grandpashabet giriş grandpashabet sinavmerkezi.org bahis siteleri

Bilenler veya bilmezden gelip aptal numarasına yatanlar…

El âlem ne diyor! Sadece ekonomi demiyor. Hukuktaki yerimizi, sosyal yaşamdaki yerimizi, insan haklarında ki yerimizi de belirliyorlar.

Gündem Yayın: 22 Mayıs 2023 - Pazartesi - Güncelleme: 22.05.2023 21:53:00
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

DIŞ GÜÇLER… TÜRKİYE PİYONLARI!

El âlem ne diyor! Sadece ekonomi demiyor. Hukuktaki yerimizi, sosyal yaşamdaki yerimizi, insan haklarında ki yerimizi de belirliyorlar.

Laiklik yoksa! Bilim, Demokrasi, Özgürlük, Barış, Çağdaşlık yoktur. Hukuk yoksa Demokrasi yoksa! Finans değer, yerini talana vurguna çalmaya çökmeye bırakır… Ekonomiyi devlet değil, sokak yönetir hâle gelir… Adam olmayanların, adam mı var demeleri köpekleşmenin örneğidir. Nazım diyor ki; ‘Birde içimizdeki köpek dölleri’… Hangi kasıkta tohumlandılar. Genleri hangi işgalcinin postalından çıkmış meydanda.

İktidar süresi uzadıkça parti ile devlet ayrımını yapamayan bir kitle oluştu. İktidar süresi uzadıkça ülke daha kolay kabuk değiştirir. Siyasallaşma kılcal damarlara kadar hâkim kılınır hâle geldi... Dış güçler hâkim ve etkinliğini artırdı...

Türkiye Cumhuriyetinin Anayasal tüm kuruluşları tüm kadroları teker, teker ele geçirilip, ülke önceliği yerine, siyasal aparatın önceliği işlendi. Kadrolar bu düşünce üzerinden şekillendirilerek partizanlaştı.  Devlet birimleri parti kuruluşları haline geldiler. Önce Devlet siyasallaştı. Siyasal Devlet, kendini var eden halk ile yarışır hale geldiyse. Siyasal Devlet kendisine muhalefet eden herkesi rakip düşman ilan ettikten sonra iktidar partisi kendisini ‘Devlet’ ilan edecektir... Yağma, talan kolaylaşırken. Tüm olumsuzluklar, hatta muhalefet eden her kesimden herkes ‘Dış Güçler’ aparatı ilen edildi.

Dış Güçler! 1990’nlı yıllardan öncesi var! Uzantı bugün varlığını açıkça gösteriyor. Halk seyrediyor. Dış Güçlerin piyonlarına ‘Yerli ve Milli’ gözüyle bakıyor.

Tansu Çiller! Merve Kavakçı ve bunların deşifre olmamış yedi sülalesi. Amerikan vatandaşı… Necmettin Erbakan Almanya, Abdullah Gül İngiliz. Recep Tayyip Erdoğan Gürcistan. Dahası da var. Türkiye üzerinde oynanacak oyunlar zaman aşımına uğraması, ‘Dış Güçlerin’ aleyhine işleyecektir. Bunun için ellerini çabuk tutmaları gerekmektedir.

‘Zor olan Türkleri uyutacak birilerini bulmaktır. Bize sadık, her türlü rüşvete açık, iki adam lazım. Biri dindar. Müslümanları uyutacak. Diğeri milliyetçilere ninni söyleyecek. Özbek asıllı CİA Ajanı Ruzi Nazar. CIA Türkiye’de aradıklarını buluyor, destekliyor ve öne sürüyorlar…

Hiçbir şey değilken Dünyayı kimin, neyi adına dolaştı? Türkiye halkından destek istemek yerine,  Amerika’da Yahudi Lobileri ile görüştü. Sözler verdi. Sözler aldı. İngiltere dâhil Avrupa’da çalmadık kapı bırakmadı. Muhtar dahi olamaz denilen adamın siyasal yasağını,  CHP Genel Başkanı Deniz Baykal; Antalya’da bulunan ‘Yarım Adası’ için çıkartılacak imar yasası karşılığı işbirliği yapıyor siyasal yasak kaldırılıyor. Türkiye; ‘dış güçlerin projeleri, iç güçlerin kişisel çıkarları sayesinde yörüngesinden hızla çıkıyor. Siyasal İslam güdümüne giriyor.

İstedikleri oluyor. Dış Güçlerin Türkiye üzerindeki atanmışları… Alttan kalkıp üstekini puşt eden anlayışın doktrini! Bilenler veya bilmezden gelip aptal numarasına yatanlar…

Amerika’nın Türkiye üzerindeki projeleri, Ortadoğu üzerindeki çıkar odaklı planları için Recep Tayyip Erdoğan ‘Büyük Ortadoğu Projesine’ Türkiye ayağında  ‘Eş Başkan’ olarak görevlendiriliyor. Daha önce yaptığı ‘Laiklik’ karşıtı konuşmalarını pekiştiriyor. Kendisine bir ortak tayin ediliyor. Bu ortak Amerika’nın kurduğu, yönetip yönlendirdiği Fetullah Gülen…

Dış güçlere tek engel, tek tehlike olarak Türk Silahlı Kuvvetleri gözüküyor. Öncelik algıyla başlıyor. Tepkileri almak için başlıyorlar.

Öncelikli olarak tabelalardan ‘TC’ harfleri sökülüyor. Cılız tepkilerin dışında kimseden ses çıkmıyor. Yetmiyor, Devlet dairelerinde bulunan Atatürk posterleri indiriliyor. Yine se yok. Yetmiyor. ‘Ne Mutlu Türküm’ demek, araçlara Atatürk posterleri yapıştırmak, Atatürk siluetli veya imzalı tişört giymek kışkırtıcılık ve anti propaganda olarak değerlendiriliyor. Yetmiyor. Suudi Kral Türkiye Devlet Övünç madalyası üzerindeki ‘Atatürk siluetinin’ silinmesini istiyor. Siliniyor. Tepki yok… Genelkurmay Başkanlığı kavşağındaki Kurtuluş anıtı; İ. Melih Gökçek tarafından kaldırılıyor. Bu ahlaksız girişim ne yazık ki, sadece gazetelerde küçük haber olmanın ötesine geçmiyor. FETÖ uşağı ‘gerektiğinde bir gecede Anıt Kabri yerle bir ederiz’ diyecek cesareti buluyor. Genelkurmay’a atanmış ters ‘L’ generali, (Necdet Özel) Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Ordusuna armağan ettiği bayramını Laiklik karşıtı, Mustafa Atatürk ve devrimlerine düşmanı Abdullah Gül’e teslim ediyor. Bundan cesaret alan iktidar tüm milli bayramları kısıtlamakla kalmıyor, Anıtkabire giriş ve çıkışlara mütemadiyen mazeret üretiyor. Cadde ve sokaklardan Atatürk ismi silinirken, Atatürk ismini taşıyan okullar yıkılıyor. Havaalanı yıkılıyor. Toplum tüm bunların nasıl olduğuna, neden yıkıldığına akıl erdirmek yerine susuyor.

Tencere kaynıyor. Türklük ortadan kaldırılıyor. Türk Devletinin bekası ve koruyucu unsuru Ordu diskalifiye edilmiş oluyor. CİA açıklıyor!

Kore’de savaşa giden Türk askerine 5 Cent değer biçen Amerikalı Sam amca bu kez! ‘Bir zamanlar Türkiye’nin bir ordusu, bu Ordunun bir cumhuriyeti var’.  Demişti. Yargıyı ele geçirmek çok kolay olmuştu. Polis Teşkilatı zaten yıllar önce bu şekillendirme içine sokulmuş, teşkilata ağır silah alımı için çıkışlar, yapılmaya başlanmıştı.

Zor olan TSK’ni yozlaştırmak, yıpratmak pasifiz ederek halkın gözünde aşağılayarak, küçük düşürmekti.  Bunun için hiç olmayan ‘Ergenekon', ‘Balyoz’ iddiaları. ‘Casusluk’ soruşturmaları, bu işin savcısı ve avukatı olan siyasiler. Savcı Öz’ün altına çekilen zırhlı Mercedes… EMASYA planları darbe hazırlığı olarak değerlendiriliyor. Müslümanlar öldürülecek, camiler bombalanacak iddiaları Amerika uşakları müstemleke basını gazetelerde çarşaf, çarşaf yayınlanmaya başladı. Toprağa gömülmüş silahlar. Devletin arşivine giren, Özel harp Dairesini tarumar edip ülkenin yetiştirdiği vatansever, Atatürkçü subay ve generaller teker, teker tutuklanırken, Türk Devletinin gizli arşivi deşifre oluyordu. Genelkurmay başkanı Dolmabahçe sarayın da siyasetçiyle pazarlık yaptı iddiaları gazetelere manşet olarak düştü.

Ve sonra bugün artık Atatürk kitapları yazan korkak, tırsak bir başka genelkurmay başkanı ‘FETÖ Adaleti’ için ‘Türk Adaleti’ diyor. FETÖ Adaleti de kendisini tutukluyor. Basiretsizliği bu millet seyrediyor.

Yıllar sonra aynı merkez. Amerika hedefine ulaşıyordu… Türk ordusu tehdidi ortadan kalkmıştı. Ahır uşakları ordunun başındaydı…

CIA Şefi Henri Barkey 26 Mart 2003 tarihinde UTAH Üniversitesi kürsüsünden “AKP ile anlaşarak Türk Ordusu’nu kafese kapattık. Artık siyasetin bir ordusu, bizim dediklerimizi yapacak, isteklerimizi yerine getirecek kişi var’… Diyor.  Böylelikle zor hiçbir şey kalmamıştı.

PKK, FETÖ, HİZBULLAH ve diğer siyasal İslamcı Terör örgütleri. Amerika’nın finansa etti, El-Enzer Üniversitesi Müslüman kardeşler. FETÖ Ortaklığından sonra Mecliste HİZBULLAH devride başladı…

FETÖ ile 12 yıl koalisyon ortaklığı. ‘Ne istediler de vermedik’ dedikleri. Devletin kadrolarını. Ordu ve yargıya sızmalara zemin hazırlayanlara Dış güçler demesi ne kadar inandırıcı! Sadece bu değil ki. PKK ile yapılan sözleşmeler. Dolmabahçe mutabakatı. Oslo buluşmaları. Havada uçuşan mektuplar. Çadır Mahkemeleri. Diyarbakır’da çekilen halaylar. Dış güçlerin ülkeyi böl, parçala ön hazırlık planları ön ayağı başlıyor. Kuzey Suriye’de kurulması planlanan Kürdistan… Türkiye’ye doldurulan Ortadoğu’nun çöp artığı, kendi vatanına ihanet etmiş, savaş meydanlarından kaçmış namussuzlar üzerinden muhacir vatandaş ilan edip oy devşiren siyasetçi! Yurdum ekmeğine ortak olmuş 10 milyon kimliksizler, köpek gibi üreyip çoğalan bir kitleyi hâkim kılma senaryoları hayat buluyor. Yetmiyor.

Türk Mahkemeleri yerine, Londra mahkemelerinden adalet beklemesi Dış Güçlerin işi değil. Bizim iç güçlerin marifeti. Dış güçlerin uşakları kim?

Rüşvet iyi. Para tatlı. Birde makam vaadi aldıysa işlem tamam. Mesela Mehmet Çelebi isimli dalavereci gibi. Metin Feyzioğlu gibi ikiyüzlüler. Küfrettiği adama payanda olan Devlet bahçeli gibi. Değişen sadece isimler. Ahlaksızlık Türk siyasetine hâkim kılınmış.

Muhalefet aparatları. Sinan Ogan… Neden aday oldu. Neden muhalefet ettiği kapıya gitti. Onun ağa babası da küfrettiği kapıyı çalmakta asla biat etmedi. Kim bilir bu ülkenin hangi kaymağı ilke olarak rüşvet sunuldu kendisine. Dış güçlerin yediği haltlar ve Türkiye ortakları ile İç güçlerin haysiyetsizliği…

‘N. Erbakan’ın Adnan Oktarcı oğlu C.Başkanlığı adaylığından çekilince bu şahıs henüz tamamlayamadığı 100,000 imza için o partinin üyelerine ‘O adaylıktan çekildi gelin bana imza atın’ diye video da gördüğünüz gibi yalvarıyordu. Ayrıca ilkeler falan bir şeyler anlatıp AKP’nin ülkeyi getirdiği noktadan dem vuruyordu’. Yılmaz Özdil… Sinan Ogan için yazmış…

Bu adam; Açıkça en küçük eleştirilerde bile evlere polisi gönderen, mahkeme kapılarına ve cezaevlerine gönderen, düşünce özgürlüğüne tahammül edemeyen, bilim yuvalarına kelepçe taktıran anlayışa destek vermek için…

Bu adam; kendisinin de dâhil olduğu, halka iliştirilen; ‘Sürtük, çürük, cibilliyetsiz, şerefsiz, eşkıya,  haysiyet fukarası, kan emici, geri zekâlı, onursuz, vatan haini’, gibi ve benzeri hakaretlerine destek olmak, kendisinin akpak olduğunu ispatı için yanaştı…

Bu adam; Kadını koruyan yasaları kaldıran, kadını değersizleştiren şiddeti artıran bir zihniyetle aynı kulvarda durmak. Türk polisine, askerine tuzak kurup öldürenlerle aynı havayı solumak için...

Bu adam; Yüksek vergiler altında ezilerek ağır borç yüzünden icra kapılarında çile çeken, %97’lik enflasyon ile 20 liranın üzerindeki dolar ile kilosu 30 lira olmuş soğan, 450 lira olmuş et yiyemeyen ay sonunu getiremeyen insanlara daha büyü zülüm etmek için…

Bu adam; Mustafa kemal Atatürk’e ve ecdadımıza hakaretlerin için de olmak için orada… Televizyonlara sadece hikâye anlattı. Kim inandı?

‘Siyaset’, siyaset onursuzların elinde böyle onursuz olur.  Böyleleri ilkeleri çıkar odaklıdır. Vatan satsalar umursamazlar. O satılık olandan pay koparmanın peşindedir. Benim şaşıp kaldığım bu engelli, çıkar odaklı yalap adamı destekleyen vatandaşın, milliyetçiliği veya Atatürkçülüğü.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.