grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

DÜŞÜNDÜKLERİM… KOLAY ÇÖZÜMLER…

Düşünmediklerimiz, üzerinde durmadıklarımız? Dün düşündüklerimin tamamı hükümsüzdür.

Gündem Yayın: 25 Aralık 2023 - Pazartesi - Güncelleme: 25.12.2023 19:12:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

DÜŞÜNDÜKLERİM… KOLAY ÇÖZÜMLER…

Düşünmediklerimiz, üzerinde durmadıklarımız? Dün düşündüklerimin tamamı hükümsüzdür.

Eğer hiçbir şey okumuyor. Düşünmüyor. Ne söylenirse inanıyoruz. Başkalarının kendi çıkarları dışında sunduğu hayata yaşam. Başkalarının doğrularını, yanlışta olsa yaşamaya. Buna akıl diyoruz…

Seçilmek için kılıktan kılığa giren. İnanılmaz yalanlarla binlerce taklalar atan, el ayak öpen. Seçildikten sonra kendini seçenlere değil, sermayeye, çıkar odaklı merkezlere, mafyaya hizmet edip, işi kılıfına uyduran, iki yılda en üst dereceden emekli olup ölünceye kadar yedi sülalesine ikbal verilen kendisine oy veren sade vatandaşı karşısında el pençe durduran kimliklere milletvekili ve Belediye Başkanı diyoruz…

Ne iktidar ne muhalefet! Bu topraklar için içeride ve dışarıda üretilemeyen politika… Bozulmuş ekonomi, eğitim, sağlık sistemlerinin altüst olmasına. Yaşama ideolojik sapkınlık hâkim kılınmış olmasına rejim diyoruz.

Yüksek enflasyona, hırsızlığı, talanı, vurgunu soygunu ve tüm ekonomik olumsuzluklara dış güçler diyoruz.

Bu ülkenin ekonomisini bütçesini 17 milyon mülteci, düzensiz göçmen sarsmıyor. İşçi ve emekliye verilecek zam sarsıyor.

Asgari ücret komisyonunun üyeleri; Sendika temsilcisi ayda 60 bin TL. Bakan yardımcısı 90 bin lira. Bakan 175 bin lira maaş alıyor. Asgari ücret 15 bin lira olsun diyenleri alkışlıyoruz...

Suriyeliye bahçe içinde 25 bin bina yapıyor, Suriyeli kaçak it soylarına vatan kuruyor, barınma hakkı için millettin sırtından adı vergi, harç ve ceza olan para topluyor ya harçlık, yapıyor, ya mesken buna da sosyal devlet diyoruz.

 

Bu akla inanmış her gün dolaylı, dolaysız vergi ödeyip, ödediği vergilerin nereye gittiğini sorgulamayan kalabalığa millet diyoruz.

Askerini yoksulluk sınırında çalıştıran, asker emeklisini inşaat bekçiliğini layık gören anlayışa layık gören yönetime devlet diyoruz.

Yoksul evin evladı şehit oluyor, o eve şehit gelince, evin halini görüyor adına yürütme denilen bakana bakan diyoruz.

Filistin olayları ile Cumhuriyetin 100ncü yıl etkinliklerini erteleyen TRT, 12 şehit geldiğinde çalgılı çengini şölenle giren TRT’ye devlet Televizyonu diyoruz.

2014 yılında İsrail Gazze saldırısı sonrası, aynı yıl Pakistan Peşaver okul saldırısında.  2015 yılında Arabistan kralının ölümünde. 2017 Mısır Sina Camisi saldırısında. 2023 yılında Gazze El Ehli Hastane saldırısında 3 gün yas ilan edilirken, bu milletin huzuru için şehit olmuş vatan evlatları için bir gün yas ilanı çok gören anlayışa siyaset diyoruz.

3 milyar 300 milyona eski parayla 3 katrilyon 300 trilyona çerez parası diyen kişiye, maliye bakanı diyoruz… Sabır dersi veriyor. Üniformalı paşalara inat, bu lafazanlıkları paşa, paşa dinliyoruz.

Kısaca; hırsızlar ahlak, Saraylılar, sabır, küfürbazlar edep, Türkiye Cumhuriyeti düşmanları tarih dersi, torpilliler, adalet dersi, askerlik yapmayan vatan millet, milli bayramları yasaklayanları alkışlıyoruz.

‘Zenginimiz bedel verir. Askerimiz fakirdendir’… Sözlerine baktığınızda askerlik yapmak yerine bedel ödemişler, MSB’lığında Genel Müdür, Daire başkanı.  Ve Şube müdürü. Onlar emir veriyor asker yapıyor. Utanmadan şehidimiz var diyoruz.

Askeri okullar kapatıldı. Savaş cerrahisi eğitimi veren askeri hastaneler kapatıldı. Hepsinin başına tarikat üyeleri getirtildi. Bir köpek soyu 15 Temmuz sonrası askeri kışlalar önüne çöp kamyonları ile yığınak yaptı. Seyrettik.

Atatürk’ün fotoğrafını yakasından atan teğmenleri uyaran Vatansever teğmenlerin orduyla ilişkileri kesildi. Yine seyrettik.

Çocuğu SM hastası olan bir polis, Gazi Uzman çavuş tedavisi için Sosyal Medyada yardım istiyor. Bir başka depremzede polis üç engelli çocuğu için Sosyal Hizmetler vakfından yardım istediği için sürgün ediliyor. Tüm bunlara sosyal haber diyoruz.

40 yıldır süren terörü bitiremeyen anlayışın; ‘Terör emellerine ulaşamayacak. Terörü kaynağında yok edeceğiz’ açıklamalarına alkış tutuyoruz. Edilen bu lakırdıları içinde hedefleriniz nedir? Neden 40 yıldır hedeflerinize ulaşamadınız? Diye sormuyoruz…

12 şehidin olduğu gün, sokaklara çıkıp TC aleyhine slogan atan ahlaksızlar sözde ‘Filistin için gösteri yapıyorlar’… Bizler self çekiyoruz.

‘Ordu neyi korur?

Geçen hafta bir haber programı izliyorum.

Bir hanımefendi Türk ordusuna verip veriştiriyor.

Entel dantel camiada giderek ‘Referans’ haline gelen ordu düşmanlığını seslendiren sıradanlardan biri.

Orduların neden var olduğunu, neye yaradığını bilmeyenlerden.

Sürekli yazıyorum. Bir kez daha yazacağım.

Ülkelerin orduları böyle abuk sabuk söylemlerle yıpratılmaz.

Yıpratılmamalıdır.
Yedekleri yoktur.

Ulusun en önemli varlıklarındandır.

Ordular olmasa, uluslar olmaz. Devletler ayakta duramaz.

O gün o programa katılanlardan olsaydım, Türk Ordusuna saldıran hanımefendiye tek bir soru sormak isterdim.
‘Hanımefendi o ordu aslında neyi koruyor biliyor musunuz’?

Ne yanıt vereceğini bilmiyorum. Büyük ihtimalle demokrasiden, ordunun siyasete müdahalesinden, Güneydoğu'dan falan söz ederdi.

Bense ona çok kısa bir yanıt verirdim.

‘Hanımefendi belki farkındasınız, belki değilsiniz ama o ordu sizin bacak aranızı da koruyor’…

Biraz sert olurdu belki ama bence öyle.

Ordular, ülkelerin sadece sınırlarını, topraklarını, bütünlüğünü korumaz.

O ülkenin namusunu, iffetini korur.

Yüzyıllardır belki de bin yıllardır savaşların nasıl sonuçlandığını bilirsiniz değil mi?

Bir ordu savaşı kazanıp, düşman ülkeyi fethettiği zaman ne yapar hatırlıyor musunuz?

Savaşların sonunda hep trajik tecavüz hikâyeleri yok mudur?

Bu bin yıl önce de böyleydi, Avrupa'nın göbeğindeki bir kaç yıl önce de böyle.

Galip tarafın, muzaffer askerleri, savaşın sonunda en acı intikamı ne yazık ki, hep böyle almışlardır.

Galip taraf, mağlup tarafa en büyük acıyı hep böyle tattırmış, mağlubun son kalan kalesi namusunu da ele geçirmek savaşın son darbesi olmuştur.

Türk ordusuna sallayan hanımefendi bilmelidir ki, Türk ordusu Türkiye'nin sınırlarını korur.

O sınır ne yazık ki, kadınlarımızın bacak arasına kadar uzanır’. Fatih Altaylı…

Yoksulluk ve açlık sınırı içinde yaşattığımız bu ülkenin evlatları, üç para için asker oluyor. Askeride, emeklisi de sefalet içinde yaşam sürdürürken. Hiç kimse sormuyor. Siyasetin arkasına takılmış; ‘vatan parayla sevilmez’ diyen generaller buna dâhil. Zaten sahip çıkanda yok.  Bunun içindir ki bir milletvekili diyor ki; ‘Askerler ölmek için para alıyorlar’… Bu şerefsizliğe alışmış olmak, aslında şerefsizliktir… Ve o generaller sırtlarındaki üniformalarla hangi sevgiyle bu topraklarda yaşıyorlar?

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.