grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

BU ÜLKEDE HERŞEY ÇOK PAHALI! İNSAN HARİÇ…

Bu ülkede; kadın olmak, çocuk olmak, ağaç olmak, hele ki ‘insan’ olmak çok zor… Çünkü dünyada iki çeşit hırsız vardır. Polis tarafından yakalanan küçük hırsızlar. Polis tarafından korunan büyük hırsızlar… Bertolt Brecht.

Gündem Yayın: 17 Şubat 2024 - Cumartesi - Güncelleme: 17.02.2024 22:39:00
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
Google News

BU ÜLKEDE HERŞEY ÇOK PAHALI! İNSAN HARİÇ…

Bu ülkede; kadın olmak, çocuk olmak, ağaç olmak, hele ki ‘insan’ olmak çok zor… Çünkü dünyada iki çeşit hırsız vardır. Polis tarafından yakalanan küçük hırsızlar. Polis tarafından korunan büyük hırsızlar… Bertolt Brecht.

Birileri saltanat sürsün, halk sürünsün gerisi lafügüzaf!

Birileri milyon dolarlar kazansın diğerlerinin hesabı yok.

Ormanlar yağmalanıyor zeytinlikler sökülüyor. Önemli olan beylerin kazançları. Cumhuriyetin birikimlerini sat gitsin! Gerisi teferruat olmuş.

İnsanlar; maden ocaklarında, siyanür havuzlarında boğulmuş, toprak yığınlarında kaybolmuşlar, kumdan kaleler inşasını ev diye satanlar, o evlerde depremle can verenler.  Ne önemi var. Önemli olan beylerin rahatı.

İktidarı için oy vermeyenlere milletin koltuğundan savrulan tehditler. Bu tehditlere kimin parasını vermiyorsun demeyen muhalefet aksları.

Somali Başkanının piçi bu ülkede adam çiğnemiş. Önemli değil. Padişahım çok yaşasın.

Ülkenin dağını taşını. Ormanını zeytinliğini talan edenleri koruyan kolluk güçleri, vatanı savunanlara biber gazı sıkıyor, yerlerde sürüklüyor copluyor, hapsediyorsa; milletin vergileriyle ayakta tuttuğu kolluk güçleri kimin korumasını yapıyor!

Bu ülkede insanlar tedavi olunabilir hastalıktan ölüyorsa,

Bu ülkede insanlar çöplerden, Pazar artıklarından besleniyorsa,

Bu ülkede çocuklar yatağa aç giriyor ve açlıktan ölüyorsa, bu ülkede çocuğuna pantolon alamayan baba intihar ediyor, anne kendini asıyorsa, devlet kapitalizm uşaklarının vergi borçlarını siliyor, 350 lira vergi borcu olana icra gönderen devlet.

Bu ülkede siyasetçi Hindistan’dan 56 liraya aldığı kanser ilacını bu ülkede 86 bin liraya satıyorsa,

Bu ülkede ekmek yiyorsa doyuyor diyen milletvekili, şirketinde ürettirdiği dezenfektanı bakanlık bünyesine pazarlıyorsa.

Asker ölmek için maaş alıyor diyen milletvekili, siyasetçiyi Allah’ın vasıflarıyla özdeşleştiren, cehaletin ürettiği yer tanrıları. Çocuk tecavüzcüsünü koruyan. Bir kereden bir şey olmaz diyen... Küçüğünde rızası vardı diyen şerefsizliğe oy veren akıl kutsadıkları yer tanrıları tarafından sefalete, açlığa, yoksulluğa terkedilen yakınlık duyanlar.

Bu ülkede insanlar barınma sorunu çekerken, bu ülkeye 17 milyon mülteciyi bu topraklara yığılıyor ve bu yığınlara, ücretsiz eğitim, ücretsiz sağlık. Tüm bu giderlerinin tamamını bu yoksul halka ödettiriyorlarsa, depremzedelere çadır satıp, Suriyeliye 25 bin konut yapıyorsa. Vergi ödediğimiz devletin tanımı nedir? Daha yetmedi Bu ülkenin topraklarını yoksul olarak ifade ettikleri mültecilere Amerika fonlarıyla hazine arsalarını dağıtıyor, sen seyrediyorsan millet olmanın şuuru nerede?

Bu ülkenin yoksuluna sosyal devlet adıyla 1200 lira ödüyor, mülteciye 300 dolar ve 2 bin lira erzak kömür yardımı yapıyor, kömürü alan mülteci aldığı kömürü senin yoksuluna satıyor, devlet seyrediyorsa! Bu ahlaksızlıkla övünüyor, çapulcu sürüsüne istisnai vatandaş hakkı tanıyor, açtığı iş yerinde, bindiği araçtan, aldığı evden vergi almıyor vergi kıskacında bu ülkenin asli unsurlarını soyuyorsa!

Ülkenin geleceği çocuklar için okulları imama hatiplere çeviriyorlar, kendi çocuklarını yurt dışında okutup sana dini dayatıp kendilerine batılı ülkeler de yer ayarlıyorlarsa. Devlet yurt yapmıyor, çocuklara tarikat yurtlarına reva görüyorsa, çocukların orada kendi ülkesine düşman oluşlarına meydan veriyor, Avrupa Birliği Fonlarını acımasızca tarikatlara dağıtığı şer yuvalarına STK diyorsa.

Sana yılda 4 kez MTV geçiren devlet, damadın Kanadalı ortağı Anagold şirketinin 209 milyon vergi borcunu siliyorsa!

“Koca, koca binalar yapmışsınız içinde adalet yok… Adalet mülkün temeli demişsiniz. Ne mülk kalmış ne de temel.” Emine Tarhan

Laik bir toplumda hiçbir kamusal alan, “dinsel referanslarla” düzenlenemez. Eğitim, sağlık, ekonomi, güvenlik, hukuk, iç politika, dış politika gibi alanlarda hiçbir dinsel yasanın/referansın/kuralın esamisi okunmaz. Hiçbir inanç grubunun lehine ya da aleyhine bir tasarrufta bulunulamaz. Desem ne anlaşılır?

Tüm bu rezillikleri bu ülkeye yaşatan sistem aktörlerini sırtında taşıyor, bu sistemim yerel uzantılarını oylarınla kutsuyorsan zaten adam değilsin.

Maaşlar kallavi... Makamlar kavi... Ne konuştuğunu bilmeyen siyasi aktörler. Hazine arazilerini ve hatta milletin tahsisli alanlarını, özel mülklerini peşkeş çeken, çekene. Bu ülke 80 yılda böyle talan görmedi…

Hukuk tanımayan. Kendilerini bulunmaz Hint kumaşı zanneden maaşını milletin vergilerinden alıp beslenen, siyasetçi, siyasetçinin atadığı bakan sıfatlı memurları. Millet malını komisyon karşılığı dağıtma işiyle meşguller. Bunu duyan ahlak yoksunu alt kat memurlar hırsızlığa talana sırtını dönmüş. Vurgun ve talan var feryadına kulak tıkamış. Hatta tıkanmış bir hukuk var bu ülkede. Devlet millet malını korumuyor. Yağmanın talanın önünü açmışsa, millet malını da canını da bu talan düzeninden nasıl koruyacak?

Sanırsınız filolog. Sanırsınız tarihçi. Sanırsınız sosyolog. Sanırsınız ekonomist… Aslında kendisi hiçbir şey. Ama konuşuyor. Tam bir lafazan. Cumhuriyete, Türk diline, Atatürk’e kin bundan daha farklı ifade edilir mi? Cumhuriyetin nimetlerini sonuna kadar kullanıp, ardından küfredeceksin! Kime? Bu küfürlerle, papaz elbisesiyle hangi düşünceyle mesaj veriyorsun? Bu ahlak, cehaletin kutsamasıyla Türkiye’de kendisine yer buldu! Hem de ne yer!

Afgan, Pakistanlı, Suriyeli, Afrikalı Iraklı olunca din kardeşi. Türk olunca sürtük. Çapulcu, parmak sallamak. Anamızı ağlattın diyene ananı da al git… Ölüyoruz diyene İsrail dölü… Şehit babasına ahlaksız… Şehide kelle… Muhaliflere terörist… Millete zillet diyenler hakaret ede, ede, 20 yıldır ülke yönetiyor. Kanla İrfanla kurulmuş bu vatanda, Suriyeliye, Afganlıya Somaliliye, Pakistanlıya vatandaşlık veriyorlar. Deprem paralarıyla yol yaptık dediler. Birileri yolunu buldu. Yapılan yollar depremle kâğıt gibi yırtıldı. Ulaşım durdu… ‘Neden’ sorusu sorulmasın diye, ‘Yasaklar, Engeller, hakaretler, Tehditler. Yetmez üstüne üstlük Fırça’… Geldi. ‘Bu millet hiçbir siyasetçinin ahır uşağı değildir’. Diyen olmadı…

Bir tarafta din polemiği, diğer tarafta milliyetçilik tellallığı. Bu akıl almaz soytarılığın peşinden ayrılmayan bir kesim var. Ülke elden çıkmış milliyetçilik diyorlar. Anayasayı takmayan adam kendi saltanatına uygun anayasa inşa ediyor. Hak hukuk sumen altı olmuş hukukun üstünlüğü diyorlar. Vatan millet diyorlar kimliği üç paraya satılmış habersiz numarası yapıyor. Araba din kardeşi millete sürtük diyorlar. Çalıyorlar, soyuyorlar. Satıyorlar, cumayı 2 saat gecikmeli kıldırıyorlar. İmama bekle diyorlar bekliyor. Başla diyorlar başlıyor. Buna da din diyorlar.

On beş yılda 49 fabrika kurup vatandaşlık hakları ve çağdaş dünya yaşam formları veren adama küfredeceksin. Tüm bu birikimleri 19 yılda tüketen, satan, elden çıkartan, yandaşa peşkeş çeken, ülkeyi ekonomik krize sokan adama teşekkür edeceksin. Yok, böyle bir dünya… ‘Mecliste; Laik miyiz, konusu tartışılıyormuş! Gerek yok… Çünkü bu rezili rüsva yaşama layık olduğumuz kesin’.

Bu halk bu anlayışa oy veriyor.

Sayelerinde; Türkiye’de Nepotizm; ‘akrabacılık, ayrımcılık, kayırmacılık’ zirve yaptı…

Sayelerinde; Türkiye’de Klientalizimcilik; müştericilik, seçmenleri müşteri gibi görme alışkanlığı yaratıldı.

Sayelerinde; Türkiye’de Kroni Kapitalizm; çürümüşlük, ahbap çavuş ilişkisi içinde oğul, kız, yeğen, kardeş, akraba ve bunların yakınlarıyla kurulmuş ilişkiler içinde, kamu görevlileri ile yapılan çarpık ve gayri ahlaki ilişkiler içinde kamu kaynaklarının alabildiğince hatta vahşice kullanımı, paylaşımı, aktarılması. İhaleler verilmesi, vergi borçlarının silinmesi, borçların sıfır faizle ötelenmesi milli para politikası oldu. Ayakkabı kutuları. Servetler. Sıfırlanamayan paralar. Saatler. Ve büyükelçi yapılan din tacirleri ve dönmeler. İşçi tekmeleyen danışmana ticaret ataşeliği ödülü…

Gerçek bu değilse sahi o gerçek nerede?

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları;  millî devleti kurdular. Bunlar küreselleşip, onların kurduğu devleti parti devleti haline getirdiler…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.