|
||
CUMHURİYET AYDINLIKTIR. AYDINLIKTA YAŞAMAKTIR. | ||
Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet, ulusal egemenliği, meclis üstünlüğünü esas alır, laiktir. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet ümmetten millet, kuldan yurttaş yaratmıştır… “Ulusal egemenlik”; Tanrısal, dinsel temelli değildir; “ulusal egemenlik”, aydınlanmış “Akıl Çağı” insanın kendi aklını kullanarak özgür iradesiyle kendi kendini yönetmesi esasına dayanır. Buda “Cumhuriyetle” Demokratik sistemler in hukukun üstünlüğü kavramlarını | ||
GÜNDEM Haberi | ||
![]() |
||
|
||
Cumhuriyet, “kayıtsız şartsız ulusal egemenliği” esas alır, “laiktir” ve “ulus bilincine” dayanır. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet, ulusal egemenliği, meclis üstünlüğünü esas alır, laiktir. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet ümmetten millet, kuldan yurttaş yaratmıştır… “Ulusal egemenlik”; Tanrısal, dinsel temelli değildir; “ulusal egemenlik”, aydınlanmış “Akıl Çağı” insanın kendi aklını kullanarak özgür iradesiyle kendi kendini yönetmesi esasına dayanır. Buda “Cumhuriyetle” Demokratik sistemler in hukukun üstünlüğü kavramlarını “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz”… 29 Ekim 1923'te Türkiye'de cumhuriyet ilan edilerek “egemenlik” saraydan, sultandan alınıp asıl sahibine, “halka” verildi. 20 Ocak 1921 Anayasası'nın 1. maddesindeki “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yönetim biçimi halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır” ilkesiyle “fiilen” ve “hukuken” cumhuriyet kuruldu. Saltanatta ”kul”, cumhuriyette “yurttaş” esastır. Türkiye Cumhuriyeti, ulusal bir devlet olarak kurulmuştur. Devletin sahibi bir hanedan ya da belli bir zümre değil, toplumu oluşturan yurttaşların tümüdür. Yurttaşlar, kendisine Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesi (Zıllulah=Halife) olarak bakılan bir hükümdarın kulu ve tebaası, bir dinin ya da peygamberin ümmeti, bir imamın ya da kilisenin cemaati olarak değil, kendi yazgısını kendi kararıyla belirleyen bir ulusun, aralarında ırk, renk, dil, sınıf, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit haklara sahip özgür bireylerdir. Egemenlik doğaüstü bir güce değil, kayıtsız şartsız ulusa aittir demiştir. Mustafa Kemal Atatürk; “Barış” dedi, “Hürriyet” dedi. “Tam bağımsızlık”. Dedi. Her şeyi, bütün mücadeleyi bu üç ideal uğruna verdi. “Yurtta Barış, Dünyada barış”. Sözü onun korkaklığını değil, asil düşüncenin ışığıydı. Bunun içindir ki; bütün dünyada; bağımsızlık, barış ve çağdaşlık aydınlanmasını bekleyen mazlum halklara örnek olan halkın iradesini hedef alan bir Cumhuriyet kurdu… Tornistan edip geriye mi döndürülüyoruz! Pandemi Allah’ın bir lütfü olabilir mi? Milli bayramlar milli kültürün mayasıdır. Harcıdır. Milli bayramların bir bahaneyle Yasaklanmış olması, değişimin ayak sesleri gibi. Milletin hiçbir baskıya maruz kalmadan milli bayramlarda eline aldığı bayrağı, onlar; parti bayraklarıyla yan yana getirip her türlü riske rağmen, miting meydanlara taşımış olması, Milletin milli bayramına yasaklar getirmenin nasıl bir gerekçesi olabilir? Bu millet bir tarih yazdı. Bu satırları iyi okumak gerekir. ‘Ateşi ve ihaneti gördük. Ve kanlı bankerler pazarında memleketi Alaman'a satanlar, Yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar düştüler can kaygusuna. Ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından, karanlığa karışarak basıp gittiler. Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet, en azılı düvellerle dövüşüyordu fakat Dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat, iki kat soyulmamak için’. Nazım Hikmet… ‘Onlar, saltanatı yıkıp milletin hâkimiyetini kurdu. Siz, sıcak para komisyonları ve borsa vurgunlarıyla kendi saltanatınızı kurdunuz’! Doğu Perinçek 2012 Yeniden tarih yazmak. Gerçekleri silmeye yetmez... Sadece kendinizi kandırırsınız… Osmanlı millet değil bir hanedanlıktır. Halkın adı da, kimliğide yoktur. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu millete kimlik vermiştir. Osmanlıda halk yoktur. Taba vardır. Bu halk hangi millettensin sorusuna “Elhamdürüllah Müslüman’ım” cevabını vermiştir. Bunun içindir ki; hiçbir din milletleri kimlik sahibi yapmaz. Kime itaat edelim? Kime Küfredelim? Kime lanet okuyalım. Kimlere hain, kimleri ihanetle suçlayalım! Osmanlı’yı yakıp, yıkan Osmanlı hanedanlarına mı? Yanmış, yıkılmış işgal edilmiş Osmanlının küllerinden yeni bir devlet olarak hayata döndüren Mustafa Kemal Atatürk’e mi? Bağımsızlığın mimarına küfredenler, Osmanlıyı paramparça eden Osmanlı padişahlarına neden küfretmezler. Kıbrıs ve Kudüs’ü İngilizlere satan ll. Abdülhamit nasıl baş tacı oluyor? Hain Vahdettin'in amacı; Mustafa Kemal'i Anadolu'ya git, Osmanlının geride kalan topraklarını kurtar değildir. Amacı başına bela olacağını bildiği için Mustafa Kemal'den kurtulmaktır. Son Osmanlı hükümdarı, 115. İslam halifesi 61 yaşında olan Sultan Vahdettin İstanbul işgal edilirken 1 Eylül 1921 günü 18 yaşına yeni girmiş ‘Nimet Nevzat’ ile gerdeğe giriyor, ertesi gün İstanbul’un tapusunu İngilizlere teslim edip, Osmanlı hazinesini İngiliz muhribine yükleyip kaçan Vahdettin nasıl bir kahramandır? Farkı anlamak için kâhin olmaya gerek var mı? Hainler paralel ise! Sarıklı Osmanlı soytarısı, İngiliz uşağı Şeyhülislam Mustafa Sabri efendi. Sevr’in imzalanması için fetvalar çıkartan, Sevr için kıçını yırtan. İngiliz Muhipler Cemiyeti kurucusu. Anadolu direnişini kırmak için İngilizlerle işbirliği yaparak, ‘İslam Teali Cemiyetini kurdu. Mustafa Kemal ve Ankara hükümeti kahpedir diye fetva veriyordu. Bir diğeri Ayasofya’da elinde kılıçla Atatürk’e ‘Lanet’ okuyor. Tarih yaşanarak yazılır. Yeniden tarih yazanların safsatasını tarih diye kabul etmek ahmaklıktır. Dine bakarken 'Dincilik''yapmamak gerektiği gibi, düne bakarken de 'Düncülük' yapmamak gerekir. Çünkü 'Düncülük' veya 'Ecdatperestlik' tarihi 'bilim' olmaktan çıkarır, 'Hamaset' haline getirir. Düncülük' insanları geçmişle uyuşturmak demektir. Oysa tarih biliminin amacı geçmişle uyuşturmak değil geçmişle uyandırmaktır. “Bağımsızlık”, en önde gelen Atatürk ilkesidir. “Millî Mücadele” adını verdiğimiz büyük olay, bu ilke için gerçekleştirilmiştir. Esas olan, bağımsızlığına kastedilen Türk milletinin saygın ve şerefli bir millet olarak yaşamasıydı. Bu esas da ancak milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla sağlanabilirdi. Bu nedenle Millî Mücadele'nin parolası, "Ya İstiklal, ya ölüm!" olmuştu. Atatürk'ün anlatımı ile tam bağımsızlık, "Siyasi, mali, ekonomik, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik" demektir. Bunların herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, millet ve memleketin gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğunu ifade eder. Kıbrıs'ı, Kudüs'ü satanı baş tacı edecekler. İstanbul'un anahtarını İngilizlere teslim edeni kurtuluş savaşı kahramanı ilan edecekler. İşgal edilmiş, ordusu dağıtılmış Osmanlıya övgüler düzecekler. Ülkeye 100 yıl önce kurtaran, uluslararası düzeye çıkması için onlarca devrimler yapan Mustafa Kemal Atatürk'e söveceksin. Bu tarih bilmek değildir. Bu anlayış yalanlarla yeniden tarih yazmaya yeltenmektir. Dünya tarihinde uşakların ve soytarıların tarih yazdığı görülmemiştir. Osmanlıcılık oynarken Osmanlıyı darmadağın eden hainlere, müstemleke basınına küfredemeyenler. Cumhuriyete ve Cumhuriyetin kurucu değerlerine küfredenlerin kanıda, rengi de bozuktur. Atatürk neden; İktisat kongresini yapmış, bağımsız ekonomi şarttır demiştir. Atatürk neden; “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’’ demiştir. Atatürk neden; “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür’’ demiştir. Atatürk neden; “Tevhid-i Tedrisat’’ yani “Öğretim Birliği’’ yasası devrimini yapmıştır. Atatürk neden; Harf İnkilabı’’nı yapmıştır. Atatürk neden; İslam’ın da, şirk olduğu için reddettiği “Tekke ve Zaviyeler’’i devrim yasaları ile yasaklayarak, Türk insanının aklını, dogmatizm çamurundan kurtararak bilimle tanışmasını sağlamıştır. Atatürk bilimin gelişmesi için Batılı anlamda ilk üniversiteyi (İstanbul Üniversitesi) ve ilk fakülteleri (Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi gibi) neden kurmuştur. Tarih yaşanarak yazılır. Yeniden tarih yazanların safsatasını tarih diye kabul etmek ahmaklıktır. Unutmayın ki; ‘O’na Türk’ün atası olduğu için değil. Atası Türk olduğu için Atatürk denilmiştir. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti… |
||
|
||
Etiketler: CUMHURİYET, AYDINLIKTIR., AYDINLIKTA, YAŞAMAKTIR., |