grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

BU REZALETE BİR DAHA OY VERMEK Mİ?

Lafa gelince; 100 yıllık devlet geleneği olan partiyiz! 100 yıl bitti? Sahi nesiniz? Bizlerin toplum olarak geldiğimiz nokta sizlerin sayesinde bu!

Gündem Yayın: 15 Eylül 2023 - Cuma - Güncelleme: 15.09.2023 22:23:00
Editör -
Okuma Süresi: 10 dk.
Google News

BU REZALETE BİR DAHA OY VERMEK Mİ?

Lafa gelince; 100 yıllık devlet geleneği olan partiyiz! 100 yıl bitti? Sahi nesiniz? Bizlerin toplum olarak geldiğimiz nokta sizlerin sayesinde bu!

Ben gazeteciyim. Bir düşünce adamıyım. Çakma çıkma adam değilim. Eğitimli bir adamım. Kimseye kalemimi satmam. Satın alacak adamı da tanımam. Ben hiçbir siyasi partinin adamı da, kalemi de değilim. Ben Kemalist’im. Çakma poster Atatürkçülük yapmam. Ben Mustafa Kemal Atatürk’ü kaynağından öğrenmiş bir adamım. İdeallerinin savunucusu olduğum kadarda bekçisiyim. Çakma asker değilim. Tam askerim. Beni; CHP veya AKP, ya da farklı bir siyasi argümana yakın olarak değerlendiremezsiniz.

Ben; Mustafa Kemal Atatürk’üm ‘yurttaşlık bilincine’ sahibim… Ben devlete, bu şehrin yerel yönetimine sağlıklı bir çevrede, huzur ve refah içinde yaşamak için vergi ödüyorum. Karşılığını almak en doğal hakkım. Beni hiç kimse rezili rüsva bir yaşama zorlayamaz. Hiç kimse bu ülkeyi de, şehri de babasının çitliğini yönetir gibi yönetip değerlendiremez. Değerlendirecek ve eleştirecek olan benim. Sen veya sizler beni eleştirecek düzeyde değilsiniz. Sizleri o koltuklara kimse zorla oturtmadı. Gönüllü aday oldunuz ve koltuğa oturdunuz hepsi bu!

CHP Genel Başkanı ağzını açınca ‘Liyakat’ diye ünlüyor. Yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı dâhil; gelsin Kırşehir’de Liyakat neymiş görsün. Çok liyakatli gördüğü ve bu şehrin başına ‘Belediye Başkanı’ adayı yapıp seçtirdiği adamın yönetim aczi içinde olduğunu, bu kişi ve çalışma arkadaşları tarafından şehrin nasıl yaşanmaz hale geldiğini gözleriyle görsün…

Eline geçirdiğin yetkiyi kim için kullanıyorsun? Neden siyasi partine düşmanlar yaratıp görevini yapmıyorsun? Diye bir soru sorsam!

Benim yaşadığım sokak pislik ve rezalet içinde. 4 yıldır bu rezaleti komşularımla birlikte çekiyorum. Eğer ki yazılarımdan ve eleştirilerimden dolayı yaşadığım sokağa temizlik yaptırmıyor buraya bir tane adam görevlendirip aldırmıyorsanız yargıya gideceğim.

Beni cezalandırdığınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu sokakta sadece 7 bin insan yaşıyor.

Konuyla ilgili Kırşehir Belediyesi sorumlularını defalarca aradım. Artık arayacak son nokta olarak CHP Milletvekilini, burada oluşmuş kirliliğe ve rezalete müdahale etmesi için aradım. Kendisine rezaletin fotoğraflarını gönderdim. Bana; Belediye ‘50 temizlik işçisi’ aldıklarını, böyle bir sorunun yaşanmaması gerektiğini söyledi.

Daha sonra aynı konu ile ilgili tekrar, tekrar CHP Milletvekilini defalarca aradım. Yeniden rezilliğin fotoğraflarını gönderdim. Sonuç alamadım. Vekil Danışmanını belki on katı fazla aradım yine sonuç alamadım. Kendilerine gönderdiğim. Yazdığım ve sözlü anlattığım hiç biri konuya müteallik inkârcı olamazlar. Ne acıdır ki bunlarda çözüm olamadılar.

Bölgede dolaşan temizlik işçisine 5-6 kez rica ettim. Yine sonuç alamadım. Belediye Başkan yardımcısını aradım tamam dedi. Yine sonuç yok. Çevre Temizlik İşleri Müdürlüğünü aradım tamam hallederiz dedi. Telefonu kapattı. Tekrar aradığımda izinli olduğu söylendi, yerine yardımcısı olduğunu söyleyen bir ukala açtı telefonu; görev bilinci olmayan bu adam; ‘sen hele bir anlat konuyu, biz bir anlayalım’ demekten başka bir halt etmedi. Ve ben 4 yıldır, çevredeki inşaat atıkları, evsel atıklar içinde bu rezil hale getirilen şehrin merkezinde bir sokakta yaşıyorum.

Bu pisliğin içine AB Projesiyle gençleri getirme mecburiyetinde kaldım. Gelen gençler çevre temizliği yaptılar ben utandım. Bu utancı Milletvekiline de, danışmanına da aktardım. Belediye çalışanları! O kadar arsızlaşmışlar ki utanmak kelimesini dahi bilmiyorlar.

Yurtdışına gidip geliyorsun, bu şehir gibi rezili rüsva pislik içinde bir şehir gördün mü? Bu şehrin yaşayanı olarak benimde yasal haklarım var…

Açıkça yazıyorum. Sabrım taşıyor. Sonuç alamayacağımı dahi bilsem sizi mahkemeye verip bu ülkenin her tarafına rezil etmezsem namerdim. Elimde rezil ve rüsva fotoğraflar video kayıtları duruyor. Ben size vergi ödüyorum. Bana yaşadığım bu sokağa, bu rezaleti reva göremez eleştirilerim üzerinden beni ve sokak sakinlerini cezalandıramazsınız.

Bir yerel yönetimlerden ne beklenir? Çevre temizliği, sağlıklı çevre, temiz içme suyu. Alt yapı hizmeti. Başka toplu taşıma işi. Mezarlıklar. Başka! Başkası yok ki zaten. Bu hizmetleri yapmak için halktan vergi toplar. Kamu işletmelerinden pay alır. Hizmet eder mi? Hizmet edenleri vardır. Ya Kırşehir! Aşağıya yazıyorum. Fotoğraflar sadece birkaç örnek..

Belediye Başkanı evinden çıkınca etrafına hiç mi bakmaz mı? Burası şehir mi? köy mü? Sen de köy muhtarı da değilsin.

Şok marketin karşısında. Başkanın oturduğu evin hemen yanı başında.  Çocuk parkının yanında bir çöp konteynırı var. Hadi görmüyorsun da, burnun kokuda mı almıyor be adam! Konteynır ve zemini ve çevresi pislik ve rezalet içinde. Yerler yapış, yapış. Her taraf bakteri. Etrafa korkunç bir koku salgılıyor.

İşçinin maaşını 35 bin lira yapmak çok hoş. Halktan topladığınız paraların bir kısmıyla da koruyucu ve temizleyici dezenfektanlar alıp çevreyi ilaçlayıp yıkasanız halk sağlığını korumaya halkın parasıyla destek olsanız nasıl olur? Çok mu zor?  Nasılsa 35 bin lira maaş alan temizlik işçin var. Bu adamlar bu parayı yan gelip yatmak için değil, görevleri sokak temizliği ise! Sokakları ve sokakları en ücra köşesine kadar temizleyecek. Sende denetleyeceksin kardeşim. Alın teri böyle kazanılır! Bu senin asli görevin. Bu iş yurttaş olarak benim görevim değil. Bunun karşılığı olarak ben gereken çevre ve temizlik vergimi ödüyorum. Ben görevimi yapıyorum. Sende görevini yapmakla mükellefsin…

Bu şehrin bütün cadde ve sokaklar aynı rezilliği yaşıyor. Kirlilik kokuyor.

Kendi yaşadığı evin yanı başında üç adet AVM var.  Birisi yol, kavşak, kaldırım demiyor her tarafı kapatıp Pazar haline dönüştürmüş. Sebze meyve kasaları ile yolu kaldırımı kapatmış şakır şakır para kazanıyor. Zabıtalar ne iş yapıyor bu sırada?  Kimseden gık çıkmıyor. Halk bu rezilliğe katlanıyor. Bunlara bu izni kim veriyor? Bu kadar koruyup kolladığınıza göre bu markete ortak mısınız?

Her tarafta kedi köpek, sokak hayvanları cırıt atıyor. Etraf kedi köpek pisliği, ölmüş kedi leşleri. Sahi siz ne iş yapıyorsunuz desem? Asli göreviniz kapıları kapatıp odalarda lak, lak mı çekmek. Aksi olsa bu kentin cadde ve sokakları pırıl, pırıl olur. Kaldırımlarda işgal, çevresini bok götürmez. Haftada birkaç kez suları kesilmez. Kaldırımlar işgal altında olmaz. Parklar it yatağına, Kılıçözü deresi lağım kanalına dönüşmez.  Belediye araçları etrafta keyfiyet finki atmaz.

Cadde ve sokakların kavşaklar Pazar olmuş. Valilik bu rezili rüsva hali hiç görmüyor. Bu rezilliği görüyor ve uyarmıyorsa, bu kirlilik ve rezaletten Belediye Başkanı kadar kendileri de sorumludur. Yasa koyucu aynen işaret etmiş. Yasalar hiçbir partiyi veya uzantısını korumaz. Nasıl ki kurumların yasalara göre görev ve sorumlulukları varsa. Yurttaşlarında yasalardan aldığı hakları var. Eğer ki bu ülke hukuk ülkesi ise! Elbette ki haklı şikâyeti bir şekilde değerlendirecektir.

Buğday pazarının olduğu yerde araç yıkama istasyonları açma ruhsatı vermişler. Adamlar oto yolu, oto parkı levhalarla dubalarla kapatıyor. Kaldırımlar işgal altında adam çay ocağı açmış dükkânın iç hacminin on misli sokağa sandalye masa atmış. Allah aşkına sizler çağdaşlıktan, gelişmişlikten söz etmeyin. Onlar para kazanıyor bu pisliği ve rezaleti bu şehrin insanları ile birlikte bizler çekiyoruz. İki adet restoranınız var. İçinde, dışında rezalet. Ukala çalışanlar. Dokunulmazlığı olan masalar. Yerler ve keyfiyet rezilliği almış başını gidiyor.  Taş konakta ayrılmış özel odalar.

Sizlerin liyakat üzerinden değerlendirmenizdeki iktidar partisinin eş dost akraba kayırmacılığında onları aratmayacak kadar arsızsınız.

Buna hakkınız yok. Sizler çevreye, çağdaş yaşama, hizmet isteyen halka düşmansınız. Bu nasıl bir ahlaktır ki kent yaşayanı bizleri kirlilikte yaşamaya mecbur ediyorsunuz…

‘ben buraya yazıyorum… Sizlerin yerel yönetimlerde gördüğünüz ve göreceğiniz rahmet bu’…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.