grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

ŞAŞIP KALMAYACAKSIN… HERŞEY MEYDANDA

Kazananlarda, kaybedenlerde, kutsayanlarda…

Gündem Yayın: 11 Haziran 2023 - Pazar - Güncelleme: 11.06.2023 00:43:00
Editör -
Okuma Süresi: 7 dk.
Google News

ŞAŞIP KALMAYACAKSIN… HERŞEY MEYDANDA

Kazananlarda, kaybedenlerde, kutsayanlarda…

Nasıl ki! Laiklik, bu ülkede ‘İslami Laiklik’ haline geldiyse! Nasıl ki! Cehaletin ‘Akil’ olduysa!  Nasıl ki! Diktatörlüğün adı ‘Millet İradesi’ sıfatına büründüyse… Arap milliyetçiliğini doktrin,  ülkenin pazarlanmasını, üç paraya satılan vatandaşlığın adı ‘asli unsur’ olarak yanı başımızda ise! Mültecilik ‘istisnai’ vatandaş yapılmışsa Ve bugün bizler bu topraklarda limon gibi sıkılıyorsak. Bugün gerçek yol gösterici Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisinden ‘Gardırop Atatürkçülüğü’ ile saptırmanın mutlak bir bedeli olacaktır. Hiç düşündünüz mü? Bunun bedelini ödeyen bir kesim var. Birde bedel ödeyenlerin sırtına sarılmış keneler var.

Milletin Atatürkçülüğüne, çağdaş inancına güvenip koltuk kavgasına duran bu kimliklere artık ‘Sizlere oy moy yok’. Diyebilir misin?

Kalıcı ve inandırıcı stratejisi olmayan, gerçek politikalar yerine kısır ve aktüel politikalardan vazgeçmeyen, ön araştırma yerine Şam şebeklerin kılavuzluğu ile yol alan siyasetçinin halka verebileceği hiçbir şeyi yoktur. Erdoğan’ın seçim stratejilerine bir bakın. Sadece devlet gücü, elindeki trollerin piyasaya sürdüğü alıcısının kimler olduğu besleme toplumun cehaleti birilerine yükleyerek dökülen artıklarla beslenmesi doğaldır.

Bu gerçeği halkın bir kesimi açıkça görüyor ve biliyor.  Sorunları çözmek üzerine değil. Geçici iyileştirmeleri çözüm diye itelemek politikalara inanmıyor.

Kazandıranlar ve kaybettirenler!

Yıllar önce Yılmaz Özdil’in kaleme aldığı bir yazı. Bu millet bir cehalet dünü unutup bugün nasıl kutsamış!

‘Ankara’ya yağmur yağdı, Melih Gökçek vatandaşa tavsiyede bulundu, “sele uykuda yakalanmayın, üst kat komşunuzda kalın” dedi.

İstanbul’a yağmur yağdı, 21 kişi boğuldu, asrın liderimiz “derenin intikamı” dedi. Kadir Topbaş daha bilimsel bi izahatta bulundu, “sprey gazları ozonu deliyor, buzullar eriyor, bu yağışlar ondan” dedi.

Yandaş müteahhittin inşaatında asansör çakıldı, 10 işçi can verdi, Ahmet Kiziroğlu “şehit hükmündedirler” dedi.

Ankara’da belediye otobüsü durağa daldı, 12 insanımız hayatını kaybetti, sağlık bakanımız “fren boşalması” dedi.

Hızlı trende 41 vatandaşımız sizlere ömür… TCDD genel müdürü “belediye otobüsüymüş gibi düşünün, yol belediyenin, otobüs belediyenin, şoför belediyenin, otobüs kaza yapınca hangi belediye başkanının istifasını istediniz de, şimdi benim istifamı istiyorsunuz” dedi. TCDD genel müdür vekili “her şey Allah’tan” dedi. AKP milletvekili “kem gözlerin nazarı” dedi. Ulaştırma bakanımız “her sene karayollarında beş bin kişi ölüyor” dedi. Asrın liderimiz “bu bölgede 1950’den beri kaza oluyor” dedi.

Köprüdeki tamirat İstanbul trafiğini felç etti, karayolları genel müdürümüz çözüm önerisinde bulundu, “tatil imkânı olanlar İstanbul’u terk ederse, İstanbullular rahat eder” dedi.

Soma’da 301 madencimiz katledildi, sorumluluk kime ait diye soruldu. Asrın liderimiz cevapladı. “İngiltere’de 1862’de madende göçük oldu, 204 kişi öldü. Fransa’ya geliyorum. 1906’da dünya tarihinin en ölümlü ikinci kazası oldu. Japonya’ya bakıyoruz, 1914’te 687 ölü, gaz ve kömür karışmasının neden olduğu sanılıyor. Değerli arkadaşlar Çin’de metan gazı patlaması oluyor, Hindistan’da metan gazı alev alıyor, bakın Amerika, teknolojisiyle her şeyiyle, 1907’de 361 ölü var. Bunlar olağan şeylerdir, fıtratında var”.

Memleketi keneler sardı, Kırım Kongo kanamalı ateşinden ölen ölene.. Sağlık bakanımız “pantolon paçalarını çoraba sokun” dedi.

Söndürmeyi beceremediler, Antalya Manavgat bir hafta yandı kardeşim… Orman genel müdür yardımcımız “tek iyi tarafı ormanlarda kene kalmadı” dedi.

Afrika uçuşlarında yeterli önlem alınmadığı için Ebola virüsünün Türkiye’ye bulaştığı iddia edildi, THY genel müdürü yüreğimize su serpti, “Ebola aslında göründüğü kadar kötü bir şey değil, Allah göstermesin bulaşınca öldürüyor” dedi.

İstanbullular doğalgaz faturalarından şikâyet etti, Kadir Topbaş “az yakın, iki kazak giyin” dedi.

Pirinç zamlandı, tarım bakanımız “bulgur yiyin” dedi. Peki, kırmızı et fiyatları niye zamlandı diye sordular… “Vatandaşın refahı arttı, refahı arttığı için vatandaş bol bol koyun eti, inek eti yiyor, bol bol et yenince, etin fiyatı yükseliyor” dedi.

Maliye bakanımıza “işsizlik niye artıyor” diye sordular, “aslında artmıyor, sadece daha çok iş arandığı dönemlerde artıyor” dedi.

Nükleer santral patlarsa ne olacak diye sordular, asrın liderimiz “ha nükleer santral kurmuşsun, ha evine mutfak tüpü bağlatmışsın, riski aynı” dedi. Enerji bakanımız “ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, bekârların ölüm oranı daha yüksek, bekârlık nükleer santralden daha tehlikeli” dedi.

Cephanelik patladı, 25 şehit verdik, orman bakanımız “Hindistan’da Pakistan’da olur böyle şeyler” dedi.

İlkokullarda süt dağıttılar, on binlerce çocuk hastanelik oldu. Milli eğitim bakanımız “zehirlenme değil, süte karşı hassasiyet” dedi. Bülent Arınç “çocuklar aşırı dozdan rahatsızlanmış olabilir” dedi. Diyarbakır valisi “sütten değil, psikolojik” dedi. Sivas valisi “zehirlenme değil, süt biraz bozuk” dedi. Konya valisi “zehirlenmediler, etkilendiler” dedi. Edirne valisi “açlıktan mideleri bulanmıştır” dedi.

Vergilere zam yapıldı. Maliye bakanımız “zam değil, güncelleme” dedi.

Emeklilerin PTT’deki maaş kuyrukları çileye döndü. PTT genel müdürümüz “maaş kuyrukları emeklilerimiz için sosyal aktivite, kendi yaşıtlarını görüyorlar, kuyrukta sohbet ediyorlar” dedi.

Ankara’da su sıkıntısı başladı. Melih Gökçek “Ankaralılar tatile çıksın, annelerini babalarını ziyaret etsinler, biraz rahatlarız” dedi.

Deprem oldu, Van Erciş yerle bir oldu, arama kurtarmada yetersiz kalındı, insanlarımız enkaz altında bağıra bağıra can verdi. Yabancı ülkelerden gelen kurtarma ekiplerini niye kabul etmedik diye sordular. Beşir Atalay “kendi potansiyelimizi görmek istedik” dedi.

İş kazalarında, işçi ölümlerinde dünya rekoru kırdık. Ekonomi bakanımız “iş kazaları medeniyet göstergesidir” dedi.

Canlı bombaları niye yakalayamıyorsunuz diye sordular. Ahmet Kiziroğlu “hepsinin tek tek isim listesi elimizde ama, eylem yapmadan tutuklayamayız, Türkiye sebepsiz yere insanların tutuklanabileceği bir ülke değil” dedi.

Kilis’te 18 kişi öldü. Kilis valisi “bu roketlerin buraya düşüyor olması eleştiriliyor, tabii ki düşecek, havada mı kalacak, yerçekimi var” dedi.

Laik miyiz, tartışılıyor ama…

Layık olduğumuz kesin!’

Bu seçimlerin birileri hangi minval üzerinden kazandığının açık örneği…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.