grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

ERDEMİ OLANIN İSYANI OLUR…Susmak Kabullenmektir.

Birisi dini, diğeri milliyetçiliği kılıf olarak kullanıyor. İyi bilin ki bunların dindarlığı da, milliyetçiliği de sahte. Bunlar bu iki büyük değeri bu ülkeyi yıkmak için kullanıyorlar. Aptallık, gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır

Gündem Yayın: 04 Şubat 2024 - Pazar - Güncelleme: 04.02.2024 12:59:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

ERDEMİ OLANIN İSYANI OLUR…

Susmak kabullenmektir. Birisi dini, diğeri milliyetçiliği kılıf olarak kullanıyor. İyi bilin ki bunların dindarlığı da, milliyetçiliği de sahte. Bunlar bu iki büyük değeri bu ülkeyi yıkmak için kullanıyorlar. Aptallık, gerçeği bilerek, gerçeği görerek hala yalanlara inanmaktır.

‘Cumhuriyetin bütün nimetlerinden faydalanıp onu yok etmeye çalışıyorlar. Bir yanda 100 yıl önce Anayasa'ya Cumhuriyet yazdırmak içim ömrünü feda edenler; bir yanda bugün onu yok etmeye çalışan, Türkiye Yüzyılı masalına herkesi inandırmaya çalışanlar. Peki, tüm bunlar olurken sen neredesin?

Bildin mi 100 yıl önce kurulmuş Cumhuriyetinin değerini? Özgürlük kelimesinin değerini kavradın mı gerçekten? Kula kulluk etmediğin her gün şükrettin mi yaratana?

Koska’ca ülken Araplar için darphane, Bulgarlar için AVM, Suriyeliler için doğumhane, bizim için tımarhaneye dönüştürülmeye çalışılırken sen neredesin?

Tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti ibaresi sökülürken, milli marşını kâğıda bakmadan okuyamayan, ya da milli marşı okunurken ayağa kalkmaya tenezzül etmeyen bir güruh, gencecik kadın sporcuları yaftalayıp millilikten söz ederken sen neredesin?

Cumhuriyet'in göz bebeği fabrikalarımız bir, bir yabancılara satılırken. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı parası olan herkese çerez gibi dağıtılırken, yabancılar ülkende imtiyazlarla sefa sürerken, parası olan her şeye hüküm verirken, memurun, doktorun, işçinin öğretmenin kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görürken ve en önemlisi geleceğim dediğin gençler umutsuzca ülkeden gitmenin yollarını ararken, sen neredesin?

Sahi! Sen neredesin?

Bu anlayış başka bir ülkede olsa bunlara bırakın devleti, bir yudum su vermezler.

Mülteciye 12 bin TL veren, kendi yoksuluna 1200 lira veren devlet kimin devletidir? Çoklu maaşlarla beslediği liyakatsiz köşe kapma tacirlerine makamlar veriliyor palazlandırıyor, sana 10 bin lirayla yaşa diyen kimin devletidir. İmama 3 saatlik mesai karşılığı 40 bin lira, dağda görev yapan rütbeli askerine 30 bin lira veren devlet kimin devletidir?

Körler ve kör numarası yapanlar… Cumhuriyete, Atatürk’e hakaret etmek İfade Özgürlüğü, İktidarı eleştirmek kışkırtıcılık!

Mustafa Kemal Atatürk; siyasetçilerin;  Ne Dekoru. Ne Söylevi. Nede bir avuç itin kazanması için payanda…

Anayasayı takmayan adam, kendisine uydurulmuş anayasa yapıyor. İyi biliniz ki; Bir ülkede bir anayasa yoksa ortada bir devlet yoktur. Bir ülkede bir anayasa yoksa parlamento yoktur. Bir ülkede bir anayasa yoksa cumhurbaşkanı yoktur. Bir ülkede bir anayasa yoksa halk yoktur. Bir ülkede saraylar ve saltanat artıyorsa, orada cumhuriyet rejimi risk altında demektir.

Bir başka ülkede tüm bu yaşadıklarımız yaşanmış olsaydı, taş üstünde taş kalmazdı. Seçimleri demokrasi, oy vermeye, vergi ödemeye yurttaşlık görevi diyoruz. Çürümüşlük budur. Adamsendecilik tavan yapmış. Lüks ve şatafat içinde yaşayan bir adamdan icazet bekleyenlerin akıl almaz cehaleti! Bu cehaletin akıl ürettiği bu topraklarda yaşamanın nefes alıp vermeyle, işkembeyi doldurup çiftleşmek zanneden iki bacaklı milyonlarca canlı var.

Ülke 17 milyon kişi tarafından istila edilmiş. Kimlik pazara çıkmış. Barınma ve beslenme sabır ayetine dönüşmüş. Tarım çökmüş. Eğitim tarikat ve cemaatlere verilmiş. Sağlık sistemi tıfıl doktorların eline kalmış. Ekonomi param parça. Yüksek faizde dünya dördüncüsü olmuşuz.

Merkez bankasının başına getirilen Amerikalı maaile kendi saltanatını kurdu. O gitti ikinci Amerikalı aynı koltuğa oturtuldu. Sanki bu ülkede iktisat veya ekonomi akademisyen yokmuş gibi!

Bu ülkede hazine garantili ödemeler Londra mahkemelerine devredilmiş. Hukuk ha var, ha yok olmuş.

Dolar 30 lirayı, akaryakıt 40 lirayı, enflasyon 70şi geçmiş sokaklar, parklar sığınmacı dolmuş ve adam 22 yıldır iktidarda. K… silecek taş bulamayanların, altın varaklı kenefe s… adama biat etmesinin neresinde kimlik vardır? Binecek bisikleti olmayanın otoban hayranlığı. Cebinde dolmuş parası olmayanın saray uçaklarıyla, milli servetini satan, kimliğini kimliksizleştiren zihniyetle övünmesi kadar bayağılık olabilir mi? Düşmanlık karşı düşünceye yapılıyorsa, o düşünceye vatan haini deniyorsa; hainliğin kendi düşüncesi içinde nasıl şekillenip boy attığını sâri hastalık gibi yayıldığını görememek zavallılıktan öte değildir. Desem!

Ülkenin siyasal hayatında zaman, zaman yolsuzluk iddialarının ciddi boyutlarda gündeme geldiği, medya, basın, sosyal medya ve toplumsal yaşamda konuşulur ve unutulur! Nedense! Ne siyaset erbabının ne de seçmenin siyasal davranışına ve özellikle seçimlere pek de etki etmez.

Onlar sahip oldukları siyasal mevki ve yetkileri kullanarak kendine veya yakınlarına yarar sağlayan bakan, milletvekili, yüksek bürokrat vb. kişilerin ender olsa da istifa ettiklerini duymayız. Ciddi hukuki soruşturma veya kovuşturmaya uğradıklarını, yine her zaman siyasal kariyerlerinin akamete uğramadığını da biliriz… Siyasal kültür siyaset hakkında düşündüklerimiz, inandıklarımız, bildiklerimiz, beklentilerimiz, değerlerimiz ve davranışlarımızın, yani düşündüklerimiz, söylediklerimiz ve yaptıklarımızın bütününden oluşur. Farklı ülkelerde farklı siyasal kültürler olduğu malumdur. Türkiye’de siyasal hayat bireyselciliktir.

İnsanda utanma, erdem olur. En küçük örnek 50 milyona tank palet fabrikası satıp, 55 milyona uzaya turistik geziye gitmek senin büyüklüğünü değil sefaletini gösterir.

Kız çocukları 9 yaşında evlenebilir diyen bir diyanetin erkek çocuklarına tecavüz edilince, bir kereden bir şey olmaz düşüncesinde olan bir kasın bakanı, küçüğünde rızası var diyen adalet bakanını tekrar, tekrar seçip meclise gönderiyorsan sende onur yerlerde demektir.

Düşünmek zor zanaattır. Bu yüzden çoğu insan sürüyü takip eder.  Zarl Gustav Jung

Bu ülkede fakir bebeğin içemediği sütü, zenginin köpeği içiyorsa bana kimse adaletten bahsetmesin.

Rakı içene düşman, hırsızlık yapana hayran olanlar. Kadının saçını dert edip, canını dert etmeyenler. Domuz etine haram diyen, milletin malını domuz gibi yiyenler, Somali’ye 1 milyar doların üzerinde hibe. IMF borcunun siliyorlarsa! Sende bununla övünen adamı alkışlıyorsan. Bu adama sen kimin parasını verdin diye soramazsın. Bunun içindir ki sen, erdem yoksunusun?

1,2 milyar dolarlık köprüye 20 milyar dolara yakın hazine garantisi, verip sonrada bunu savunabilmek müthiş bir yetenek. ‘Nasılsa aya 4 şeritli yol yapıyoruz dediğimizde inanan bir kitlemiz var’ anlayışı olunca hesaplar buna göre yapılıyor.

Böyle olunca 80 yaşında bir kadını 450 liralık su borcundan dolayı tutuklayan adalet, Mehmet Cengiz’in 425 milyon liralık vergi borcunu silecektir.

Başkalarının hayatına imrenerek yaşayan zavallı, sefil, yoksul gariban halk. Fakirliği dindarlık zannediyor. Sömürüldüğümüzü dolandırıldığımızı, kandırıldığımızın farkında bile değil.

Dinlerin kitaplarını okuyup anlayana ‘ateist’, okuyup anlamayana dindar, hem okumayıp, hem de anlamayana yobaz denir. Nikola Tesla.

Faizde dünya 4ncüsü olduk.  Emeklinin bana yükü 200 milyar diyen adamın kur korumalı hesabın yükü 800 milyar faiz yükü 1,2 trilyon dediğini duydunuz mu? Kimin parası diye sordunuz mu?

Çocuk istismarı %1500 arttı. Bir sarayları olan ama sosyal devlet olmayan bir yer seçime giderken ne yapar biliyor musun? Savaş tehdidini artırır. Bazen Suriye olur bu, bazen Yunanistan olur bu… ,

Demokrasiyle geldiler. Demokrasiyi bitirdiler.

Fakir fukara edebiyatı ile geldiler. Kendi zenginlerini yarattılar. Devleti eleştirerek geldiler. Hanedanlıklarını kurdular. Cumhuriyet fazilettir tezini kullanıp, ülkeyi tarikatlar, meczuplar ülkesi haline getirdiler. Laiklik mademki var diyerek devletin her kademesinde keyfiyet hâkim kılındı.

Dolandırıcı dedikleri. Hırsız dedikleri adamı yeniden Maliye bakanı yaptılar.

100 yıl önce bu ülkenin kurucuları emperyalizme karşı tarihi bir mücadele verdi. 

100 yıl önce bu cumhuriyeti kuranlar İngiliz zırhlısıyla kaçanların borçlarını ödeyerek bir memleket inşa etmişti.  100 yıl sonra İngiliz zırhlısıyla kaçanları kahraman ilan edenler, aynı şeyi yaptı ülkeyi borç batağına sürükledi. 100 yıl sonra cumhuriyetin varını yoğunu 3-5 kuruşa peşkeş çekenler ülkeyi yoksulluğa boğdu.  100 yıl önce kazandığı bu topraklarda ve dünyada barışı savundular. 100 yıl sonra Monşerler diyerek Türkiye dış politikasıyla dalga geçenler bir göç kâbusu yaşattılar.

Emevi camii sinde namaz kılma hayali kuranlar sınırları kevgire çevirdiler. 100 yıl önce cumhuriyet devrimleriyle bir azınlığın okuma yazma oranı milyonlara ulaştı.

Köy enstitüleri kuruldu Anadolu’ya medeniyeti taşıyan öğretmenler cumhuriyeti anlattı.100 yıl sonra tüm okulları imam hatiplere çevirdiler. Yoksul ailelerin çocuklarını eğitimsizliğe mahkûm ettiler.

100 yıl sonra meclisin üzerine ölü toprağı serdiler. Rejimi değiştirdiler.  Hanedanlık saraylarını yeni Türkiye’nin saraylarına sundular. 100 yıl sonra iktidarın talimatlarıyla yasama ve yargının işlediği bir rejim kurdular. Mahkeme kararlarının parayla satıldığı bir çürümeye mahkûm ettiler memleketi.

El cümle memleketin de cumhuriyetinde içinden silindir gibi geçtiler.    

Soru şu! 100 yıl sonra tamamen yok edilmesine karşı mücadele edecek misin, etmeyecek misin?  Ülkeyi saraylara sultanlara teslim etmemek için mücadele edecek misin etmeyecek misin?

#
Yorumlar (1)
06.02.2024 08:08
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.