grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

Yeni Türkiye’de yeni, yeni suratlar…

Lafa gelince; güya 2 bin yıllık devlet geleneği bizde var. 2 bin yıl bitti… Toplum olarak geldiğimiz noktada yaşamımız bildiğin kabile devleti şurasında yeniden şekilleniyor.

Gündem Yayın: 30 Mayıs 2023 - Salı - Güncelleme: 30.05.2023 21:35:00
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

YENİ TÜRKİYE’NİN YENİ VATANDAŞLARI… AKLI ERMEYEN ESKİ TÜRKİYE’NİN ESKİ VATANDAŞLARI…

Lafa gelince; güya 2 bin yıllık devlet geleneği bizde var. 2 bin yıl bitti… Toplum olarak geldiğimiz noktada yaşamımız bildiğin kabile devleti şurasında yeniden şekilleniyor.

Emperyalizmin lejyonerleri 21 yıl önce, değiştim diyerek koyun koyuna olduğu Cemaatle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisine girdiler. 21 yıl sonra Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkmak için; çıkar ve ideolojide birleşmiş ‘ben milletim’ diyen faşizm artığı, diğer kimliklerce şimdi daha donanımlı ve daha güçlü olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine girdiler. Türk Milleti’ne iftira atacak kadar cesaretliler. Çünkü yanlarında ‘milliyetçiyim’ diyen, Türk olduğunu iddia eden bir kitle, bu kitleye cesaret veren ‘lejyoner siyasetçiler’. Mandacı kafaların Uzlaşmacı ve teslimiyetçi anlayışı ile şimdi devletin silahlı güçleriyle tepemizdeler.

Kurmayı planladıkları, BOP şekillenmesi ile ‘Eş başkanları’ başkanlığında Türk’ü Anadolu’da yok edecek ‘Anadolu İslam Federe Devletini’ en kısa zamanda ilan edecekler. Köpeklerin yüzünü daha net göreceksiniz. Olası dirençleri kırmak için kurdukları gayrinizami harp için kullanacakları silahlı paralel ‘paramiliter’ kuruluşlar deşifre oldular. Anlamadınız…

Tek dünya devleti için ulus devletlerin harcının kırılması lazım. Harç kırılınca giderek kuma döner, ufalanırsınız. Direnç biter. Av olursunuz…

Yeni Türkiye’de yeni, yeni suratlar…

Önce 9 Milyon Suriyeli Türkiye’ye sürülerek yumuşak işgal sağlandı. Sınır mayınları bu proje için temizlendi. Sınıra mayın temizleme kılıfıyla İsraillileri yerleştireceklerdi. O dönem gösterilen direnç nedeniyle başaramadılar. Kendi askerlerimiz mayınları temizledi. 340 asker şehit oldu. Ardından Suriyeliler ellerini kollarını sallayarak sınırlardan içeri doldular. Gelenlerin hepsi ipsiz sapsız üremek dışında hiçbir işe yaramayan cinsten sürüleşmiş bir güruh.

ABD bu kez Türkiye’yi Afgan göçüne hazırladı… ABD maaş ödediği hain Afganlılar, Afganistan’da karılarını, kızlarını, bacılarını, analarını Taliban’ın altına veren, ABD askerleri ile işbirliği yapan, ülkesini satan, Afgan kadılarını Amerikan askerlerine pazarlayan gavat erkekler vatan haini şerefsiz it, kopuk şerefsiz kimliksiz Afganlılar şimdi Türkiye2deler. Ülkede köylere kadar yayıldılar… Ahlaksız bir siyasetçi; bu köpek sürüsü ülkeden giderse ‘Ekonomi Çöker’ dedi. Bu ülkede söz sahibi olan bu adam. Bu ahlaktır ki; bu ülkeyi Ortadoğu çöplüğüne çevirdi. Sırada şimdi Pakistanlılar, Bangladeşliler geliyor. Afrika’nın en uç noktasındaki ülkelerden yığınla kara, kara insanlar gelmeye devam ediyor.  Ülkede satılan 100 konuttan 90’nını Araplar aldı. Bu ülkede ‘Demografik’ yapının içine böyle sıçılır.

Yeni Türkiye’nin yeni vatandaşları! Kendi ülkesinde seçme ve seçilme hakları olmayanlara üç paraya vatandaşlık sattılar.  Modern Türkiye Cumhuriyeti ile yakından uzaktan alakası olmayan, Türk medeni hukukuna uymayan arkasına taktığı kara çarşaflı 4 karısıyla seçim sandığı başında sıraya giren çağ artıkları. Türkçe bilmeyen. Türkçe yerine Arapça konuşan kimliği meçhul kişiler benim yaşamıma karşı oy kullandı.

Kendi ülkesinden kaçıp benim ülkemde asli unsurlarla aynı haklara sahip kılınmış Mülteci ve sığınmacılar. Sandığa giden gerçek altı kişiden birisi sadece yağmacı hırsız ve şerefsiz ahlakın bireyleri sessiz istilanın aktörleri… Sen yoksun içlerinde… Ama bu aktörlerin sen piyonusun… En acısı ise; bizden olmayanlarla aynı kafaya sahip, çağ artığı gâvur dölleri.

Ülkede huzuru ortadan kaldıranlar. Sokaklar it barınağına döndürenler. Parklarda istilacı, kıyılarda tatilci, tecavüzcü, katil şerefsizlikler istilacı yığınlar. Sokaklarda Türk öldüren, Türkiye’de; Türk’e; ‘Türk Defol’ diye Türk bayrağını yakıp Suriye bayrağı açan Suriyeliler. Sokaklarda ellerinde kılıçlarla özgürlüklerini kutlayan Afganlılar. Artvin’de Silahlı Kuvvetlerine ait namussuz sözde askerlerin uçaksavarlarla havaya ateş açarak kutlayan şerefsizler.

Bu ülkeyi satanlarla kol, kola girip ‘ben Milliyetçiyim’ diyen, sokaklarda kas, kas kasılan sözde ibrikçi milliyetçiler.  ‘Dönek solcular’. Tatlı su Demokratlar. Köylerde milletin sırtından maaş, yağmadan pay alan, üç para rüşvete köylü üzerinde oluşturduğu baskıyla yönlendiren namussuzlar.

Ülkeyi üç paraya satıldığını saklayan, milletin refahını kurdukları Holdinglere katan işbirlikçi müstemleke basınını yalan, iftira, sahte haberlerini gerçek haber kaynağı olarak değerlendirip okuyanlar, bu ülkeyi satanlarla vatan sahibiyim diyen sokaklar yayılmış yeni, yeni yurttaşlar. Bizim gavur dölleri…

Parti devletinin ‘demokratik’ olmayan, yaşam ortamına ‘demokratik ortam’ diyen dönme siyasetçiler. Devleti ele geçirmiş bir gücün dayatması altında yapılmış seçim… Kara propagandalar. Sahte bildiriler. İmzasız broşürler. Ahlaksızca üretilmiş videolar. Sahte oy pusulaları. Polis döven iktidar seçmeni. Topluca verilen şerefsizlerin paye aldığı oy sandıkları. Sahte, çakma seçmenler. Bunu yapanları ve görmezden gelen devletin organize yapısı. Bu namussuz düşünceyi gerçek gibi aktarmak yeni Türkiye’de yeni devletçilik anlayışı olmuşsa; yeni vatandaşlarımız hemen yanı başımızda. Çıkarcı ve ahlaksızlar.

Gerçek Türkiye’nin, Eski Türkiye diye tanımladıkları Cumhuriyete, Atatürk’e, vatana, kadına düşman olan, HÜDAPAR, hırsız düzenin aktörü din tacirinin yağmacı oğlunun başkanı olduğu Yeniden Refah. Lafta demokrat DSP. Lafazan MHP. Üç kuruşa pazarlıkla satın alınmış, kurgulanmış sözde milliyetçi çıkar odaklı güdüm aktörü Sinan Ogan. Piyon; Muharrem İnce bu çarpık düzenle el ele verip Türkiye Cumhuriyetini ‘Gömmek’ için oy devşirdiler. Hayalet seçmenler. Devşirme seçmenler. Kendilerine vatan kazandırmış Mustafa Kemal Atatürk’e küfreden kimliklerini tarikat kucağında oluşturmuş kimliksiz zevat. Küçüğünde rızası var, diyen FETÖ aşığı namussuzluğa ahlaksızlığa kılıf bulan Bu ülkenin Adalet bakanı olmuş adamı seçen yeni Türkiye’nin yeni yurttaşları.  

Avusturalya'da Savunma bakanına politik sorular gelince, en kıdemli olan asker bakanın yanına gidip 'Arka fonda bulunan subaylar yana çekilebilir mi’? Diye soruyor ve askerler siyasi malzeme olmamak için konuşma platformunu terk ediyor. Anayasal kuruluşlar, güçlerini siyasetçiden değil. Anayasa’dan alma örneğidir. Tramp seçimi kaybetme aşamasında Amerikan ordusunu göreve çağırdı. Amerika Genelkurmay başkanı görev ve yetkilerini Amerika yasalarından aldıklarını açıklayıp bu çağrıyı reddetti. Bizde Siyasetçi toplantılarına katılıp, siyasetçi generaller, ‘çay bardağı’ toplayan generaller, altına verilen kuru sandalyeye oturup siyasetçiye baş sallayarak onay veren sembol Genelkurmay başkanı var. İstihdam adına toplanan partizan askerler. Ayaklarına takılan zilleri duymayan, cami avlularına doluşmuş fosiller. Ülkeye kuruş faydası olmayan, erozyona, yalana, arsızlığa katkı sağlayan Almancılar.

Kafasına kuş sıçtığın da, milli piyangoya koşan millet, ağzına sıçana oy vermesi gayet normaldir. Bu ülkede yaşayıp neyin ne olduğunu bilmeyen bir kesim; ‘Hazine Garantili’ soygun anlayışını, kendi mahkemelerine güvenmeyen, Londra mahkemelerine güvenenlerle, milletin orasına koyanları, ağızlarının tadı kaçmasın diye oylarıyla yeniden kutsadı.

Bir fırsattı 28 Mayıs… Şimdi hiçbir şey yok artık… Ben kesin inanıyorum. ‘Mustafa Kemal Atatürk galiba yanlış bir milleti kurtardı’. Rus Yazar.

Bekir Coşkun 8 yıl önce bugünleri yazmıştı. Demokrasi isteyen, Ancak Monarşi ile karıştıran. Din ve ahlak diyen, ancak kadını eşya, çocukları cinsel meta olarak gören. Basit bir aşı üretemeyen toplum, Çağdaş eğitimi İmam hatiplerle karıştırıyor. Çağ artığı olduğunu unutup, Gâvur dediği kendi dışında çağın önemli buluşlarını yapan dinsizlerin ürettiği teknoloji harikaları olan arabalarını, uçaklarını, telefonlarını yaşamı kolaylaştıran gereçleri kullan… Onun ülkesinde Sosyal Demokratları onayla…  

Siyasetin cehaleti, cehaletin ise din sömürüsü üzerinden toplumsallaştırması ile sermayenin güdümünde hortlamış olması bir tesadüf değildir.  Öyle iddialar var ki; dinledikçe. Sustukça kusasınız geliyor. 

Bugün Türkiye’de Siyaset; Millete hizmet etme yeri değildir.  Bugün Türkiye’de Siyaset; para kazanma, servet edinme yeri haline gelmiş ise. Halkın kabahati büyüktür. Kâğıt üzerinde, klavye başında,  içki masalarında, ortada boş boş konuşanlar hızla kimliksizleşirlerken sadece konuşuyorlar. Fırsatlar ayaklarına geldi. Artık vatanı satabilirler. Demokrasiyi ayaklar altına alıp, İslam Cumhuriyetini ilan edebilirler. 

Hiç bir şey yapamayanlar, aczi içinde olanlar hiç olmazsa çarşıda, pazarda, camide, okulda, sesini çıkartmalı, tavrını açıkça ortaya koymalıdır. Biz sabredip sustukça onlar milli benliğimize, cumhuriyetimize pervasızca saldırıyorlar.

‘Bir gece yatıp kalktık…

Türk Ordusu yok… Darbe yapacaklardı ama silahları tarlada gömdükleri yeri de unuttular demek… Darbe olacak mıydı, olmayacak mıydı derken, ordu artık yoktu…

Bir gece yatıp kalktık…

Yargı yok… Yargıyı bölüşmüşler, yarısı hocaya, yarısı imama…

Bir gece yatıp kalktık… Cumhuriyetçi aydınlar yok… Hücrelerdeler…

Bir gece yatıp kalktık… Medya yok…

Yarısını almışlar parayı bastırıp, kalan yarısının da gırtlağına bastırıp…

Bir gece yatıp kalktık… Ben yokum… Muhterem karıma “Ben yok muydum şu köşede yahu?” dedim… “Yoksun, kovuldun” dedi… Ağladı…

Bir gece yatıp kalktık… Laiklik yok… Devlet tekbirle açılıyor…

Bir gece yatıp kalktık… Türk yok

Bir gece yatıp kalktık… Bayrak yok…

Bir gece yatıp kalktık… Yarısı gitmiş… Türkiye’de yok…

Bir gece yatıp kalktık, marşlar yok, andımız yok, bayramlar yok…

Bir gece yatıp kalktık, bu 4+4+4’tür dediler… Çocuklar yok…

Bir gece yatıp kalktık… Cumhuriyet yok…

Ve bir gece yatıp kalktık ki... Biz yokuz…

Yatma o zaman… Kaldır başını artık… Bir böcek gibi ezilip, bir dal gibi kırılıp, bir sürü gibi güdülüp, bir toz gibi üfürülüp, bir ot gibi sökülüp, bir kuş gibi vurulacağına… Yatma…

03 Ocak 2015 Sözcü Bekir Coşkun.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.