grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

Sigaraya, alkole zam gelir, içen düşünsün dersin.

Bir milleti yok etmek isterseniz askeri istilaya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlakını soysuzlaştırmak kâfidir. Peyami Safa.

Gündem Yayın: 06 Ağustos 2023 - Pazar - Güncelleme: 06.08.2023 11:56:00
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Google News

SEN SUSTUKÇA ONLAR DAHA CESUR. DAHA APANSIZ VE DAHA SALDIRGAN OLUP DAHA ÇOK HAKARET EDECEKLERDİR.

Bir milleti yok etmek isterseniz askeri istilaya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla manevi değerlerini, ahlakını soysuzlaştırmak kâfidir. Peyami Safa.

Kökleri öncesine uzanmakla birlikte iyi-kötü birikmiş bir kadro kuşağının biçilmesini kolaylaştırdığımız 2000 sonrasında -devrimci sosyalistlik iddiasında olanlarımız dâhil ‘sol’ olarak biz aslında kendimiz olmaktan çıktık. Sosyalizmi unuttuk, sınıflar gerçeğini ve işçi sınıfını unuttuk, devrimci kitle çalışması anlamında “suda balık olmayı” unuttuk… Bunların yerini kimlik ve kültür politikaları, demokratik haklar savunuculuğu, gündem oluşturmayı değil gündem olmayı/popülerliği esas alan ‘gösteri siyaseti’, Taksim ve Kızılay’dan başlayarak adım adım geri sürülüp polis kalkanlarının arkasına sıkıştırılabilecek kadar azaldığımız basın açıklamaları vd. aldı.

Dünya çapında tıkanmış-iflas etmiş bir sistem gerçekliği var karşımızda. Bu sadece ekonomik bir kriz değil aynı zamanda siyasi bir kriz, sosyal bir kriz, ideolojik ve ahlaki bir kriz. Proletaryanın şahsında insanlığın kurtuluşunu amaçlayan sosyalistler olarak bu elverişli nesnel durumu devrimci stratejik ve taktik politikalarla sosyalizme ve kendimize kaybettiği(miz) itibarı yeniden kazandıracak bir güç toplama ve sıçramalı gelişme fırsatı olarak değerlendireceğimiz yerde, krizdeki derinleşmenin kendiliğinden devrimci sonuçlar doğuracağı beklentisine girdik. Devrime öncülük/devrimci öncülük misyonunun boşlanması anlamına gelen bu kendiliğindencilik, son seçim sürecinde “Boş tencerenin götüremeyeceği iktidar yoktur” rehaveti biçiminde karşımıza çıktı. Sonuçta kendi dışımızdaki etkenlere ve güçlere bel bağlar hale geldik.

Etienne de La Boetie ‘Gönüllü Kulluk’ kitabında derki; eğer iki kuşak köleleştirilirse, bundan sonra gelen kuşak özgürlüğü hiç tanımadığı, görüp bilmediği için pişmanlık duymadan hizmet eder. Ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını seve seve yerine getirir. Aradan 21 yıl geçti. 100 yıl öncesine tornistan eden bir millet yaratıldı...

Türkiye üzerinden sorulacak binlerce soru var. Siyasette, medyada, kültürel ve toplumsal hayatta her yerde komplo teorileriyle iç içeyiz. Çok fazla insan inanıyor. Bir farklı grup bunları yeniden, yeniden kurguluyor yeniden üretiyor ve dolaşıma sokuyor. İlginci bu üretilmiş yalanlar ve gerçek dışı salgı ciddi belirleyici hale geliyor.

Yanlışı alkışlıyorsan fikrin yoktur. Eğri ile doğruyu ayıramıyorsan aklın yoktur. Yalana sahip çıkıyorsan ahlakın yoktur. Akıl ve ahlakını kiraya verdiysen sen zaten yaşamıyorsun.

Milletin sırtından beslensin. Ömür boyu saltanat ve dokunulmazlık içinde korunsunlar diye Meclise gönderdiğimiz. Milletin hak ve menfaatlerini koruması gereken milletvekilleri cesaret edip sokağa çıkamıyorlar yazıklar olsun.

‘Efendiler biz tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğumuz için değil. Bilakis bu tip yapılar din ve devlet düşmanı olduğu, Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdığı için yasakladık. Çok değil yüzyıla kalmadan eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz bazı kişiler bazı cemaatlerle bir araya gelerek, bizlerin din düşmanı olduğunu öne sürecek,  sizlerin oyunu alarak başa geçecek ama sıra devleti bölüşmeye gelince birbirine düşecektir. Ayrıca unutmayın ki; o gün geldiğinde her bir taraf diğerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır’.  Mustafa kemal Atatürk 17 Aralık 1927.

Atatürk emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı bağımsızlık savaşı, yobazlığa gericiliğe karşı uygarlık savaşı verip tam bağımsız, çağdaş Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Her iki savaşın Atatürk’e karşı kaybedenleri emperyalizm ve gerici bölücü ortaçağ artığı işbirlikçiler bunun için Atatürk’e düşmandır.

Ödül…

Yaşları 8 ile 10 yaş arasında değişen 45 erkek çocuğa tecavüz edildiği Karaman Ensar vakfı olayında sanık olan ve hakkında soruşturma açılan 3 yöneticiden Asım Sultanoğlu Şanlı Urfa Milli Eğitim Müdür olarak atandı…

Kırıkkale Üniversitesi mezuniyet töreninde İstikbal Marşı siyasi içerik içeriyor bahanesiyle okutulmuyor. Aynı üniversite İstiklal marşını Arapça okutuyor.

Ceza…

Katiller dışarı barış içeri. Onlar istediği için o şimdi hapiste.

Biz, çocuklar adil bir gelecekte yaşasın diye bu çileli yolu seçtik. Ne kadar başarılı olduk ya da olacağız o gelecek için, ileride tarih kitapları yazacak. Ama çocuğun yarın ‘peki’ o günlerde sen ne yaptın diye sorarsa başını eğmeden gözlerinin içine bakıp anlatacağım bir mücadeleyi miras bırakmak istiyorum. Gerisi lafügüzaf. Barış pehlivan

Hiç kimseyi öldürmedim. Hiç kimseye tecavüz etmedim. Hiç kimseye uyuşturucu satmadım. Bu topraklardaki herkesin yüreğine baharın gelmesi için yazdım. Şimdi ise hakkım olan yasadan faydalandırılmayıp 18 aylığına açık cezaevine gireceğim. Barış pehlivan

Hukukta reform.

Adalette samimiyet. Laik ve modern Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Devrimlerini savunucusu olmak. Diğer yanda Modern Türkiye yapılanmasına, çağdaş medeni yaşam savunucularına düşman olmak. Onlar bu anlayışı hangi terazinin kefesinde tarttılar?

Barış bunları istediği için hapiste. Diğerleri rejimi değiştirmek, halka korku salmak için yaptıkları eylemleriyle ödüllendirildiler. Hatta bir kısmı milletvekili oldu. Dokunulmazlık zırhı içinde korundular.  İster 6ncı filo ve eşkıyaları diye başlayın söze. İster 5 evler, Sivas Madımak katliamı. İsterseniz Çetin Emeç, Muammer Aksoy,  Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu ve Aydınların katledilmesi. Montrö’yü savunan Amiraller… 28 Şubat’ı darbe diyerek 80 yaşını aşmış vatansever askerler hapise tıkan hukuk! Kayıp trilyon tanıklarını affedenler bugün devlet yönetiyor.

Barış, ilk kez 14 Şubat 2011’de gözaltına alınıp tutuklandı. Hapse girdikten iki buçuk ay sonra, 31 Mart 2011’de Birinci Yargı Paketi çıktı. 33 madde ve 4 geçici maddesi vardı. Aradan beş ay geçti. 26 Ağustos 2011’de İkinci Yargı Paketi çıktı. 44 maddeden oluşuyordu. Yetmedi, 10 ay sonra yenisi geldi. 2 Temmuz 2012’de Üçüncü Yargı Paketi çıktı. 107 madde ve 3 geçici maddesi vardı.

Her paket bir adaletsizlik itirafı gibiydi. Sorsan, paket, paket her şey düzelecekti. Düşünce suçluları dışarı çıkacak, kalemler esaretten kurtulacak, Türkiye daha özgür olacaktı.

Üç paketteki 191 maddeden biri bile Pehlivan’ın işine yaramadı. Her paketin ardından yapılan tahliye başvuruları reddedildi.

Kimler mi çıktı?

Ankara Bahçelievler’de, 7 TİP’li öğrenciyi önce telle boğup ardından kurşunlayanlar.

14 yaşındaki Ö.C’ye tecavüz eden 20 sanık.

Konca Kuriş’in de aralarında olduğu kurbanları domuz bağıyla katledenler.

Hükümet iyi çocuklarını kurtarmış. “Demokrasi pazarı”nda istediklerini içeride tutmaya devam etmişti.

Barış’ın içerideki 19 ayı, hapishane kapısından bırakılan cinayet, uyuşturucu, istismar sanıklarını izlemekle geçti.

Nüfusunun %15’ Suriyeli Afganlı olmuş… Farkında değil. Tecavüz, istismar, cinayet, saldırı güncel hayat olmuş önemsemiyor. Milletin malı yağmalanıyor. Doğası paramparça ediliyor. Üç kuruşa toprağı, kimliği satılıyor, kendi ülkesinde yabancılaşıyor anlamıyor. Ulan memleket Ortadoğu çöplüğüne dönüştü görmüyor. Sürekli uyuyor. Sonra; ben! ‘Milletim’ diyor.

Bu ülkede; kirlilik ve kişiliksizlik prim yapıyor. Seçtiklerinizin, atadıkları açıklama yapıyor! ‘Allah’ın izniyle’ diyor. Onlara o izni Allah değil, sen verdin. Farkında değilsin. Onlar emir ve talimatlarını senin oylarınla kutsadığın Yer Tanrısından alıyor. Bir türlü öğrenemedin.

Sigaraya, alkole zam gelir, içen düşünsün dersin. Kahveye, çaya, şekere zam gelir keyif sahibi düşünsün dersin. Akaryakıta zam gelir arabası olan düşünsün dersin. Doğalgaza, elektriğe zam gelir kullanan düşünsün. İyi de sen neyi düşünüyorsun ileri zekâlı.

#
Yorumlar (1)
Ahmet Serdar
10.08.2023 16:03
Harika bir makale. Toplum ulus bilincine yeniden kavuşmasına yani ümmetten millet olmayı beceremeyip yeniden ümmet olmayı tercih ederse ülkeyi yönetenler ve hatta bunlara muhalefet ettiğini iddia edenler bile bu kavramları kavrayamazlarsa...
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.