1989 yılları arasında yaz aylarında arazi çalışması yaptım. O yıllarda Seyfe Gölü’nün başlıca beslenme kaynakları Seyfe köyündeki kaynak (Bugün bir bentle tutulan su göle ulaşmadan Mucur’a borularla taşınmaktadır) bahar aylarındaki yağış ve eriyen karlar ile yer altı sularıydı. Seyfe kaynağının göle ulaştığı alanda sudaki tuzluluk seviyesi daha düşük olduğu için küçük balıklar da yaşardı. Göç mevsimlerinde ise büyük kuş kolonileri oluşurdu. 1989 yılında çok kurak geçen bir yaz mevsiminde bile gölün seviyesi oldukça yüksekti. O zamanlar göl seviyesi yüksek olduğunda çevre köylere ait bazı buğday tarlaları adalar halinde kalıyordu ve çiftçiler kayıklarla buralara ulaşıyorlardı. O yıllarda oy kaygısıyla yapılmış siyasi baskılarla DSİ ilk kurutma projesini hazırlamıştı ama amacı göl seviyesini düşürmek olarak belirtilmişti. Kısa zamanda terk edildi'' ifadelerini kullandı.

'GİTTİĞİMDE İÇİM BURKULDU'

Tez sürecindeki arazi çalışmalarında yaz aylarında gölde hep su ve kuşlar bulunduğunu belirten Yiğitbaşoğlu, '' Sanıyorum 10 yıl kadar önce Seyfe ile ilgili bir çalıştay sonrası ziyaret ettim, içim burkuldu, bir kuş cennetini tamamen kurumuş görmek çok acı.Tezin sonunda Seyfe’ye dair bazı risklerden bahsederek öngörülerde bulunmuştunuz. Bu öngörülerinizin bu kadar kısa sürede gerçekleşeceğini tahmin edebiliyor muydunuz?Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi ülkemizde her şey çok hızlı değişiyor. Gerçi ben tezimi 1993 yılında bitirdim, 30 yıl oldu ama bir göl için bu çok kısa bir süre, binlerce yıldır varlığını koruyan bir gölün bu kadar hızlı değişebileceğini tahmin etmezdim. Yüksek lisans tezimi de Burdur Gölü yakınlarında yapmıştım, orada da gölün seviyesi son derece hızlı bir şekilde düşmektedir çünkü gölü besleyen kaynak suları ve akarsular göle ulaşamadan tutulmaktadır.Görüşlerimi bilimsel toplantılarda dile getirdim, buna hâlâ da devam ediyorum. DSİ çalışanları ile de konuştum, onlar da yaptıkları bazı projelerin işe yaramayacağını bildiklerini ve ölü yatırımlar olduklarını ama DSİ üstündeki siyasi baskılarla bunların gerçekleştiğini açıkladılar. '' diye konuştu.

Özer Akdemir

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.