grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

ARADAN 85 YIL GEÇTİ. ACIN HÂLÂ ÇOK TAZE…

Dünyanın kalbine taht kurmuş, ışığıyla dünyayı aydınlatan büyük dahi! Türk kadını seni ölümünün 85nci yılında saygıyla, özlemle anıyor…

Gündem Yayın: 09 Kasım 2023 - Perşembe - Güncelleme: 09.11.2023 23:06:00
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Google News

ARADAN 85 YIL GEÇTİ. ACIN HÂLÂ ÇOK TAZE…

Dünyanın kalbine taht kurmuş, ışığıyla dünyayı aydınlatan büyük dahi! Türk kadını seni ölümünün 85nci yılında saygıyla, özlemle anıyor…

Bir büyük insan. Türk milletinin ateşle sınavında ona önderlik etmiş, savaşında, barışında efendisi, eşsiz bir komutan. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu; Büyük Devlet adamı… Bağımsızlığı kişilik edinmiş bir dâhi. Ölümünün 85nci yılında manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 57 yıllık ömrü, Osmanlı imparatorluğunun çöküşü ile millî bir devletin kurulmasını sağlayan kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletini muasır medeniyetler seviyesine çıkarma ülküsü ve azmi uğrunda verdiği mücadele bir dâhinin yaşam öyküsüdür…

Tarih, yaşanmış ve bitmiş olaylar bütünü değil, geçmişi günümüze ve geleceğe bağlayan zincirleme olgular bütünüdür. Bu açıdan bakıldığında yakın tarihimiz Atatürk'ün hal tercümesidir. O; yaşamında karşılaştığı zorlukların aşılmasında ve problemlerin çözümünde daima akıl ve bilimin yol göstericiliğini takip ettiğini, başka yol gösterici olamayacağını işaret etmiştir.

Yakın tarihimizin en çalkantılı dönemine liderlik eden Atatürk'ün mücadele ruhunu anlamaya çalışmak için yaşananlara Atatürk'ün gözleriyle bakmak gereklidir. Çünkü Atatürk bir işi başarabilmek için eldeki vasıtaların yetersiz kaldığı anda bile umudunu, inancını, kararlılığını, idealini ve milletine olan güvenini kaybetmeden ve dış kaynak kullanmaksızın iç kaynaklardan yeni vasıtalar üretebilen bir liderdir.

Bunu biliyor musunuz? 100 yıl sonra nereden, nereye tornistan ettik. Anlayın!

Şunu iyi biliniz ki; Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale’de ‘yanılmışım’ deseydi. Şimdi ‘Türk’ yoktu… Kurtuluş savaşında kandırılsaydı, Sevr antlaşmasındaki sınırları kabul etseydi. Şimdi ‘Türkiye’ yoktu. ‘Mandalığı’ kabul etseydi, şimdi müstemlekeydik. Cemaatçilere, şeyhlere, tarikatçılara ne istedilerse verseydi. Şimdi ya Afganistan’dık, ya da İran.

Onlar; Mustafa Kemal Atatürk’ü heykel,  fotoğraf ve resimlerden ibaret olduğunu zannediyorlar. Atatürk’ün Türkiye’sinde siyaset yapan ne iktidar, nede muhalefet, Nede bunlara uşaklık eden din soytarılar, İbişler Atatürk ve Türkiye’sini tenkit edecek düzeyde değildir...

İyi biliniz ki! ‘Atatürk bir isim değildir’. O’nun ismi Mustafa Kemal’dir. Atatürk ilimdir. Atatürk bilimdir.  Atatürk akıldır. Atatürk İnovasyondur. Atatürk gelecektir. Atatürk barıştır. Atatürk gençliktir. Atatürk Özgürlüktür. Atatürk Bağımsızlıktır. Yüzyıllar sonrasını ön görebilmektir. Sürdürülebilir kalkınmanın temel taşıdır. Cumhuriyettir.  Bu nedenle 20nci yüzyıldan 21nci yüzyıla fikirleriyle ve eserleriyle değeri giderek artan çağdaş kurucu önderine yapılan her türlü saygısızlığa tarih isyan eder. Akıl isyan eder. Vicdan isyan eder. Milletin vicdanlı her ferdi isyan eder. Etmelidirler de. Buna Cumhuriyetin savcıları dâhildir…

Sizler hiç Yunanlı, İngiliz, Fransız, Rum ve hatta Ermeni’nin ağzından Türkiye Cumhuriyetine, Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ‘hakaret veya küfür’ işittiniz mi? İçimizdeki ‘gâvur dölleri’… Namussuz ve şerefsizler namussuzlukta sınır tanımaz ise, Bir İngiliz artığı, Arap gazeteci Orusbu çocuğu (Kuveytli yazar Abdülaziz Duwaihi bin…), küfretmek için sıraya girecektir. Kim ki kendi değerlerine küfredenleri alkışlıyor, sırtını sıvazlıyorsa şerefsizdir namussuzdur. Alçaktır. Önce anasını sorgulayıp kimin tohum artığı olduğunu öğrenecektir.

‘Atatürk’e Ayyaş dediler. Atatürk’e ayyaş demekle Atatürk’te hiçbir şey kaybolmaz. Sadece bunların kaç kuruşluk adam olduğu ortaya çıkar. Atatürk’e ayyaş diyen adam; Şerefsizdir. Bakın buradan açık ve net söylüyorum. Atatürk’e ayyaş diyen adam şerefsizdir, onursuzdur. Alçaktır. Utanmazdır. Vatan hainidir. Daha ne söyleyeyim? Allah aşkına ne söyleyeyim… Serdar Savaş

Bu ülkede hiç kimse! Bu vatanı ve ulusu; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten daha çok sevdiğini iddia edemez. Ömrü savaş meydanlarında geçmiş bir özgürlük savaşçısına hakaret eden. Her kim olursa olsun. ‘Şerefsizdir. Namussuzdur. Alçaktır’…

‘Kemalizm; geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür. Bir din devleti kurmak isteyenlerin önündeki en büyük engel Kemalizm. Türkiye’yi etnik kökenlere göre parçalamak isteyenlerin önündeki en büyük engel Kemalizm. Ve yeni mandacı, numaracı cumhuriyetçilerin önündeki en büyük engel gene Kemalizm. Niçin Atatürk değil de, Kemalizm! Çünkü Atatürk’le baş edemeyeceklerini anlayanlar, hedef olarak kendilerine Kemalizm’i seçtiler. Türkiye’yi bu duruma Atatürk’e evet ama Kemalizm’e hayır diyenler getirdiler’. Ahmet Taner Kışlalı…  

‘Yıl 2022 laiklik her gün biraz daha aşındırılıyor. Ekonomiden eğitime, anayasaya aykırı biçimde devlet dinselleştiriliyor. Ülke tarikatların, cemaatlerin oyun alanına dönüştürüldü. Laik cumhuriyete meydan okuyan din adamları, dini siyasete alet eden siyasiler; ağır bir din istismarı… Türkiye bunu hak etmiyor’. Sinan meydan...

Bugünün Türkiye’sinde siyaset yapan ne iktidar, nede muhalefet, Nede din soytarıları Atatürk Türkiye’sini tenkit edecek düzeyde değildir... O; 57 yıllık ömrüne Türkiye’yi sığdırdı.

O; bu ulusun kahramanıdır. O; Türkiye Cumhuriyetini kuranlara ‘Türk Milleti denir’… Demiştir. Etnik ayrımcılığı reddetmiştir. Mustafa Kemal Atatürk; Savaşında, barışında efendisi. Şövalye ruhu ile aklın yoludur. O tarihin kıskandığı tek liderdir… Elbette ki Tarih O’nu kıskanacaktır. Bir yönüyle mir-i kelâm bir İstanbul efendisi. Âşık ve şair, mahcup ve ürkek, Karadenizli değil ama Karadenizli kadar canlı, Akdenizli değil ama Akdenizli kadar sıcakkanlı ve bir Aydın’lı kadar oturaklı ve zeybek. Velhasıl bizim mayamızdan Bizim kumaşımızdandı Mustafa Kemal. İnsanüstü değildi Atatürk, insandı, Ama tam insandı.

Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Bence bir millet şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasına kaimdir… Devrimlerin kanunu tüm kanunların üzerindedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafamızdaki cereyanları boğmadıkça başladığımız devrimler bir an durmayacaktır. Bizden sonraki devirlerde de, böyle olacaktır. Herkesi memnun edelim dersek, mümkün olsun, hepsi memnun olsun, ama biz maksadı temin etmiş olmayız…

Kırk asırlık Türk Yurdu, yabancı elinde kalamaz. Ülkeniz sizindir. Türklerindir. Bu ülke, tarihte Türk’tü bugünde Türk’tür. Ve sonuçta Türk olarak yaşayacaktır. Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır. Yurt sevgisi ona hizmetle ölçülür…

Milli eğitimin gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlaklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılapçı, olumlu, atılgan başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir.

Osmanlıya kazandıran Türk kavminin Orta Asya steplerinden getirdiği asker millet karakteri idi. Osmanlıya kaybettiren ise asker türkün kazandığı zaferlerin üzerine Türk kimliğini inşa edip Türkçe öğretmek yerine kendisini Arap, Fars dil-kültür kıskacına sokması olmuştur. Askeri bedelleri Türkler ödemiş ama Türk ne yönetebilmiş ne nüfusunu yayıp artırabilmiş ne de dl olarak yayılabilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk kürsüye çıkıp coşku ile ‘Büyük Türk Milleti’ diye ilk kez halka seslenince ülkede ne büyük dalgalanma oldu. Şimdi geriye dönük anlayamazsınız. Herkes birbirine bakıp taaccüp ediyordu. Bu topraklarda 700 yılda bir tane yönetici yoktur ki; konuşmasına Türk diyerek başlasın. Açın bakın fermanlar ‘Ey kullarım buyruğumdur’ diye başlar. Anadolu’nun taşı toprağı bitkisi buna alışkın değildi. Şaşkınlığı atmak için hiç kimse için kolay olmadı. Özellikle asırlarca saray tarafından geçimini sağlayan ‘devşirme’ tabaka kendisini kapının önüne konulmuş gibi hissetti. Bunların bir kısmı boyun eğdi. Kabullendi. Etmeyenlerin kimi ‘dini’ kimi ‘etnik’ bir kimliğe bürünerek yeni kurulan devletle alttan alta uzun mücadele içine girdi.

Aziz Atatürk, aramızdan ayrılışının 85nci yılında seni özlemle anıyor, Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhun şâd olsun…

#
Yorumlar (1)
Ahmet Serdar
13.11.2023 17:37
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.