|
||
22 MART DÜNYA SU GÜNÜ… KUTLAYACAK NE KALDI? | ||
Susuzluk, Kirlilik. Hatalı su yönetimi… Onlar; yetmedi. Bir daha. Yetmedi daha fazlasını yaptılar. Suçu küresel ısınmaya yıktılar. Allah yağmur vermeyince böyle oldu dediler. | ||
GÜNDEM Haberi | ||
![]() |
||
|
||
22 MART DÜNYA SU GÜNÜ… KUTLAYACAK NE KALDI? Susuzluk, Kirlilik. Hatalı su yönetimi… Onlar; yetmedi. Bir daha. Yetmedi daha fazlasını yaptılar. Suçu küresel ısınmaya yıktılar. Allah yağmur vermeyince böyle oldu dediler. Su, yenilenebilir bir kaynak olmasına rağmen aynı zamanda sınırlı olan temel bir ihtiyaç maddesidir. Nüfus artısı ve sanayide görülen gelişme, su kullanımında sektörler arasında rekabete yol açmaktadır. Sektörler arasında su kullanımında en büyük payı tarım sektörü almaktadır. En büyük kullanıcıda. Kirleticide tarım sektörüdür. Hataları kimse üzerine almıyor. Mübareklerin tamamı sütten çıkmış gibi. Akarsuların önüne çekilen HES betonları. Kuyular. Düzensiz yağış rejimi. Küresel ısınma ve iklimlerin kayması. Tamamı insan unsurlu. İnsan kaynaklı. Seyfe Gölü… İç Anadolu’nun göz bebeğiydi. Kör ettiler. Seyfe gölü; geçmişte dört kaynaktan ve yüzey sularıyla besleniyordu. Devlet bölgeyi koruyacağım adıyla… Siyasetçi iktidar olacağım hırsıyla… Köylü toprak sahibi olacağım sevinciyle, yüzey sularının tamamını içinde toplayacak toplamda göl çevresine, 5 ila 25 metre derinlikte 113 km uzunluğunda kanallar açtı. Vatandaş fırsatları değerlendirdi yüzlerce ruhsatlı derin kuyu, yasal sorumluluk dışında kalan binlerce Keson (sığ) kuyular açıldı… Yetmedi. Doğanın kanını emdiler. Sular çekilmeye, Seyfe Gölü ölmeye başladı. Kolay değildi 25 bin hektarlık bir alanın kuruması. Kara Arkaç kaynağının üzeri kanallardan çıkan toprakla devasa bir yassı höyük inşa ettiler. Bataklıklar, turbalar kurutuldu. Hani! “Kuşlar artık kuluçkaya yatmıyor” diyorlar ya! İşte burası kuşların kuluçka bölgesiydi. Girişimci çiftçi suların çekildiği bölgeleri hiç zaman kaybetmeden sürdü ve ekti. Eski Doğanlı kaynağında bol su vardı. Öylece Seyfe Gölüne akıp duruyordu. Çiftçi Sulu tarıma yönelmiş. Devlet siyasetçi baskısıyla emrin olur diyor ve bölgeye kapalı devre sulama sistemi kuruyor 8 derin kuyu açıyor. Seyfe köyü kaynağı önüne mesire alanı yapmak için önce bir bent kuruluyor. Sular burada toplanıyor, suyun fazlası fırsat bulursa göle akıyor… Sadece bu değil, Sulama birliği bu alandan yıllarca su çekiyor tarım alanlarına. Yetmiyor. Mucur ilçesi şebeke suyunu bu alandan kullanıyor. Yer altı su kaynaklarının sistematik olduğunu jeolojik bir rejim olduğunu bir kenara itip 10 Km geriye çektiklerini iddia edip göl kaynağına zarar vermediklerini söyleyecek kadar çok zekiler. Bu bölgeden yıllık çekilen su miktarı 5 milyon ton ve üzerinde. Dördüncü kaynak Malya kaynağı TIGEM arazisi üzerinde. Kısaca devlet işletiyor… Bu birim 2 bin dönüm yonca, 800 dönüm Mısır yetiştiriyor. Su malya kaynağı üzerinde açılan derin kuyulardan çekiliyor. Bu çiftlik bir zamanlar ağalara beylere, peynir süt, et yetiştiren devletin malı deniz denilen bir çiftlikti. Bir yıl içinde 1500 dönüm yonca ekim alanını 500 dönüm artırmak, müdür efendinin birilerine şirin gözükme girişimi olabilir. Ama bu anlayış kötülüğün ve fırsatçılığın en büyük ahlaksızlığıdır. Seyfe Gölünde 10 Mart 2021 günü kaynakların tümü dâhil bir damla su yok. Su olmayınca kuş yok. Birkaç şaşkın kuş acımasız avcıların tuzağına düşüyor. Çünkü onları gece koruyacak su yığınları yok. Adını renginden alan, Kızıldağ’dan Karadeniz’e akan kızıl nehir. Kızılırmak zengin bitki ve hayvan yaşam alanları ile doğal bir açık hava laboratuarıdır. Ekolojik yaşamın bütün unsurlarıyla yaşandığı Kızılırmak deltasında, ekolojik temelli bir bakış bir türlü oluşmamıştır. Doğanın dilini ve sesini duyurmak, doğa, insan ve toplum ilişkilerini irdelemek ve yüksek çevre duyarlılığına sahip gönüllü elçiler yetiştirmek sadece bizlerin yani STK’ların mı görevi. Devletin unsurları niçin vardır? Mesela Üniversite. Ekoloji Temelli nasıl bir katkısı vardır bu şehre? Kızılırmak deltasında yaşayan göl, deniz, bataklık, saz, balık, kuş, ıslak çayırlar, fundalıklar, kumullar, su basar ormanları ve tarım alanları gibi habitatları omitolojik, floristik, tarım ve doğal kaynak açısından ele almak yerine sadece günü kurtaran bir anlayışın Cek Caklı bakışı insanı çıldırtıyor. Anadolu bozkırının hayat suyudur Kızılırmak Nehri. Cana can katar; çiçeğe, böceğe, Anadolu insanına, toprağına... Kızılırmak, 1355 kilometre uzunluğun 147 Km kısmı Kırşehir idari sınırları içinden geçer. Kızılırmak önüne yapılan baraj ve bentlerle daracık nehir yatağına sıkıştırıldı. Aşırı sulama ve kirlilik. Yetmedi aç gözlü it soyları sazlıkları yakarken, Milletin sırtından maaş alan sözde sorumlu efendiler bu katliamları seyrettiler. Yaban hayatına en büyük zararlar verilirken, ziraiyi atık ve kimyasal kirliliklerin sıfır noktadan Akarsuya akmasına sessiz kalan devletin anlı şanlı müdürleri oturdukları koltukların üzerinden şeylerini kaldırıp ne oluyor ne bitiyor demediler. Kırşehir şeker fabrikası kimyasal atığını hiçbir arıtmaya gerek duymadan Kızılırmak nehrine boşaltmada bir beis görmedi. Çökertme havuzları, atık çamurları Kızılırmak sahilin hemen yanı başına yığıldı. Yağmur sularıyla yüzey sularına karışan atık su, yer altı sularına da karıştı. Burası Tanrılar Yurdu Anadolu… Kızıl nehir Kırşehir topraklarından geniş bir yay çizerek kuzeye yönelir. Hititler; Kızılnehre, bir ara “Marassantiya” Nehri adını vermişlerdi. M.Ö.585 yılında Medler ile Lidyalılar arasında yapılan "Battle of Hallys" Kızılırmak Savaşı burada olmuştur. Önceleri Lidya'lılar ve Pers'ler arasında bir sınırdı. Hitit döneminde Kırşehir’e; Suşehri anlamına gelen “Aquae Saravenas” ismi verilmişti. Dünya’da “Su Savaşları” yapılan tek nehir. Bereketin yatağı anlamına gelen Mitolojik adı “Halys” Tanrılar Tanrısı Zeus’un kutsadığı kızıl nehir. Ana Tanrıça Kıbele’nin yüz yıllardır gözlediği Tanrıların yıkandığı kızıl su. Endüstriyel atıktan, Zirai atığa. Kimyasal atıktan, evsel atığa ve havyasal atıkla, Kızılırmak. Bugün; Karadeniz2e doğru akan 1355 kilometrelik kanalizasyon… Kılıçözü deresi Ne demek gerekir? Doğuşu dediğimiz Çuğun barajından Kızılırmak’a doğru akan Kanalizasyon. Çepe çevre mandıralar. Evsel ve hayvansal atığın buluştuğu, kent için görselliğinden söz edilen bu dere yatağının içinden akan su. Çok değil. 30 yıl önce içilebilir nitelikteydi. Siyasi rant uğruna önce yatağını değiştirdiler. Sonra kanalizasyon sistemleri bağlandı. Etrafına tavuk, Küçük, Büyük baş hayvan çiftlikleri kuruldu. Sonra. Suyun başladığı bölgede Kurulu olan Endüstriyel hayvan tesisleri atıklarını bıraktılar. Yetmedi gölet üzerine kültür balıkçılığı tesisi kuruldu. Yağış düzensizliği ve kuruma. Bu derenin temizliği için dere içine makine girdi. Dünyanın her yerinde dereler doğal akışlıdır. Kanala döndürülmemiştir. Biz bunu da beceremedik. Bu derede üç tür su Kaplumbağa (Kızıl Sırtlı, Şeritli ve Siğilli) Saz Tavuğu, Su kılavuzu, Hint balıkçılı yaşıyordu… Şebeke Suyumuz. Bol kireçli bir kısım hat asbest borulu… Belediye başkanı umarım kuyular üzerine birer tane endüstriyel arıtma sistemleri takar. Asbest borular değişir. Bu şehrin insanları içme suyundaki kireçten. Kanser olmaktan, su şirketlerine, doktorlara para ödemekten kurtulur. |
||
|
||
Etiketler: 22, MART, DÜNYA, SU, GÜNÜ…, KUTLAYACAK, NE, KALDI?, |