grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

BUGÜN; ENBÜYÜK BAYRAMDIR… KUTLU OLSUN…

29 Ekim 1923’te Meclis tarafından kabul edilen bu kanunla anayasanın 1. maddesine sadece şu cümle eklenmiştir: “Türkiye devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir.” Cumhuriyetimiz bugün 100 yaşında.

Gündem Yayın: 28 Ekim 2023 - Cumartesi - Güncelleme: 28.10.2023 23:53:00
Editör -
Okuma Süresi: 12 dk.
Google News

BUGÜN; ENBÜYÜK BAYRAMDIR… KUTLU OLSUN…

29 Ekim 1923’te Meclis tarafından kabul edilen bu kanunla anayasanın 1. maddesine sadece şu cümle eklenmiştir: “Türkiye devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir.” Cumhuriyetimiz bugün 100 yaşında.

Türkiye Cumhuriyeti 100 yıl önce kanla, irfanla kurulmuştu… Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmayı düşünenler er ya da geç, bunun bedelini bir şekilde öderler… Türkiye Cumhuriyeti’ni ne emperyalistler ne de onların uşakları batırabilir! Bireysel uyanış, demokratik tepki, karşı koyma birleşilirse bir anlam kazanır ve etki yaratır! Örgütlü toplum olma hâli budur… Kurtuluş savaşı da, yaşam mücadelesi de örgütlü olmanın zaferidir.

‘Türkiye Cumhuriyeti, ulusal bir devlet olarak kurulmuştur. Devletin sahibi bir hanedan ya da belli bir zümre değil, toplumu oluşturan yurttaşların tümüdür. Yurttaşlar, kendisine Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesi (Zıllulah=Halife) olarak bakılan bir hükümdarın kulu ve tebaası, bir dinin ya da peygamberin ümmeti, bir imamın ya da kilisenin cemaati olarak değil, kendi yazgısını kendi kararıyla belirleyen bir ulusun, aralarında ırk, renk, dil, sınıf, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit haklara sahip özgür bireylerdir. Egemenlik doğaüstü bir güce değil, kayıtsız şartsız ulusa aittir’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

Atatürk’ün kurduğu ‘Cumhuriyet’ ne Çin Halk Cumhuriyeti ne de İran İslam Cumhuriyeti gibi bir cumhuriyet değildir. Aslında bunlardan birincisi komünist totaliter yönetim biçimi, diğeri ise dinsel totaliter yönetim biçimidir. Sonuçta her ikisi de bir tür diktatörlüktür. Bugün Türkiye’de ‘Cumhuriyetin’ sadece adı kalmıştır. Özetle; üstün ideallerle kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti Laiklikten, hukuktan ve insan haklarından hızla uzaklaşırken, seyreden bir muhalefet, omuz veren çıkar odaklı siyasi partiler Cumhuriyetin ‘ölümünü’ seyrediyor.

Cumhuriyetin 50nci yılı. İktidarın yayınladığı program. ‘Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşunun 50nci yıldönümünün kutlanması hakkında Kanun’… (Resmî Gazete ile yayımı: 5. 4. 1973 - Sayı: 14498) MADDE 1. — Türkiye Cumhuriyetinin Ellinci Yıldönümü, bu kanım esasları içinde kutlanır. MADDE 2. — Kutlama programlarının başlıca amacı:

Milletimizin istiklâline, tarihî haklarına ve yurdumuza yapılan haksız saldırılara karşı milletçe direnişi, saldırgan düşmanları yurdumuzdan kovmak için şahlanan millî şuur ve millî mücadele ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’. İlkesini temel sayan. İnsan hak ve hürriyetlerine dayalı. Millî demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin doğuş ve gelişimini. Türkiye Cumhuriyetinin varlık ve hayat sebebi olan Atatürk inkılabının millî hayatımızdaki önemli rolünü. Türk millî mücadelesinin mazlum milletlerin kurtuluş çabalarına örnek ve önder oluşunu. Modern Türk Devletinin dünya milletleri arasındaki yerini. İnsan hak ve hürriyetlerini geliştirme ve koruma azmini, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’. İlkesine bağlılığını, Türk Milletinin bütün fertleriyle kaderde, kıvançta ve tasada ortak bölünmez bir bütün halinde millî şuur ve ülkü etrafında birleşme gereğini bütün imkânlardan yararlanarak içte ve dışta duyurmak, anlatmak ve kavratmaktır.

Cumhuriyetin 100ncü yılı. İktidarın yayınladığı program. ‘Üç gün yas ilan edilmiştir. Kutlama programı yapılmayacaktır’. Oysa; bu Cumhuriyet bizim.

‘Korkarak yaşıyorsanız sadece hayatı seyredersin.’ Nietzsche.

Ahlakın din adıyla dezenformasyonu! Milletin parasıyla beslenen, millete sırtı dönük Cumhuriyet ve ilkelerine karşı, Mustafa Kemal Atatürk’e düşman iki kurum. TRT ve Diyanet İşleri Başkanlığı.

Bugünün Türkiye’sinde siyaset yapan ne iktidar, nede muhalefet, Nede din soytarıları, nede iktidarın soytarıları;  Atatürk ve Türkiye Cumhuriyetini tenkit edecek düzeyde değildir...

HAMAS bir bok yiyor, bu ülke bunun bedelini buradaki uşakları vasıtasıyla kanla irfanla kurulmuş cumhuriyetinin kutlanmasına engel oluyor. Bir terörist kuruluşu her haltı yiyecek, yediği haltın ceremesini kılı kıpırdamayan Araplar adına bu millet çekecek. Yazıklar olsun.

Filistin bahanesi ile Cumhuriyetin 100ncü yıl kutlamalarını askıya almış yobaz düşünce TRT; bugün Filistin için canlı yayın yapacak devlet kuruluşu, Cumhuriyetin 100nci yılını pas geçiyorsa canı cehenneme!

Din adına ahlaksızlığın adresi olan. Laiklik karşıtı. Siyasal İslam’ın ana merkezi, gericiliğin yobazlığın buluşma noktası. Milletin parasıyla lüks ve şatafat içinde yaşatılan, protokoldü TSK’den de önde olan, başlarında İngiliz sevici, Londra’da malikâne sahibi. Lüks ve şatafat içinde yaşarken millete sabır dileyen kardinal kılıklı adam Cuma çıkışı, camii kapısında Filistin için dilenmeyi ihmal etmeyen, Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetin kuruluşunun 100ncü yılında, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü bu Cuma hutbesinde de anmadı.

Cumhuriyetten Atatürk’ü çıkartırsanız, geriye, Afganistan, İran, Suriye, Yemen, Pakistan, Mısır, Ürdün, Lübnan, Tunus, Filistin, Suudi Arabistan,  kalır… Medreseler, Derviş Mehmetler, Said-i Nursi’ler, İskilipli Atıflar, Mollalar kalır. Kadın pazarları, Çocuk evlilikleri, Kadınların insandan sayılmadığı. Çok eşlilik, Sübyan mektepleri, cehalet ve Orta çağ karanlığı. Yobazların saltanatı kalır. Sadabaat bahçeleri, Padişahlar kalır. Saraylar, lüks ve şatafat kalır. Tebaa kalır. Kul kalır. Osmanlıya vahşice vergi veren, savaşlarda ölen Anadolu’nun yoksul, cahil bırakılmış köylüsü kalır. Sadece bunlar mı? Kadı kalır. Mecelle kalır. Recm cezası kalır. Muta nikâhı kalır.

“Egemenliğin bir kişiden, bir aileden, halifeden, tek adamdan alınıp kayıtsız şartsız tüm millete verilmesinin” üzerinden tam tamına 103 yıl geçti. Kimin, kimlerin aklı başına geldi. Bu ülkenin arısından bir fazlası tek adamlığı yeniden kutsadı. Vatan toprakları ve TC kimlikleri satılmaya başladı.

Orta çağ artıklarına. Bölücü düşüncenin aktörlerine ve bu aktörlerin cumhuriyet değerlerine yaptıkları saldırılara; Bunlar, ‘meczup’, bunlar, ‘münferit’,  bunlar ‘bizi bağlamaz’… Gibi açıklamalarla geçiştirilemez.

Atatürk’e, Cumhuriyete. Kadın, çocuk değerlerine, yaşam değerlerine yapılan saldıranlar ya ‘meczup’ oluyor, ya da, ‘münferit’.  Bu düşünce odakları iktidarı da, muhalefeti de bağlamadığı, hatta cesaretlendirdiği gerçeğini biliyoruz. Zaten bu gidişatta isteyen, reddeden unsurlar aynı fikrin içindeyse her şey olağanlaşacaktır. Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine davranış politikalarına, koruma ve kollama görevlerine aykırı olan her şey ve saldırılar muhalefeti de ‘bağlamıyor’! Olmasının adı siyaset ve hukuk!

Üzerinden 1 asır geçti… Türkiye Cumhuriyeti kuruluyor!

1923'te yanmış, yıkılmış Anadolu'da nasıl demokrasi yapacaksın? Komşunun, komşuyu boğazladığı iç savaşlardan, Anadolu'yu mezbahaneye döndüren dış savaşlardan yeni çıkmışsın. Fabrikan yok, işçin yok, iş adamın yok, mühendisin yok, doktorun yok, uzmanın yok, yolun yok, suyun yok, barajın elektriğin yok. Kadınların çarşafta, çuvala giriyor. Tamamı yakını cahil ve okuryazar bile değil. Erkeğin dört kadın alıyor. Yurttaşlık yasası yok. İhracatçı yok, ithalatçı yok. Sermayen yok. Kalkın bakalım. Nasıl kalkınacaksan. Cumhuriyet böyle bir ülkede kuruldu.

Bir yanda Osmanlı borçları. Diğer yanda yıkılmış, yakılmış bir ülke. Yoksulluk bir yanda. Bugünde olduğu gibi, o günde; bu durumları fırsata çevirmek isteyen, halkı kışkırtan din soytarıları.

Mustafa Kemal kuşağı ne yapmış? Yöneticiler, devletçiliğe neden ve nasıl sarılmış? Türkler bankacılığı nasıl öğrenmiş? Merkez bankası 1930'a değin neden açılamamış? Özel sektör nasıl oluşturulmuş? Yeni devlet nasıl kurulmuş? Çağdaş öğretime nasıl geçilmiş? 1920'de on, on iki milyon nüfusun % 95'i alfabesizlikten, savaş artığı bir topluma okuma yazma seferberliği nasıl açılmış? Kitaplıkta kitap yok iken ulusal kütüphane nasıl kurulmuş? Okullarda tarih kitabı bile yok iken tarih nasıl yazılmış? Hiç düşündünüz mü?

Ülke yok, olmanın kuyusundan çıkıp, var olmanın doruğuna nasıl tırmanılmış? Yunanlı ile dostluk nasıl yapılmış? Avrupa'da saygınlık nasıl kazanılmış, bugün nasıl yok edilmiş? Hiç düşündünüz mü?

Şaşıp kalıyorum. Şaşmamak mümkün mü? 2023 yılı. Seksen milyonluk Türkiye'nin haline bakıyorum, şaşıp kalıyorum. Hiçbir şeyimiz yokken neler yapmışız, her şeyimiz var iken neler yapamıyoruz? Bir de bu ortamda Mustafa Kemal'e saldıranlara bakıyorum, bir de sahte Atatürkçülere bakıyorum. Kullanıldığımızı hissediyorum. Ben bunları sahteliklerinden dolayı reddediyorum. Alışanları, alıştırılanları da reddediyorum.

Üzerinden 1 asır geçti… Türkiye Cumhuriyeti yıkılıyor!

“İşin en kötü yanı, yüce Allah, Hazreti Peygamber ve Kuran-ı Kerim adına konuşan mürteci sürüsünün devlet düzeninde iktidarı ele geçirdikten sonra azmasıdır… Siyasal cehalet ise gericiliğe davettir. Siyasetin cehaleti, cehaletin ise din sömürüsü üzerinden toplumsallaştırması ile sermayenin güdümünde hortlamış olması bir tesadüf değildir...  İlhan Selçuk.

‘Onlar, saltanatı yıkıp milletin hâkimiyetini kurdu. Siz, sıcak para komisyonları ve borsa vurgunlarıyla kendi saltanatınızı kurdunuz! Onlar, dağılmış bir ordudan zafer kazanan ordu yarattı. Siz, ABD’nin Cumhuriyet Ordusunu tasfiye operasyonunun aleti oldunuz! Onlar, işgalci orduların başına çuval geçirdi. Siz, başınıza Amerikan işgalcilerinin geçirdiği çuvalla dolaşıyorsunuz!

Onlar, Lozan’da büyük devletlere diz çökertti. Siz, “2 sayfa dokuz maddelik gizli hizmet sözleşmesi” imzalayarak, büyük devletin önünde diz çöktünüz. Onlar, Cezayir’den Afganistan’a, Hindistan’dan Çin’e kadar bütün mazlumların umudu oldu. Siz, Irak’tan Afganistan’a, Libya’dan Suriye’ye kadar Haçlının Müslüman dünyasına saplanan sapı silik hançeri oldunuz.

Onlar, millî devleti kurdu. Siz küreselleşip, onların kurduğu devleti yıkıyorsunuz!

Onlar, şeyhlerin, müritlerin, meçzupların olmadığı özgür Türkiye için devrim yaptı. Siz, CIA Şeyhi Hikmetyar’ın müridi, Katar Şeyhinin Suriye’deki kiralık mensubu oldunuz! Onlar, bütün kaleleri zapt edilmiş, tersanelerine girilmiş bir ülkeyi yeniden kurdu. Siz, ülkenin tersanesini, PTT’sini, toprağını ve ormanını yabancılara peşkeş çekip, komisyonları üçe kapattınız! Onlar, fabrikalar kurdu. Siz, onların kurduğu fabrikaları yabancıya sattınız!

Onlar, varlarını yoklarını Kimsesizlerin Cumhuriyetine adadı. Siz, milletin varını yoğunu İsviçre bankalarındaki gizli hesaplara yatırdınız!

Onlar, devlet adamıydı. Siz, bir başka devletin adamısınız! Onlar, büyük gelecekler için proje yapardı. Siz, başka devletlerin yaptığı projelerde figüran oldunuz! Onlar, asla başlarını eğmeyerek cihana nam saldı. Siz, deliğe süpürülme yetkinizi Washington’a teslim ederek Wikileaks raporlarında nam saldınız! Onlar, tarih yaptı. Siz, Amerikan’ın yaptığı Kanlı Ortadoğu Tarihine malzeme oldunuz! Siz, onların ayağının tozu dahi olamazsınız, tarihe ABD’nin Haçlı Seferinde proje görevlisi olarak geçtiniz! Artık isminizi de cisminizi de o kanlı ihanet tarihinden kurtaramazsınız!

Sizi, bu millet deliğe süpürecek! Sizi, artık Amerika bile kurtaramaz!’…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve minnetle anıyor, Yüce Türk ulusunun Cumhuriyetinin 100ncü yılını yürekten kutluyorum.

#
Yorumlar (1)
Ahmet Serdar
30.10.2023 12:31
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.